Obama’nın yardımcısıydı.
Fena halde Evanjelik bir isimdir.
İsmi, Joe Biden...
Bu Biden ve diğer 100 milyona yakın Biden’ın inandığı temel dini düstur şudur (kaba ifadelerle anlatıyorum): “Yeryüzünde fesat ve terör ne kadar yayılırsa, kıyamet o kadar çabuk kopacaktır.”
Buna, “kıyameti öne çekmek” tabir ediliyor.
Hâşâ, Allah’ı yanıltacaklar...
Evanjeliklerin bir özelliğini (ayrıcalığını) yazalım:
İsrail ve yeryüzündeki bütün “küreselciler” tarafından destekleniyorlar.
Joe Biden da ülkemiz liberalleri ve gazetecileri tarafından çok seviliyor.
O da bizi seviyor.
Sık sık ülkemizi ziyaret ediyor.
Davutoğlu’nun devri saltanatında ülkemize gelmiş, bir dizi temaslarda bulunmuştu. O ziyaretin akabinde paralel darbenin tedvirine memur yazılmış bir gazeteci (Can Dündar) tahliye edildi.
Tahliye edilir edilmez, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedefe koyan küstah ve tehditkâr açıklamalar yapmaya başladı.
Bu cesareti nerden alıyordu?
Efendisi Joe Biden geldi, “Can Dündar” konulu seri temaslarda bulundu, tutuklu gazetecilerin salıverilmesi için çalışma başlattıklarını duyurdu, ardından “hak ihlali” ve “tahliye” kararı çıktı. (Gevşek ağızlı Kadri Gürsel, yazısında, bu çalışmayı detaylandırıyordu; Biden, Can Dündar meselesine özel bir önem veriyormuş...)
Biraz geriye gidelim...
Henüz ortada 17-25 Aralık hadisesi yok... Can Dündar’ın köşesinde, çok yakında bazı şeylerin değişeceğini, “bir sabah ummadığımız yeni bir Türkiye’ye uyanacağımızı” bildiren “ilginç” bir yazı yayımlandı.
Ummadığımız “yeni Türkiye”yi müjdeleyenlerden biri de, dönemin ABD Büyükelçisi’ydi... “Bir şeylerin olacağını” ya da “bir şeylerin değişeceğini” ima eden açıklamalar yapmıştı da (“Bir imparatorluğun sonunu görmeye hazırlanın” demişti), gelen tepkiler üzerine tornistan edip “yanlış anlaşıldım”, “dost ve müttefik Türkiye” edebiyatına sığınmıştı.
Paralel cenahın (FETÖ’nün) gazeteleri de bu türden şeyler yazıyordu.
İlânihaye böyle gitmeyecekti.
Bir şeyler olacaktı.
Bakalım Erdoğan pervasızca abandığı iktidarını daha ne kadar sürdürecekti? Gezi vartasını atlatmıştı, “dosyalar” ve “darbe” vartasını atlatabilecek miydi?
Bir şeylerin olacağı bilgisine, kahraman gazeteci Can Dündar da sahipti elbette... Bu bilgiyi kendisine ulaştırmışlardı... Bu bilgiyi ulaştıranlar, bir süre sonra MİT TIR’larına ait görüntüleri de ulaştıracak, “kestaneyi ateşten alma görevini” kahraman gazeteci Can Dündar’a bırakacaklardı.
Joe Biden (artık Demokratların Başkan adayıdır) yıllar sonra yeniden ses verdi.
Bir bakıma, “suç ortaklarını” açıkladı.
Okuyalım: “Yapacağım en son şey Erdoğan’a Kürtler konusunda boyun eğmek olurdu. Bazı konularda ona bedel ödetmeliyiz. Muhalefeti desteklediğimizi açıkça göstermeliyiz. Onlarla doğrudan temasa geçip Erdoğan’ı yenecek duruma gelmelerini sağlamalıyız.”
İşte suç ortakları: Kılıçdaroğlu, Akşener, HDP/PKK eş başkanları, Karamollaoğlu, A. Gül, Davutoğlu, Babacan ve başta FETÖ olmak üzere bilumum irili ufaklı Türkiye düşmanı örgütler!..
Şimdi, ismi geçen sayın liderlerden açıklama bekliyoruz.
Biden’ın ağzının payını verecekler mi, yoksa susacaklar mı?