• $32,4295
  • 35,1666
  • 2325.63
  • 9079.97
18 Ocak 2015 Pazar 02:00 | Son Güncelleme:

Büyüklerin büyük aşkları

Büyüklerin büyük aşkları

Kimi evlilikle kimi hüsranla sonuçlansa da her biri döneminin en büyük aşkları olarak hafızalara yazıldı…

Çiğdem Işık ÖZKAN
cigdemibjk@gmail.com

Ünlü gazeteci Ergun Hiçyılmaz, yaklaşık 50 yıl önce yazdığı ‘yasak aşklar’ kitabının içinde sinemanın ve spor dünyasının bazı önemli isimlerinin yaşadığı aşkları anlatmıştı… Bu kitabı okuduğum yıllarda, bu aşkların kahramanlarıyla konuşarak bir yazı dizisi hazırlamak istemiştim… İlk konuştuğum kişi, sinemanın ünlü yıldızı Türkan Şoray ile tam 23 yıl büyük aşk yaşayan Rüçhan Adlı idi… Rüçhan Adlı yaptığımız görüşmeden kısa bir süre sonra vefat edince, röportaj, ‘Adlı’nın son röportajı’ olarak yayımlandı… Ancak sinemanın ve futbolun büyük isimlerinin yaşadığı, büyük aşklar hep yazmak istediğim bir konuydu. Ergun Hiçyılmaz ile İstiklal Caddesi’nde tarihi pasajın içinde, kitaplarla 
dolu ofisinde buluşup bu kitabı üzerinden keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Sonra Rüçhan Adlı ile yaptığım o son, Türkan Şoray’ı anlattığı röportajını, artık iyice sararan gazete sayfasında tekrar tekrar okudum. Anlatılanlardan, mektuplardan, Ergun Hiçyılmaz’ın değerli çalışmasından toparladıklarımla sinemayı ve futbolu buluşturan büyük aşkları yazarken, "O aşklar da aynı eski bayramlar gibi bir başkaymış" demekten kendimi alamadım… İşte büyük aşklar…

TÜRKAN ŞORAY-RÜÇHAN ADLI

Birisi Türk sinemasında yavaş ama emin adımlarla ilerleyen Türkan Şoray, diğeri Galatasaray’ın Asbaşkanı Rüçhan Adlı idi.. Eğer onların aşkı bir film olsaydı, şüphesiz izleyenler gözyaşlarını tutamazdı. Tarabya’da Villa 
Zarif Oteli’nde film çekimi için bulunan Şoray’ın aniden tutan baş ağrısına, Rüçhan Adlı’nın uzattığı bir hap çare oldu. İşte tanışmaları böyle gerçekleşti. Sonrası mı? Tamı tamına 23 yıla sığan büyük bir aşk… Türk Sineması’nda 'Sultan’ diye anılan Türkan Şoray’a bu ismi Rüçhan Adlı layık görmüştü. Ona yazdığı mektuplara hep ‘Sultan’ diye başlar ve gönlünden kopan şiir dolu dizeleri sıralardı: ‘’Peri Sultan, bugün mayıs bir… Çiçekler güneşten mahrum ve mahzun. Yalnız on bir lale senin ışığında mesut yaşayacak ve mesut olacaktır. Seni öperim.’’   Rüçhan Adlı ile buluştuğumuzda, önce Galatasaray’da yöneticilik yaptığı dönemleri, Metin Oktay ile ilgili anılarını anlattı. Lafı yine evirip çevirip Türkan Şoray’a getirdim. ‘‘Ben sizinle ilgili bazı araştırmalar yaptım. Nasıl tanıştığınızı biliyorum’’ dedim. ‘‘Söyle bakalım’’ dedi. ‘‘Tarabya’daki Villa zarif Otelinde bir film çekimi sırasında tanışmışsınız’’ dediğimde önce yüzüme baktı, sonra gülümsedi. ‘‘Bir de benden dinle’’ dedi. ‘‘Ben Türkan’a onunla tanışmadan evvel hayrandım, çok beğenirdim. Daha o zamanlar Türk sinemasında kendisine yer arayan, çok genç bir sanatçıydı. 1962’nin eylül ayında Zoraki Damat filminin çekimi için Tarabya’da Villa Zarif Oteli'nde bulunduğu sırada tanıştık. ‘‘Türkan Hanım'ın başı ağrıyor’’ dediklerinde hemen koştum, ona bir hap yetiştirdim. Biz de o sırada Milan maçı için kamptaydık. Aramızda bir elektriklenme olmasına rağmen ona hemen açılamadım. Biliyor musun, bizim birlikteliğimizin başlamasındaki en büyük etken; benim şu sıralar Almanya’da bulunan şoförümdür.’’ Şaşkın şaşkın yüzüne baktım. ‘‘Nasıl?’’  ‘‘Galatasaray maçındayım. Baktım bizim şoför geldi. Kulağıma kadar eğilip, ‘Beyefendi, Türkan Hanım ve annesi kapıda. Maçı izlemek için gelmişler. Sizi görmek istiyorlar’ demez mi? Yüreğim ağzıma geldi. Kulaklarımda bir uğultu. Ne diyeceğimi, ne yapacağımı şaşırdım. O anda duyduğum sevinç ve heyecanla Maça mı gelmişler?’ demekten kendimi alamadım. Çünkü Türkan Hanım'ı ve annesini alıp maçı izleyemezdim ki! Oturduğum yerden kalkıp kapıya koşmam bir oldu. Hemen onları Boğaz’da çay içmeye davet ettim. Böylece aramızdaki samimiyet ilerledi. Sonradan öğrendim ki bizim şoför, Türkan Hanım'a gidip ‘Rüçhan Bey sizi maça davet ediyor’ diyerek onları almış gelmiş. Oysa benim hiçbir şeyden haberim yok.’’ Boğaz'daki çay sefasından sonra görüşmeler sıklaşmış, birbirlerini gördükleri anda yaşadıkları elektriklenme aşka dönüşmüş... Şoray o günlerde bir dergiyle yaptığı röportajda, Rüçhan Adlı’yı ilk gördüğü anda yaşadıklarını şöyle anlatıyor. ‘’Hep uzun boylu, yakışıklı, şakakları kırlaşmış, yeşil gözlü, sevimli tebessümü olan,  olgun bir erkek düşlerdim. Bu sebepledir ki, onu görür görmez sevdim.’’ Türkan Şoray o yıllarda verdiği röportajlarda, Rüçhan Adlı’ya olan aşkını anlatırkan ‘çığ gibi’ deyimini kullanmaktan kaçınıyor. Çünkü çığın bir süre sonra eriyip yok olacağını söylüyor. 23 yıl dolu dolu yaşanan aşkta bir gün yolları ayrılmasına rağmen, Türkan Şoray’ın dilediği gibi aslında aşkları bir çığ gibi eriyip bitmiyor… Rüçhan Adlı’nın o son röportajında, son nefesindeki sözleri gibi, birbirlerini sevmekten hiç vazgeçmiyorlar; ‘’… Biliyor musun beni yaşantım boyunca onun kadar hiç kimse sevmedi. Onu da benim kadar kimse sevemez…’’

FATMA GİRİK – VAROL ÜRKMEZ

 ‘’Sakın beni aklından çıkarma, çıkardığın gün senin de aklını başından alırım ama…’’ Bu sözler, Türk sinemasında güzel mavi gözleriyle adından söz ettiren Fatma Girik tarafından, Beşiktaş, Altay ve Galatasaray takımlarının formalarını 
giymiş, dönemin en ünlü kalecisi Varol Ürkmez için yazılmıştı. Fatma Girik’in mektupları çok içten ve sevgi doluydu. ‘’Yazdığın mektubunu aldım. Dünyada beni bu kadar hiçbir şey sevindirmezdi. Sen benim hayatımsın, sen benim canımsın. 
Her dakika ben de seni düşünüyorum. İlk aşk hiç unutulmaz. Bu bir darb-ı meseldir. İlk sevgili nedense, her güzelden güzeldir…’’ Yıl 1957… Fatma Girik ve Varol Ürkmez, bir film galasında karşılaşırlar… Gazeteciler Fatma Girik ile Varol’u fotoğraf çekmek için yan yana getirirler. Varol, kafasını yanındaki genç kadına doğru çevirince, o müthiş mavi gözlerle buluşur, kendi ifadesiyle ‘aptallaşır’ ve o mavi gözlerin peşine düşer…  Deli dolu bir aşk başlar. Manşetlerden inmeyen, adım adım takip edilen bu aşk, tam 53 kere nişanlanıp, 5 kere evlenen Varol’un çapkınlıkları nedeniyle biter… Varol, yıllar sonra bu aşk kendisine sorulduğunda, ‘‘Ben ona layık değildim’’ diyerek, son sözü söyler…

HÜLYA KOÇYİĞİT-SELİM SOYDAN

Yeşilçam’ın en güzel yıldızlarından biri olan Hülya Koçyiğit ile Fenerbahçe’nin yıldız futbolcusu Selim Soydan, birbirlerini ilk kez Büyükada’da görürler… Selim Soydan, takım kampı için gittiği Büyükada’da Hülya Koçyiğit’le karşılaşınca adeta nefesi kesilir… Hayatının aşkını bulduğuna o dakika karar veren Selim Soydan, "Annen annem, kardeşlerin kardeşlerim olsun. Gel Hülya yuvamızı kuralım" diyerek, güzel kadını evliliğe ikna eder… O günden bugüne 40 yıl geçer… Onlarınki, sinemanın ve futbolun buluşturduğu, sonu evlilikle biten, masal tadında devam eden nadir aşklardandır…

Murat Kurum, BAYKAR'ı ziyaret etti: Türkiye'nin geleceğine olan inancım arttı
Murat Kurum, BAYKAR'ı ziyaret etti: Türkiye'nin geleceğine olan inancım arttı

Murat Kurum, BAYKAR'ı ziyaret etti: Türkiye'nin geleceğine olan inancım arttı

Diyarbakırlı Saliha Gündüz'ün Başkan Erdoğan sevgisi: O anları 24 TV'ye anlattı
Diyarbakırlı Saliha Gündüz'ün Başkan Erdoğan sevgisi: O anları 24 TV'ye anlattı

Diyarbakırlı Saliha Gündüz'ün Başkan Erdoğan sevgisi: O anları 24 TV'ye anlattı

Belçika'dan terör provokasyonlarına ilişkin açıklama: PKK Avrupa'da tanınmış bir terör örgütüdür
Belçika'dan terör provokasyonlarına ilişkin açıklama: PKK Avrupa'da tanınmış bir terör örgütüdür

Belçika'dan terör provokasyonlarına ilişkin açıklama: PKK Avrupa'da tanınmış bir terör örgütüdür