• $32,3705
  • 35,0853
  • 2324.63
  • 9114.97
22 Mart 2015 Pazar 02:00 | Son Güncelleme:

Hayalin kadarsın

Hayalin kadarsın

Hayalim var ama gerçekleştirmesi imkânsız demeyin. Siz yine de hayal kurmaya devam edin. Bakarsınız bir gün gerçek olur. Nasıl mı?

Üniversite öğrencilerinin hayallerini gerçekleştirmek için yola çıkan “Dreamstalk” inisiyatifi bir gün sizin de kapınızı çalabilir. Hedefi hayal kurmaya teşvik etmek olan platformun ayrıntılarını algı stratejisti ve Koç Üniversitesi öğretim üyesi Semih Yalman anlattı.   

Sibel Ateş Yengin
sibel.ates@aksam.com.tr

DREAMSTALK DA NEYMİŞ?  

Dreamstalk, üniversite öğrencilerinin hayallerini duyurabilecekleri bir platform. Gücümüz yettiğince bu hayalleri dinleyerek gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Son 5 yılım her sene 15 üniversiteye giderek akademisyen ve yazar kimliğimle konuşmalar yaparak geçti. Bu konferanslarda aslında bizlerin değil, üniversitedeki gençlerimizin konuşması ve bizim onları dinlememiz gerektiğini fark ettim. O dönemde hem öğrencim hem de daha sonra asistanım olan Ezgi Utan Çin’den dönmüştü. Kafa kafaya verdik. Ben hayal konusunun algı üzerindeki etkisi üzerine bazı araştırmalar yapıyordum. Gittiğim konferans ve konuşmaları neden hayal dinlemek üzere şekillendirmeyelim diye düşündüm. Ezgi fikri beğendi. Sonra diğer öğrenci arkadaşlarımızın da katılımıyla olay şekillenmeye başladı. Hedefimiz üniversiteli öğrencileri hayal etmeye teşvik ederek, toplumun ve eğitim sisteminin kalıplaşmış yaklaşımları doğrultusunda zedelenen hayal etme melekesini geri çağırmaktı. Topluma hayal kurmanın önemini hatırlatarak, hayalin bireylerin yaşadıklarına olan etkilerini ve önemini vurgulamayı istedik. Mümkün olduğu kadar fazla hayal dinleyip ayrıca öğrencilerin ve toplumunda bu hayallerin farkında olmasını sağlamayı hedefledik.

UYKUDAN UYAN

Gençler konuşmaya çekiniyor. “Başkaları ne der?” diye düşünüyor. Ya kendilerine güvenmiyor, değer vermiyor ya da kapasitelerini hakir görüyorlar. Televizyon dizileri ve benzeri seyir platformları resmen uyutuyor bu çocukları. Oğlumun dediği gibi “Hayal kurabilmek için uykudan uyanmak lazım.” Çocukları dürtünce başlıyorlar konuşmaya. İşte o an çok muhteşem ve değerli. Bir sürü hayal akmaya başlıyor. Birbirleriyle tanışmaları, kenetlenmeleri, birbirlerini dinlemeleri ve fikir alışverişinde bulunmaları önemli. Bazıları ise hayal kurmuyor. Adeta bırakmışlar hayal kurmayı. Anaokulunda yüzde doksan sekiz olan bu meleke üniversite de yüzde ikiye düşüyor. Hayali olan öğrenciler bu hayallerden utanıyor ya da hayali gerçek kılmak için nereden başlayacaklarını bilmiyorlar. Oyun, mizah, samimi yaklaşım ve onların yanında olmak hem  kendilerine güveni hem de size olan akışı sağlıyor.
Hayal bir flash disk gibi. Doğarken yanımızda getirdiğimiz ve bu dünyada aslında neden olduğumuzu bize anımsatacak bir flash disk. Hayal aslında insanın en önemli varlığı, kabiliyeti. Hep “Hayalin kadarsın” derim ben. Ne hayal edersen ona koşacaksın bu dünyada. Dolayısıyla kurduğun hayalin birey ve toplum olarak gelecek için önemi fevkalade büyük. Tarih sayfalarına bakın. Sadece hayalperestleri yazıyorlar aslında. Hayal senin farkını ortaya koyacak olan öz meleken.  Burada bu süreç devam ettikçe bireyin evrimi, gelişim ve dönüşümü de daimi oluyor.

MUTLU OLMAYI HAK EDİYORUZ

Türk aile kültüründe çocukların gelişimi daha çok mantık üzerine kuruluyor. Hayal kurmak daha havai bir tutum olarak algılanıyor. Bu yüzden de olduğumuz yerdeyiz. Birçok alanda geri kalmış durumdayız. Çocuklara, gençlere hatta yetişkinlere hayallerinden ötürü prim vermek yerine biz hep hayali küçümsemişiz. Hep disiplini, bilgi hamallığını, tutucu eğitim tavrını, örf ve adet kılıfını kullanmışız. Vicdanı sömürmüş, sevdirmek yerine korkutmuşuz. Bunlar korku çağı metotları. Aydın insan ışığını hapsetmez, hapsettirmez. Yok, efendim “nazar değer”, “aman gülme başımıza bir iş gelir”, “taş olursun”... Bu sözlerle hayal kurmak gayri ciddi ve hafiflik olarak lanse edilmiş. Birbirine selam vermeyen, gözlerini birbirinden kaçıran, başarılı olmalıyım ki sevileyim gibi mantık hataları yapan, gülmeyen, kasvetli bireyler olup çıktık. Mutlu olmayı hepimiz hak ediyoruz. Kurban psikolojisinden kurtulup hayal etmeyi kucaklamalıyız.

METEOR TAŞLARINDAN ENERJİ ÜRETECEĞİM

Her hayal çok ilginç aslında. “Hayalim yok” dedikleri zaman bile olay çok ilginç. Çünkü bir enerji açığa çıkıyor ve bir düğüm çözümleniyor resonatif ifadeyle. “Meteor taşlarını uzayda toplayıp onlardan enerji üretmek istiyorum” diye bir hayal vardı. O beni çok etkilemişti. Bize gelen hayaller için 5 kriterimiz var; etki ve rol model olabilme, erişeceği insan sayısı, inovatif olup bir probleme çözüm getirebilmesi, ilham kaynağı olabilmesi, dikkat çekmesi, eğlenceli olması ve anlatılması. Hayal ortaklarımızla kurduğumuz bir komitemiz var. Öğrencilerimizle seçim sürecine dâhil oluyorlar. Bu beş kriterin yanı sıra elbette bütçemiz önemli. Geçen sene aldığım kredinin yanı sıra sadece bir hayal ortağımız vardı. Hayal ortaklarımızın artacağına canı gönülden inanıyorum çünkü samimi ve hayırlı bir iş yapıyoruz.

ÜNLÜ BİR SANATÇIYLA BULUŞMAK MI İSTİYORSUN?

Mesela ünlü bir sanatçıyla öğle yemeği mi yemek istiyorsunuz? Çok kolay. Mutlaka tanıdığımız birileri birilerini tanıyor hal böyle olunca rica ediyoruz. Sonra da oluyor. Ama şu sanatçıyla düet yapmak istiyorum diyen hayaller de var. O biraz daha zorlaştırabiliyor işi… Burada hayal ve isteği ayırmak lazım. Hayal etmek illa istemek olmamalı... Hayalin kendi akışı ve büyüsü var. Bazı arkadaşlar “Olmayacağını biliyorum ama bu beni hayali kurmaktan alı koymuyor” diyor. Burada söylenen önemli. Hayal bir enerji çemberi; bizi iyi hissettiren ve o hayali düşünürken bize aslında birçok ipucu ve işaret veren bir çember.

ORTAKLARIMIZ ÇOĞALDI

Buradaki en önemli özellik bu platformun öğrenciler için olması. Dolayısıyla sponsor ve ticari kurumlar sadece hayal ortağı ve geri plandaydı. Markalama ve veya ön plana çıkma durumu söz konusu değil. Çünkü projenin samimi ve içten olması için gönülden katılım çok önemliydi. Peki, kurumlar buna “Evet” dedi mi? Elbette çoğu “Hayır” dedi. Peki, nasıl para bulduk, nasıl başlayabildi? Burada finansman elbette önemliydi ama her şey değildi. Basit düşündük. Çok basit. Biz birçok şeyi kendimiz yaptık. Sahne tasarımı, logomuz, akışımız... Şahsen bankalardan bireysel kredi aldım. Ardından n11.com’un desteği geldi. Açıkçası o dönemde bize bir tek n11.com inandı. Bu sebepten İzi Adato ve Nak Kyun Chong’a büyük bir teşekkür borçluyum.

Bugün hayal ortaklarımız çoğaldı. n11.com, BP, Anadolu Efes, Koç Vakfı, Atölye İstanbul, Boogy, Marketing Toys bizlere destek oluyor.

Dış ticaret açığı yüzde 44,2 azaldı
Dış ticaret açığı yüzde 44,2 azaldı

Dış ticaret açığı yüzde 44,2 azaldı

Emeklilere indirimli bilet müjdesi!
Emeklilere indirimli bilet müjdesi!

Emeklilere indirimli bilet müjdesi!

Tam 1,5 milyar... Dış kaynak akışı bu yıl da hız kesmedi
Tam 1,5 milyar... Dış kaynak akışı bu yıl da hız kesmedi

Tam 1,5 milyar... Dış kaynak akışı bu yıl da hız kesmedi