ABD’deki siyasi kutuplaşmanın perde arkası enteresan. 2. Dünya Savaşı’ndan hegemon haline gelmiş, en büyük ekonomi ABD içine kapanıyor galiba. Kavganın arkasındaki “The Tea Party” adlı hareket büyük çapta devlet harcamalarını azaltmak arzusundaki tutucu, libertaryan ve popülist yaklaşım. 2009’dan beri protestolar organize eden bu organizasyon ABD Cumhuriyetçi Partisi mensubu parlamenterleri de destekler.
Aslında “Çay Partisi” kavramı ABD’nin kuruluşundan gelir. Boston Tea Party adı ile tanınan olayda İngilizlerin şirketi East India Company tarafından İngiltere’ye ithal edilen çaylara konulan vergilere isyan eden, o zaman koloni vatandaşı olan Bostonlular, Hollanda’dan gelen kaçak ve daha ucuz ve vergisiz çayları tüketmeye dönerek, İngilizlerin üç gemi dolusu çayının geri gitmesini talep edince ve İngiliz gemileri de çayları geri götürmeyince kavga çıkmış. Bostonlular da 16 Aralık 1973 tarihinde limandaki üç gemiyi basıp çayları denize döküp böylece ABD tarihindeki fiziki direnme geleneğini başlatmışlar.
Ted Cruz çok gürültü çıkarıyor
Bugün ise “Tea Party” felsefesi etrafında toplanan bir grup seçimlerde Cumhuriyetçi saflarına katılarak 2010 ara seçimlerinde 138 adayı desteklemiş. Böylece Tea Party destekli adaylar Senato’da 10 koltuktan beşini almış ve Temsilciler Meclisi’ne de 40 vekil sokmuşlardı. Ancak 2012 seçimlerinde zayıf düştüler ve Temsilciler Meclisi’nde ise 2010 yılında kazanılan sandalyelerin yüzde 20 kadarını kaybetmişlerdi.
Son dönemde şöhret kazanan Ted Cruz da senatodaki Tea Party destekleyicilerinin en çok gürültü çıkaranı. Tea Party felsefesinin büyük benzeri de “The Heritage Foundation”. Bu dernek bir araştırma ve eğitim kuruluşu. Kamu politikasının serbest rekabet ve piyasa esasına göre düzenlenmesi gibi ilkeleri destekliyorlar. Heritage Foundation’ın 2010 yılında kurulmuş bir de “Heritage Action” adlı icraat kolu var. Bu kol tutucular ile tutucu siyasiler arasında işbirliğini sağlamak için kurulmuş. Heritage Action Başkanı Michael Needham da en az Ted Cruz kadar etkili ve ateşli biri.
Heritage Action 2013 yılı Ağustos ayında Obamacare adlı sağlık reformu kanununu durdurmak için, Federal Hükümet’in elinin kolunun bağlanması ve bu hedefe ulaşmak için borç limiti ve bütçenin durdurulması fikrini yayan ilk kurum. Obama tarafından parlamentodan geçirilen ve ve Obama’nın ikinci tur genel seçimde de Başkanlığı kazanması artık kamuoyunun sağlık reformu kanununu tartışmaması gerekirken sağlık reformunu gündemde tutarak hem ABD hem de dünya ekonomisini tehdit altına sokmaları, 16 günde tam 24 milyar dolar ziyan yaratmaları, aslında bu gruplara hem iş çevresinde hem de klasik Cumhuriyetçi Partililer nezdinde büyük itibar kaybettirmiş bulunuyor. Bütçe ve borç limiti için de gene de ocak ayından başlayarak yeniden kavga edileceği düşünülüyor.
Obamacare adlı sağlık reformu zor durumdaki vatandaşların sağlık desteklerini artırmak, diğer taraftan da daha yüksek gelirli olanlardan biraz daha yüksek sağlık sigortası kesmek ilkesine dayanıyor. Aynen bizim sağlık ve sosyal güvenlik sistemimiz gibi! Yukarıda tanıtılan tutucular ise neden bizim sağlık sigorta ödememiz artıp başkalarına yardım ediliyor tezini savunuyorlar!