• $32,3199
  • 35,1314
  • 2292.36
  • 9056.23
7 Kasım 2014 Cuma 02:03 | Son Güncelleme:

Bir roman kahramanı: Evliya Çelebi

Bir roman kahramanı: Evliya Çelebi

Evliya Çelebi’yi tanımayan yoktur. 17. yüzyılda yaşamış olan bu ünlü Osmanlı seyyahı, yazar Sultan Polat’ın Kapı Yayınları’ndan çıkan Evliya Çelebi ve Ahit Sandığı kitabında bir roman kahramanına dönüşmüş.

Funda Özsoy Erdoğan
fundaozsoy5@gmail.com

Evliya Çelebi’yi tanımayan yoktur. 17. yüzyılda yaşamış olan bu ünlü Osmanlı seyyahı, yazar Sultan Polat’ın Kapı Yayınları’ndan çıkan Evliya Çelebi ve Ahit Sandığı kitabında bir roman kahramanına dönüşmüş.
Kurmaca bir metnin içinde tarihî şahsiyetlerin yer alıyor oluşu, o romanı “tarihî bir roman” yapmaz elbette. Zira tarihî roman, konusunu bizzat tarihte yaşanmış olaylardan almalıdır. Bu esnada yazar, o tarihî olaya sadık kalarak, hayalî kahramanlar dahi oluşturabilir. Oysa bu romanda tam aksine, yazar, başta Evliya Çelebi olmak üzere, Kösem Sultan, Lagari Hasan Çelebi, Melek Ahmed Paşa, hatta IV. Murat Han gibi pek çok tarihî şahsiyeti son derece zekice, kurmaca bir metnin içine yerleştirmiş. O halde Evliya Çelebi ve Ahit Sandığı romanı için, kutsal kitaplarda anlatılanlara efsaneleri de katarak oluşturulmuş fantastik bir macera romanı diyebiliriz.
Ancak yazarın da zaman zaman hatırlattığı üzere, efsaneler aslında özünde gerçeği barındıran, bir nevi gerçeğin maskelenmiş yüzüdür. “Duyduğumuz her efsane saklı bir gerçeğin kapısını aralayabilir.” Hüner, bu kapıyı ustalıkla aralayıp gerçeği ortaya çıkarabilmekte ve bunu yaparken zaman mefhumunu ortadan kaldırıp günümüze de selam çakabilmekte. İşte Sultan Polat’ın da yapmaya çalıştığı budur Evliya Çelebi ve Ahit Sandığı romanında. Böylece okuru Evliya Çelebi’nin ardına takıp, bizzat onun gözünden, dilinden aktarılan bir maceranın içine sürükler. Romanda anlatıcının Evliya Çelebi oluşu ve birinci tekil anlatımın tercih edilmesi, okurun bu büyük seyyahı iyice içselleştirmesini sağlıyor. Evliya Çelebi, romanda nakledilen efsanelerin içinde barınan gerçeklere yaklaştıkça, okur da sanki çok sürükleyici bir aksiyon filminin içine giriyormuş algısına kapılıyor. Tapınak Şövalyeleri’nden tutun da, Alamut Kalesi’ne, Piri Reis’in katlinin ardındaki sır perdesinden, Yavuz Selim Han’ı öldüren çıbana, Babil Kulesi’nden, Moğolların istilasına ve Selahattin Eyyubi’ye kadar, birbirinden farklı ne ç   ok konuya değinilmiş romanda. Ama birbirinden her ne kadar ilgisizmiş gibi görünse de anlatılanlar, sonunda bir şekilde “Ahit Sandığı”na varıyor; uğruna, Evliya Çelebi’nin ve romanın başından itibaren hep onun yanında bulunan IV. Murat Han’ın fedaisi Sancar Bey’in, padişahın gizli emriyle İstanbul’dan yola çıkıp bütün bir Doğu’yu dolaştıkları, kutsal kitaplarda dahi sözü edilen, Musa Peygamber’in içine On Emir’in bulunduğu tabletleri yerleştirdiği sandık... 
Evliya Çelebi’yi ve Sancar Bey’i ölümcül tehlikelerle karşı karşıya getirirken, okurları da soluk kesen bir maceranın içine sürükleyen bu sandığı ele geçiren, aynı zamanda dünyaya hükmedecek güce de sahip olacaktır. Bir zamanlar Yavuz Selim’in eline geçmiştir bu sandık. Ama o dönemde zaten dünyaya hükmettiği için Osmanlı Devleti, Yavuz Selim ona ihtiyaç duymamış, sandık kötü niyetli kişilerin eline geçmemesi için saklanmıştır. Zira böyle bir güç, tüm kötü niyetleri de kendine çekecektir elbet. İşte roman boyunca, Evliya Çelebi ve Sancar Bey, Osmanlı’nın eski görkemine yeniden kavuşması ümidiyle sandığın yerini işaret eden şifreleri bulup çözmeye çalışırken, bir taraftan da sandığın peşindeki kötü niyetli kişilerle mücadele etmek zorunda kalır. 
Roman, yedi bölümden oluşur ve bu yedi bölüm, aynı zamanda Evliya Çelebi’nin Ahit Sandığı’nı ararken takip ettiği güzergâhları da gösterir: İstanbul, Bağdat, Babil, Şam, Kudüs, Akabe ve Payitaht’a Dönüş. Ulaştıkları her mekânda pek çok efsane ile karşılaşırlar. Yazarın da söylediği üzere “Doğu’da her şeyin bir aslı vardır, bir de efsanesi. Sandığı bulmak için gerçeğin üzerindeki efsane perdesini yırtmak lazım.” Evliya Çelebi ve Sancar Bey de roman boyunca bunu yapmaya çalışır.

Seyahatname’yle örülen kurgu 

Ancak bir şeye daha okurun dikkatini çekmek isterim: Roman boyunca Evliya Çelebi’nin Ahit Sandığı’nı aramak üzere gittiği yerler, aynı zamanda onun Seyahatnâme’sinden okuduğumuz, gezip kaleme aldığı yerlerdir. Ama yazar, romanda öyle bir atmosfer oluşturmuş ki kurgusal anlamda; Evliya Çelebi aslında bütün o seyahatlerini Sultan Murat Han tarafından sandığı bulmak üzere görevlendirildiği için yapmış, bu sırada bir seyyah kimliğine bürünmüş, o ünlü Seyahatnâme’sini de bu asıl görevini gizlemek üzere bir kılıf olarak kullanmış. Zekice kurgulanan bu romanda, Seyahatnâme gerçeği ile romanın kurgusu başarılı bir şekilde iç içe geçirilmiş. Roman boyunca Evliya Çelebi, bir taraftan gezip gördüğü yerleri yazarken, yani tarihe mal olmuş o ünlü Seyahatnâme’sini oluştururken, bir taraftan da Ahit Sandığı’nı aramaktadır. Böylece romanın içine serpiştirilen Seyahatnâme’den bölümleri okuyan okur, bir taraftan da Doğu’ya doğru seyahat ederek gizli görevi için çalışan Evliya Çelebi’nin maceralarına tanıklık eder. Bu durumda Evliya Çelebi ve yazar, birlikte ortak bir kitap oluşturuyor sanki. Sanki yazar, romanını kurgulamak için Evliya Çelebi’den faydalanırken, Evliya Çelebi de Seyahatnâme’sini okura sunmak için onun romanından faydalanır.
Evliya Çelebi ve Ahit Sandığı gibi bir romanı yazmak için çok geniş bir tarihî birikime sahip olmak, romanın yedi bölümü boyunca anlatılan geniş coğrafyaların dününü ve bugününü iyi bilmek ve bu coğrafyalara mal olmuş efsaneler üzerine de bilgilenmek gerektiği gibi, bunları okurun ilgisini çekecek bir anlatımla birleştirmeyi başarmak gerekir. Hele hele Kudüs’te üç dine mensup insanların bir zamanlar nasıl da kardeşçe yaşadığının ama o zamanlar bile onların huzurunu bozmak için düzenlenen entrikaların anlatıldığı ve günümüzde yaşananlara da göndermeler yapan bölüm, ibretle ve dikkatle okumalı.
Yazar Sultan Polat, soluk soluğa bir macera filmi seyreder gibi akıcı bir dille yazdığı bu romanında, bize sadece dilsel değil, adeta görsel bir şölen de sunmakta. Kullanılan diyaloglardan, yapılan betimlemelere ve aksiyonun öne çıktığı sahnelere kadar, adeta bir sinema filmi olmak için kurgulanmış bir roman var karşımızda. Aynı dönemlerde izleyici ve okuyucuyla buluşan yönetmenliğini Serkan Zelzele’nin yaptığı 3 boyutlu animasyon filmi Evliya Çelebi ve Ölümsüzlük Suyu ile Evliya Çelebi ve Ahit Sandığı bizi Osmanlı’nın en ilginç ve zengin dönemlerinden birine ve Evliya Çelebi’yle götürüyor. 

Evliya Çelebi ve Ahit Sandığı 
Sultan Polat 
Kapı Yayınları
430 sayfa

Vatandaş, 'Bize neyin sözünü verebilirsiniz?' diye sordu... İstanbul'a yeni metro müjdesi!
Vatandaş, 'Bize neyin sözünü verebilirsiniz?' diye sordu... İstanbul'a yeni metro müjdesi!

Vatandaş, 'Bize neyin sözünü verebilirsiniz?' diye sordu... İstanbul'a yeni metro müjdesi!

Deprem uzmanlarından korkutan İstanbul uyarısı! Riskli ilçeleri açıkladılar
Deprem uzmanlarından korkutan İstanbul uyarısı! Riskli ilçeleri açıkladılar

Deprem uzmanlarından korkutan İstanbul uyarısı! Riskli ilçeleri açıkladılar

Çin, 'Türkiye rekor kırdı' diyerek duyurdu! 'NATO ülkelerinden Ortadoğu'ya kadar...'
Çin, 'Türkiye rekor kırdı' diyerek duyurdu! 'NATO ülkelerinden Ortadoğu'ya kadar...'

Çin, 'Türkiye rekor kırdı' diyerek duyurdu! 'NATO ülkelerinden Ortadoğu'ya kadar...'