Ülkemizin en büyük işçi kuruluşu olan Türk-İş’in bu yıl İşçi Bayramı’nı Kocaeli’nde kutlama kararı alması yerindedir çünkü en büyük sanayi bölgesinin merkezi bu şehirdir ve Türk işçi sınıfı bu şehrin kucağında büyümüştür; nitekim 1 Mayıs bayramına yaklaşık yüz bin işçi katılmıştır. Genel Başkan Ergün Atalay’ın her zamanki sağduyusuyla 1 Mayısı, işçi hareketinin dayanışmasının ve sorunlarının dile getirildiği bir gün olarak görmesi kadar bunların ancak demokrasi içinde çözüleceği anlayışıyla hareket etmesi de mühimdir.
Ülkemizde bazı küçük grupların, 1Mayıs’ı bir şiddet ortamına dönüşme fırsatı olarak gören neredeyse ‘geleneksel hale gelmiş davranışları’, bu yıl da belli bir düzeyde de olsa eksik olmadı. Bu karanlık unsurları kimse ‘bazı solcu veya sosyalist gruplar’ olarak görüp geçmemelidir zira bu unsurların arkasında başta Taksim’de yaşanan katliam olmak üzere birçok cinayet, karanlık olay vardır.
DEMOKRASİYİ SAVUNMAK
Zaman zaman sahneye çıkan ‘yüzleri kırmızı maskeli’ tipler haydut olsaydı mesele sadece kriminal bir konu olarak kalabilirdi fakat geçmişte bu unsurların ülkeyi istikrarsızlaştırarak, askeri darbeler vasıtasıyla, dış müdahalelere açık zemin hazırlamak üzere çalıştığı artık tartışılmayacak şekilde ortaya çıkmıştır.
Türkiye’deki kitlesel her olayı, özellikle 1 Mayısları bir operasyonel zemin olarak değerlendiren yabancı servislerin sabotaj ve provokosyonları ‘müttefik unsurlar’ tarafından devlet içine yerleştirilmiş unsurların, GLADYO benzeri yapıları harekete geçirmesi geçmişte çok zor olmamıştır. 1977 1 Mayıs katliamı, işçi hareketi içine sokulmuş unsurlarla, bu yapıların ortak bir eylemi olarak değerlendirildiğinde, zaten zayıf olan demokrasinin nasıl işleyemez hale getirildiği kolayca anlaşılacaktır.
1974 Kıbrıs Harekâtı’na karşı uygulanan ‘ambargo’ arkasından hazırlanan ‘sağ/sol’ çatışması görünümlü iç savaş provası, 1977 1 Mayıs katliamının 12 Eylül’e uzanmasını tesadüf saymak, saflık olmaz mı? Şimdi size basit bir gazete haberini vereyim: Aralarında kesinleşmiş ağırlaştırılmış idam cezası bulunan biri MKPL diğeri FETÖ’den aranan iki subay ve ABD’nin TIR’lar dolusu silah verdiği PKK/PYD’li bir katil aynı araçla Yunanistan’a kaçarken yakalandılar. Bunların aynı araçla kaçmasına da isteseniz tesadüf diyebilirsiniz.
EMEK VE ÜLKE
Bugün 1 Mayıs geçmişin karanlığının arayışında olanlar bulunsa da özgürce kutlanan, 2009’dan bu yana da resmen bayram olarak kutlanan bir gündür. Türkiye demokratikleşme sürecinde ilerledikçe yasaklardan baskılardan kurtuldukça bu ilerlemesi devam edecektir ki bunun en büyük savunucusunun işçiler olduğu açıktır; demokrasi işçilerin emeği ve ekmeği üzerinde yükselen bir değerdir, bu bakımdan onlar, ülkenin karşılaştığı dıştan güdümlü bir müdahalede ilk ayağa kalkıp demokrasiyi savunacaklarını 15 Temmuz ihanetinde ortaya koymuşlardır.
Bu seneki 1 Mayıs’ın talihsizliği, bayramı Urfa’da kutlayan HAK-İŞ ve Memur-Sen’in mitingine katılmaya gelenler arasında yaşanan kazadır; hayatını kaybeden emekçilere rahmet, yakınlarına sendikalarımıza başsağlığı dilerim.