• $32,3445
  • 35,1375
  • 2306.86
  • 9079.97
16 Ocak 2015 Cuma 02:00 | Son Güncelleme:

Tarkovski’nin Stalker’ının fazlasıyla İngiliz tarzı tahlili

Tarkovski’nin Stalker’ının fazlasıyla İngiliz tarzı tahlili

*(Sukhdev Sandhu’nun 16 Şubat 2012’de, The Guardian’da çıkan yazısı.)

J. Hoberman geçen ay Village Voice’tan atıldıktan sonra, hakkında yazılan övgülerden biri de eski öğrencisi Matt Singer’dan geldi. Kendisi de yazar ve televizyon programcısı olan Singer, Hoberman’ın New York Üniversitesi’nde verdiği seminer derslerindeki en önemli önerileri derlemiş. Aralarında, bir dolu yerinde tavsiye vardı –“Laf kalabalığı yapmamaya dikkat et. Daha kısa bir kelimeyle anlatabiliyorsan anlat; sonuna kadar hıncını çıkar. Eleştiride, depresyonlu olmaktansa öfkeli olmak yeğdir” – ancak en temel ve önemli mesaj şuydu: “Olay örgüsüne dayalı sinopsisler makaleyi otomatik olarak mahveder.”
Doğru ya da yanlış, sinopsis en aşağı yazım türü olarak görülür. Geoff  Dyer, Andrey Tarkvski’nin 1979 tarihli filmi Stalker’a (İz Sürücü) dair kendine has alışılmadık kitabı Zona’nın üçte ikisine tekabül eden bir yerinde, “Beni bir filmi görmeye ikna etmek için kalkıp özetinin anlatılması kadar nefret ettiğim bir şey yoktur” diyor.  Bunu yapmakla, ‘o filmi görme ihtimalinin tamamen yok edildiğini’ söylüyor.  Şaşırtıcı bir iddia bu ama caz hakkında olsun ya da Birinci Dünya Savaşı yahut D.H. Lawrence, Dyer’ın yoldan çıkarak biçim ve içeriği çekici bir tarzda yediren kitaplarına aşinaysanız o kadar da değil. Zira Zona plan plan ilerleyen uzun bir film özeti.
160 dakikalık Stalker zaten uzun bir film. Solaris’le birlikte, Rus yönetmenin en tanınmış eserlerinden. Stalker adlı orta yaşlı bir adamın, Yazar ve Profesör adlı kişileri ‘Bölge’ adı verilen asker kuşatmasındaki bir araziye götürdüğü zorlu bir yolculuğu takip ediyor; bu bölgenin kalbinde ‘Oda’ denilen yer var ve buraya girebilen kişinin en derindeki arzuları gerçekleşiyor. 
Arkadi ve Boris Strugatski kardeşlerin 1971 tarihli romanından serbest bir şekilde uyarlanmış, vahiysel ortamı ve geleneksel engelleriyle (uçuşan mermiler yeraltı tünelleri, bataklıkımsı akarsu yatakları) bilimkurgu tınılı bir öyküsü var filmin. Günümüz bilgisayar oyunlarındaki gibi keşif temalı olması da cabası, zira Ukrayna’da bir şirket 2007’de, kısmen filmden ilhamla S.T.A.L.K.E.R adında, keskin nişancı temalı bir oyun piyasaya çıkarmıştı. 
Gulag mahkûmlarını andıran, saçları kısacık kesilmiş oyuncuları, tahrip olmuş topografyası ve insan mutluluğu hakkında temel sorular sormasıyla, Tarkovski’nin filmi sıklıkla komünizm rejimi altında yaşamanın bir alegorisi olarak görülmüştür. Stalker üzerine sebatla epey bir yorum taradığı belli olan Dyer, o tür bir okumaya geçit vermekle birlikte, filmin 1986’daki Çernobil nükleer felaketinin ardından bölgenin tahliye edilerek yasak bölge haline getirilmesini de öngören kehanetsel bir yanı olduğuna da dikkatleri çekiyor. 

BAZI OKURLAR TUHAF BULABİLİR

Ne ki Dyer, bu ülkedeki entelektüel kültürün cemaatleşmeyle dalgasını geçmesine,  denemeleri ve kitaplarının birçoğu yurt dışında geçmesine rağmen, her zaman bir İngiliz yazarı olmuştur. Bu kendini Zona’da belli ediyor, öyle ki, istediği kadar İz Sürücü ve eşlikçilerini birer metafizik öncüler olarak betimlesin, Jerome K Jerome’nin Kayıktaki Üç Adam adlı romanından çıkmış sakar enayileri de andırıyorlar. 
Gerçi aynı şekilde, Merleau-Ponty, Zizek, Heidegger’e bolca referans da var ve bunlar, örneğin Jeremy Clarkson’la ilgili rastgele saptamaları (Bölge taviz vermez, bozulmamış değere mekân olan bir yer. Top Gear’ın yayın haklarının satılmadığı dünyadaki birkaç ülkeden biri, muhtemelen de tek ülke) ve ayrıca, Jean-Luc Godard’la birlikte çektikleri filmi Sympathy for the Devil’i bitirdikten sonra, Mick Jagger’ın onun hakkında düşündükleri gibi,  gelişigüzel bir şekilde karşımıza çıkıp dengeliyor ya da tamamlıyor.
Bazı okurlar bu yan temaları ve sapmaları öğretici olmaktan çok, tuhaf bulabilir. Bazıları Dyer’ın gittikçe daha da gelişen komik yazma dehasının,  The Colour of Memory (1989) ve Paris Trance (1998) gibi kitaplarındaki o buruk lirik havayı bırakıp bırakmadığını da düşünebilir. Sinema hastalarının, örneğin David Bordwell’in algısal film teorisinin Zona’yı az pişmiş bulma olasılığı var kuşkusuz. Ama Dyer’ın umurunda mı? Out of Sheer Rage’teki akademik eleştiriyi, bir şeyse de taammüden steril mastürbasyon olduğu şeklinde karakterize edişine bakılırsa, sanırım hiç de umurunda değil.  

SEVGİ VE MUTLULUK SORGULAMASI

Bana sorarsanız, onun Tarkovski hakkında hem günlük konuşma dilinde hem de konuya epey vakıf bir şekilde yazması harika bir şey. Dyer onu yüksek sanat kalabalığının pençelerinden ve böylece idolleştirilmekten kurtarıp, Stalker’daki manzara ile kendisinin doğup büyüdüğü  Leckhampton’daki dikenli tellerle çevrili, terk edilmiş tren istasyonu arasında bağlantılar kuruyor. 
David Cameron’un Kralın Konuşması’nı sinemanın doruk noktası olarak gördüğü, hevesli en ufak bir sanatsal girişimimin orta sınıf İngiltere’sinin kültür bekçilerince elitist ve anlaşılmaz bulduğu bir dönemde, meraklı sinema izleyicilerinin In Between Movie’den daha ilginç eserlerden tat alabileceklerini vurgulamak önemli. 
Aynı şekilde Dyer’ın, filmlerin, evcilleştirilmiş ve ehlileştirilmiş DVD formatında değil de,  sinemada izlemek zevkinden bahsedişini okumak da güzel. Stalker kapsayıcı bir tecrübe olduğu ölçüde görsel bir şölen olmasıyla, evde izlendiğinde etkileme gücünü kaybeder. Zira Dyer, ‘geçici hacı merkezi olarak sinema olasılığı’nı ortaya atıyor. 
Gösterişli biçiminin ötesinde, canlı-blog tarzında entelektüel bir yorumu andırmasına rağmen Zona’nın böylesi canlı bir eser olmasının nedeni, Dyer’ın okurlarını birer yolcu haline getirip peşine takarak, onları sevgi ve mutluluk hakkındaki gerçekleri sorgulamaya sevk etmesinde yatıyor olmalı. 

Vatandaş, 'Bize neyin sözünü verebilirsiniz?' diye sordu... İstanbul'a yeni metro müjdesi!
Vatandaş, 'Bize neyin sözünü verebilirsiniz?' diye sordu... İstanbul'a yeni metro müjdesi!

Vatandaş, 'Bize neyin sözünü verebilirsiniz?' diye sordu... İstanbul'a yeni metro müjdesi!

Deprem uzmanlarından korkutan İstanbul uyarısı! Riskli ilçeleri açıkladılar
Deprem uzmanlarından korkutan İstanbul uyarısı! Riskli ilçeleri açıkladılar

Deprem uzmanlarından korkutan İstanbul uyarısı! Riskli ilçeleri açıkladılar

Çin, 'Türkiye rekor kırdı' diyerek duyurdu! 'NATO ülkelerinden Ortadoğu'ya kadar...'
Çin, 'Türkiye rekor kırdı' diyerek duyurdu! 'NATO ülkelerinden Ortadoğu'ya kadar...'

Çin, 'Türkiye rekor kırdı' diyerek duyurdu! 'NATO ülkelerinden Ortadoğu'ya kadar...'