Q7'nin 'ham' futbol yeteneklerine dil uzatanlar, Edirne'yi geçtikten sonra hiçbir televizyonda değil yorumcu, masa olarak bile iş bulamazlar! Zaten Q7 her maçta yetenekleri ölçüsünde performans sergilese, Beşiktaş Türkiye Kupası yani Avrupa bileti ile yetinmez, Kayseri'nin yanı sıra Dublin biletini bile alabilirdi. Peki, 'Q7 yetenekleri'nin her maça damgasını vurması için ne gerek? Q7'yi maksimum verimle işletebilecek 'futbol işletim sistemi'nin savunmadan başlayıp 'Barcelona-Manchester Utd takım zihniyeti'nde 'total' şekilde tüm hatlara yayılması gerek!
Bunun olması için 'defansif istatistik ve estetik' açısından hayati bir kriter var: Bu sezon Türkiye'de top koşturan oyunculardan 'en çok top çalma dalı'nda Beşiktaş formasıyla ilk 100'de sadece dün gece olmayan Toraman var! Maçı 1-1'e getiren penaltıyı ise evimin arka bahçesinde çocuklar yapsa, perdeyi çekeceğim Aurelio'nun bu haliyle Beşiktaş'ta yeri yok! Peki, altyapıda milli takımlarımızın belkemiği olan siyah-beyaz genç stoperler varken, Euro 2008'deki Aurelio'nun kötü ötesi karikatürünün stoperde ne işi var?
GUTİ İSTEMİYORSA
Soruları çoğaltabiliriz ama Shankly'nin dediği gibi bir takım 'futbolcuların bireysel yeteneklerinin toplamından daha yetenekli bir takım' olamıyorsa, o takımın taraftarına layık olabilecek futbol cevaplarını bulabilmesi zordur. Ne de olsa Beşiktaşım, altın çağını 'Shankly'nin Necip'i' olan Gordon Milne döneminde yaşadı. O takımda bir de Quaresma gibi özel bir yetenek olsa zaten 'yerel amortiler'le avunmazdı! Önümüzdeki sezon mu? Ben '11 Necip ruhlu adam'a bile çoktan razıyım. Yine de Necip'in yanında Ernst varken, Beşiktaş forması giyen en özel yeteneklerden olsa da eğer gitmek istiyorsa Guti buyursun gitsin! Hatta o gidiş biletinin üstüne koyarak Fernandes makul bir fiyata alınsa keşke! İşler de bir daha penaltı ruletine kalmasa!