F.Bahçe bu sezon 'Heyecan verici, güçlü bir takım' ama müthiş bir 'Ribaunt sorunu' yaşıyor. Bu maça kadar, bir çok karşılaşmada ribauntlarda geri kalsa da, baş döndürücü bir hızla oynayıp, rakibi şaşkına çeviriyor, oyun kurgusunu bozuyor ve kazanıyordu. Tabii kazandıkça da 'Yumuşak karnı!' kamufle oluyordu. R.Madrid gibi, hızlı oyuna 'daha hızla cevap verebilen, sert savunması ve kritik anlarda dış şut isabetleriye, vurup-kaçan bir ekibe karşı' problem iyice netleşti. Maç sonu istatistiğinde, 22-34 ile İspanyollardan 12 ribaunt fark yedik.
En kötüsü de, pota altımızı iyi savunamayıp, rakibe sunduğumuz 14 hücum ribaundu idi. Biz Madrid pota altında kısırlaştık! Sadece 5 hücum ribaundunda kalıp, rakibe bonkör davrandık. Üstelik öyle ahım-şahım bir savunmada yapamıyorduk. Buna rağmen, farkı 1-2 baskete kadar düşürerek, Madrid'i zorladık. Ama nereye kadardı?.. Sonunda, 18 top kaybımızın da yardımıyla, R.Madrid vurdu-gitti! Yazık oldu! Yani bir anlamda Kurban Bayramı'nda 'Kaptırdığımız ribauntların, kurbanı olduk!'
BARÇA'YA KAFA TUTTU
Beşiktaş-Barcelona maçını izlerken, gurur duyduk. 2. periyotla birlikte güçlü savunmasıyla Avrupa devini budamaya başlayan Kartal, Vidmar ve Barış ile Barca boyalı alanını iyi kullandı. Maç böylece dengeye oturdu. 3. periyotta, Vidmar'ın 4 faule ulaşması, savunma duvarımızda, biraz gedik açtı. Hücumda, pota altında Jerrells ve Christopher, sık sık blok yedi. Bu moral bozdu. İçeriden-dışarıdan, şut dengemiz de bozuldu. Son periyotta 'Savaşan Kartallar!' sahne alıp, skoru zorlasa yetmedi. Yine de 'Bizim Kartal taş gibi!..'