Türkiye’nin ekonomik anlamda iki sorunundan birisi kronik enflasyonsa diğeri de kronik cari açık olagelmiştir. Enflasyonda uzun dönem hedefi olan yüzde 5 seviyesi on yıldır yakalanamazken cari açıkta, küresel enerji ve hammadde fiyatlarında görülen elverişli koşullar sayesinde önemli mesafe kat edildi. Aralık ayı ödemeler dengesi verilerinin açıklanmasıyla 2015 yılına ilişkin toplam cari açık seviyesi de belli oldu.
Buna göre 2014’ün son ayında 6,7 milyar dolar olan cari açık 2015’in aynı ayında 5,1 milyar dolara geriledi. Daha önceki aylara göre biraz daha kısıtlı bir toparlanma olsa da yıl toplamında cari açık 32,2 milyar dolar olarak bir önceki yıla göre yüzde 26.1 oranında toparlandı. Henüz GSYH verileri açıklanmadığı için kesin bir oran hesaplayamıyoruz ancak tahmini verilerle cari açığın GSYH’ya oranı yüzde 5’in altına indi. Çok değil iki yıl önce, 2013’te bu oran yüzde 8’in üzerinde, 2011’de ise yüzde 10’un üzerindeydi.
2015 genelinde cari açığın toparlanmasının gerisinde hem yukarıda da belirttiğimiz şekilde küresel enerji ve ilişkili fiyatlardaki düşüşün, hem de ithalatın iç talepteki zayıf görünüm nedeniyle miktar olarak da azalmasının payı var. Aşağıdaki tabloda ödemeler dengesi tablosundaki gelişmeler bir yıl öncesine göre karşılaştırmalı olarak yer alıyor:
Tablonun ilk bölümündeki verileri kısaca özetlersek daha önce TÜİK tarafından açıklanan dış ticaret verilerinde 2015 genelinde ithalatın yüzde 14,4 oranında azalarak 207 milyar dolara gerilediğini görmüştük. Merkez Bankası tarafından açıklanan ödemeler dengesi verilerine göre de yıllık ithalat yüzde 14’lük düşüşle 232,5 milyar dolara gerilemiş. Böylece 2014’te 63,6 milyar dolar ekside olan mal ticareti dengesi 47,8 milyar dolara azalmış. Cari açıktaki toparlanma da büyük oranda buradan kaynaklanıyor. 2014’te 26,8 milyar dolar artıda olan hizmet gelirleri, turizm sektöründeki kayıplarla birlikte 24 milyara gerilemiş.
Tablonun finansman tarafında ise doğrudan yatırımların net olarak iki kattan fazla artmış olması son derece olumlu bir gelişme. Bu rakam 2012’den bu yana ilk defa yıllık 10 milyar doların üzerine çıkıyor. Bu olumlu gelişme sayesinde 2015’te cari açığın üçte birinden fazlası uzun vadeli doğrudan yatırım girişi ile finanse edilmiş. Olumsuz tarafta ise, hem küresel finans sektöründe görünen gelişmeler, hem de bölgemizde oluşan politik istikrarsızlık nedeniyle portföy yatırımlarının net olarak eksiye döndüğünü, yani yaklaşık 15 milyar dolarlık net çıkış olduğunu görüyoruz.
Maalesef sıcak para dediğimiz portföy yatırımlarında görülen bu çıkışlar doğrudan yatırım girişlerinin üzerinde olmuş. Dolayısıyla da, 32 milyar dolarlık cari açıkla birlikte, finanse edilmesi gereken miktar 47 milyar doların üzerine çıkmış. Burada da en önemli finansman kalemleri olarak bankacılık dışı özel sektörün yaklaşık 13 milyar dolarlık net borçlanması öne çıkıyor. Net hata ve noksan kaleminden de 10 milyar dolara yakın finansman girişi olmuş. Ancak özel sektör borçlanması, doğrudan yatırımlar ve net hata ve noksan kalemlerinden gelen toplam finansman yaklaşık 36 milyar dolar seviyesinde kalınca resmi döviz rezervlerimiz de 11,8 milyar dolar azalmış. (Ödemeler dengesi tablosunda resmi rezervlerde görülen eksi işareti rezervlerdeki artışı, artı işareti ise azalışı gösterir.)