• $32,3221
  • 35,0625
  • 2306.97
  • 9079.97
15 Mayıs 2015 Cuma 02:00 | Son Güncelleme:

Tarih elindeki elekle peşimizden gelmekte!

Tarih elindeki elekle peşimizden gelmekte!

Haşim Hüsrevşahi “dolunayda kızıl tef çalan kadınlar” adlı kitabıyla İranlı kadın şairlerden bir seçki hazırladı. Amacı yıllardır sesi ve dili adeta kesilmiş İran kadının bu alandaki sesini duyurmak olan Hüsrevşahi, sadece “İranlı kadın şairler değil, İran edebiyatı da iyi tanıtılmadı” diyor.

Emre Şahinler
kitap.eki@aksam.com.tr

Haşim Hüsrevşahi, hazırlamış olduğun seçkide yer alan kadın şairleri hangi kıstasa göre seçtin? 
Bu seçkiyi hazırlamamdaki temel neden on yıllardır sesi ve dili adeta kesilmiş İran kadının şiir alanındaki sesini ve sözünü duyurmaktı. Başka bir deyişle hareket noktam şairlerin bir bakıma sadece tanınmış, ünlenmiş ya da edebi alanda yerleri deyim yerindeyse garantiye alınmış “usta” kadınların şiirlerini çevirmek değildi. Seçim kıstasım çok basitti: kadın şair olmak ve yayımlanmış kitabı olmak. Ulaşabildiğim kadarıyla ulaştım. Okuyabildiğim kadar okudum. Ancak bu geniş yelpazedeki şairlerin hangi şiirlerini çevirdim sorusu farklı bir sorudur. Şiirlerin her şeyden önce çevrilebilirliğine baktım. Aşırı yerel gönderileri olan ya da sözcük oyunlarına dayalı dize yapımlarına dayalı şiirleri çevirmedim. Ayrıca çevirdiğim şiirin o şairin bana göre şairin sesine ve sözüne en yakın olanı seçmeye özen gösterdim. Tabii burada çok önemli bir sorun da vardı. Bu kadar sayıca fazla şairi çevirmeye kalkışınca, çeviri sürecinin uzun olması nedeniyle bütün şiirler o şairlerin en son şiirleri olmama olasılığını doğuruyor! Bundan kaçınmak olanaksızdır. Aksi takdirde asla bir seçki ortaya çıkmaz! 

İran’da bu kadar kadın şair var mı? Daha fazla şair eklenir mi?
İran’da bu kitapta adları geçenlerden çok daha fazla kadın şair var. Ama bunca şiir yazanlardan hangileri İran edebiyat ve şiir tarihinde kalıcı olacak ya da iz bırakacak, bunu bilemem. Sanırım L. Tolstoy’un bir sözüdür der ki, “Tarih elindeki elekle peşimizden gelmekte!” Kim elenip kim kalacak bilinmez. 

İran dendiğinde kadın şair olarak aklıma ilk Furuğ Ferruhzad gelir. Furuğ’dan sonra kadın şiiri hangi değişimlere uğradı? 
Furuğ’dan önce kadın şairler vardı elbette. İki örneğini bu kitaba da koydum. Pervin Etesami ve kısaca Jale olarak bilinen Alemtaç Kaim Makami. Ancak Furuğ bir dönüm noktasıdır. Furuğ ilk başta mesneviler yazardı. Gazel falan. Kendi deyişiyle, mutfakta sebze temizlerken gazel yazardı. Ancak Furuğ şiiri daha sonra çok ciddi değişime uğradı. Bir yandan Nima Yuşic’in etkisiyle aruzdan uzaklaştı, diğer yandan kendi “Kadınca” yaşamından hareket etme cesaretini ve becerisini gösterdi ve bir taraftan da âşık oldu ve yeni dünya görüşleriyle tanıştı. Gerçi Furuğ şiirinin içsel müziğinde yine aruz vezinlerini bulmak mümkün ancak baskın olan, sözcüklerin müziğine dayanan yapısaldır. Kadınca yaşamından demek istediğim şu: Bir yandan geleneksel erkek egemen bir toplumdaki kadının yaşamı var -ki bu hem baba evini, hem kocasıyla olan evini, hem edebiyat çevresini, hem de yaşadığı toplumu içermekte- diğer yandan daha önce dillendirilmemiş biçimde kadının cinselliği ve cinsiyeti şiire girme durumu var. Furuğ, erkeklerin o şaşaalı eril dizelerinden uzaklaştı. Deyim yerindeyse o koca koca lafları bir kenara itti. Furuğ’la aynı dönemde yaşamış olan İran’ın en önemli erkek ve hatta kimi kadın şairlerin dizelerine bakın. Mehdi Ehevan Salis, Ahmed Şamlu, Nadir Nadirpur ve ve… Şiirlerdeki sözcüklerden ve dizelerin yapısından açıkça bir tumturak, şaşa, ihtişam hatta burnu havadalık duyulur. Bu tamamen falosentrik-logosentrik bir düzenin şiire yansımasıdır. Furuğ bu süsü sildi. Tumturağı erkeklere bıraktı, sizin olsun dedi. Sade bir görkem getirdi şiirine. Sözcükler samimi olmaya başladı. Anlatı diline çok tehlikeli bir şekilde yaklaştı ancak şiirsellikten ödünç vermedi. Furuğ’un dişil dilinin en önemli yanı da, erkek egemen dilin dil dizgisel yapısına yer yer -belki bilerek ama büyük olasılıkla bilmeyerek- çok ciddi darbeler indirdi. İşte çok çok kısaca işaret ettiğim tüm bu yenilikler İran şiirini derinden etkiledi. 1979 görkemli Şubat Devrimi’nin -ki kadınların devrimci hareketi en parlak dönemini göstermiştir- bu özelliklere diğer yenilikleri de armağan etti. Ancak Devrim’in bir sene sonra yenilgiye uğraması ve toplumun ve özellikle de kadınları çok ağır baskılarla karanlık bir dünyaya mahkûm etme çabaları İran kadın şiirini de etkidi. Bugün İranlı kadın ozanlar daha cesur, daha açık sözlü, daha sade, o sözünü ettiğim eril dil düzenine isyan bayrağı çekmiş, hayatın içinde ve içinden şiirler yazmaktalar.

Dünyada öncü olan bir şiir olduğunu söyleyebilir miyiz? 
İran’da Farsça yazılan şiir sadece Fars halkının şiiri değil. 
İran halklarının yaratmış olduğu ortak bir değerdir. İran nüfusunun yaklaşık yüzde 75’i Fars olmayan halklardan oluşur ve Türkler en yoğun nüfusa sahipler. Kürtler, Araplar, Beluçlar, Maziler ve diğerleri. Başı çekenler Türkler, Farslar, Kürtler ve Araplardır. Diğer taraftan İran şiiri bu halkların binlerce sene öncesinden akıp gelen bir kültürel nehirden de su içmekte. Bu zengin geçmişin üzerine bir de Divan edebiyatını da eklediniz mi nasıl bir zenginlikle karşı karşıya olduğumuzu tahmin etmemiz kolaylaşır. İran’da ciddi olarak şiir yazanlar Hafız’ı, Mevlana’yı, Tebrizli Saib’i, Hakanı’yi ve yüzlercesini görmezden gelemezler. Onlardan yararlanırlar. Günümüz İran Farsça şiirinde, özellikle Rıza Beraheni’nin Kelebeklere adlı şiir kitabı yayımlandıktan sonra yeni bir akım başlamıştır. Bu akımın en önemli özelliklerinden biri, anlamı dizenin-metnin ön planından arka plana itmesidir. Uyak ve vezne sırt çevirmesidir. Sözcüklerin alabildiğince özgürce davranışının sergilendiği bir akımdır. Bu kitapta bu tür şiir örnekleri var. Günümüz İran şiiri öncü dünya şiirinin ön saflarında yer alıyor, yanı başında hareket ediyor ve kimi zaman öne geçiyor.

İran’da bu kitapla ilgili nasıl tepkiler aldınız? 
Adları bu kitapta olan ya da olmayan kadın şairlerden ve okurlardan tepki aldım. Kitapta sürgün hayatı yaşayan şairler de olduğundan İran dışından da çok ciddi tepkiler aldım. 
Tabii kitap geniş bir şekilde İran’da ya da İran dışında okunmuş değil daha, ancak medya aracılığıyla içeriği ve şairlerin adlarını yazarak bildirdim. Yüzlerce tebrik aldım. 

İran şiirinin özellikle İranlı kadın şairlerin iyi tanıtılmadığı kanaatindeyim. Bunun nedeni kötü çeviriler mi?  Ya da siyasi nedenlerden dolayı dışa kapalılık söz konusu mu?
Ne yazık ki doğrudur. Sadece İranlı kadın şairler değil, İran edebiyatı iyi ve gereğince tanıtılmamıştır. Bu Türkiye edebiyatının İran’da tanıtılmamasına benzer. Ne yazık yıllar boyu gözümüzü sadece Batı’ya ve Batı’da olan bitene diktik ve komşularımızı unuttuk ve ya bilinçli ve sistematik bir şekilde unutturuldu! Bu nedenle de bir grup özverili arkadaşla 2004 ve 2006 yılında Komşu Aç kapıyı: Türkiye-İran Edebiyat Şenliği etkinliğini düzenledik. Ne yazık ki daha sonraki yıllar sponsorların geri çekilmeleriyle devamını getiremedik. Ancak çok sevindiricidir ki ona benzer uluslararası edebiyat etkinlikleri Türkiye’de düzenleniyor. Ancak yine komşu ülkelerin payına düşen pek fazla bir şey olmuyor! Bazı çevreler sistematik olarak İran deyince başlıyorlar molla düzeninden söz etmeye! Çok bilinçli saptırma hareketidir bu. Halkları o ülkelerdeki devletler ya da hükümetlerle yargılamanın ya da değerlendirmenin önüne geçebilmeliyiz. Devletlerin kendi aralarındaki düşmanlıkları halkların düşmanlıklarıymış gibi göstermelerinin önüne geçmeliyiz, onların borazanlarının 
gece gündüz ötmeleri çok bilinçli bir uygulamadır ve buna inanmak ise talihsiz bir komedi! 
Çeviri etkinliklerine daha da hız vermeliyiz. 

Vatandaş, 'Bize neyin sözünü verebilirsiniz?' diye sordu... İstanbul'a yeni metro müjdesi!
Vatandaş, 'Bize neyin sözünü verebilirsiniz?' diye sordu... İstanbul'a yeni metro müjdesi!

Vatandaş, 'Bize neyin sözünü verebilirsiniz?' diye sordu... İstanbul'a yeni metro müjdesi!

Deprem uzmanlarından korkutan İstanbul uyarısı! Riskli ilçeleri açıkladılar
Deprem uzmanlarından korkutan İstanbul uyarısı! Riskli ilçeleri açıkladılar

Deprem uzmanlarından korkutan İstanbul uyarısı! Riskli ilçeleri açıkladılar

Çin, 'Türkiye rekor kırdı' diyerek duyurdu! 'NATO ülkelerinden Ortadoğu'ya kadar...'
Çin, 'Türkiye rekor kırdı' diyerek duyurdu! 'NATO ülkelerinden Ortadoğu'ya kadar...'

Çin, 'Türkiye rekor kırdı' diyerek duyurdu! 'NATO ülkelerinden Ortadoğu'ya kadar...'