Türkiye tarihinin en büyük travmalarından bir olan 15 Temmuz darbe girişimi gecesi Edirne'den Kars'a bütün camilerin minarelerden salalar yükseldi. Geçmişte de benzer şekilde salaların verildiğini biliyor muydunuz?
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminin netleşmesinin ardından minarelerden seslenen sala sesleri bir nevi alarm görevi gördü.
2/29
SALA BU KEZ DİRENİŞE DAVET ETTİ
Sala sesleri sabaha kadar hiç susmadı. Meydanlara toplanan halkın direnişinde en büyük motivasyonlardan birisi de şüphesiz bu davet oldu. İşte geçmişteki tarihi olaylar ile salalar arasındaki o ilişki
3/29
PEKİ SALA NE DEMEKTİR?
Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi’nde ‘salâ’ maddesi şöyle açıklanıyor: Arapça’da “dua” ve “namaz” anlamlarına gelen salâ (salât) Hz. Peygamber’e Allah’tan rahmet ve selâm temenni eden, onu metheden, onun şefaatini dileyen, aile fertlerine ve yakınlarına dua ifadeleri içeren, çeşitli şekillerde tertiplenmiş hürmet ve dua cümlelerini ihtiva eden, belirli bestesiyle veya serbest şekilde okunan güftelerin genel adıdır. Kur’ân-ı Kerîm’de (el-Ahzâb 33/56) ve hadislerde Hz. Peygamber’in adı anıldığında ona salâtü selâm getirilmesi tavsiye edilmiş, bundan dolayı özellikle Osmanlı kültüründe salavat getirmek, salavat çekmek, salâ vermek gibi adlarla pek çok salâ metni ortaya çıkmıştır.
4/29
BİR KISMI BESTEYLE OKUNUR
Sözleri Arapça olup bir kısmı besteyle okunan salâlar okundukları yere ve zamana göre sabah salâsı, cuma ve bayram salâsı, cenaze salâsı, salât-ı ümmiyye, salâtü selâm gibi adlarla anılmıştır. 700 (1300-1301) yılında Memlük Sultanı el-Melikü’n-Nâsır Muhammed b. Kalavun’un iradesiyle cuma ezanından önce, 791 (1389) yılında el-Melikü’s-Sâlih b. Eşref Zeynüddin II. Hâccî döneminde akşam ezanı dışında bütün ezanların ardından salâ verme usulü konulmuştur.
5/29
BÜYÜK OLAYLARDAN HABER VERME ARACI
İslam coğrafyasında ve de özellikle Osmanlı'da salanın en önemli özelliklerinden biri de yaşanmış olaylardan haber verme aracı olmasıdır.
6/29
MÜLK TEHDİT ALTINA GİRİNCE
Müslüman anlayışında ‘mülk’ demek memleketle eş anlamlı kabul ediliyor. Memleket ise hem ‘din’ hem ‘inanç’tı. Mülk tehdit altına girince onu korumak için ‘dışarı çıkın’ mesajı salalar üzerinden verilecekti…
7/29
BİR DAVET/ÇAĞRI
Sala bir davettir, çeşitli vesilelerle olur. Bu bayram namazına davet olur, cenazeye davet olur, cuma namazına davet olur..
8/29
TOPLUMSAL COŞKUYU CANLI TUTMA ARACI
Birden bire meydana gelen olaylar, doğal afetler veya savaş cephesinden gelen zaferler sadece Osmanlı'da değil İslam coğrafyasında sala ile duyurulmuştur. Böylelikle halk meydana gelen hadiseleri minarelerden yükselen salalar sayesinde öğrenmiştir. Bir anlamıyla sala toplumsal coşkuyu canlı tutma işlevi de görmüştür.
9/29
BİRDEN ÇOK ÇEŞİDİ VAR
Sala duyulduğu zaman Müslümanların manevi atmosfer içerisinde değişik duygular hissettiği bir güzel sesleniştir. Genel itibari ile Peygamber Efendimize yapılan medh-u senalardan oluşmaktadır. Cuma Günleri Cuma Ezanından önce ve Perşembe günleri yatsı ezanından önce okunarak Cuma Namazını hatırlatır. Ayrıca sala Bir kişinin öldüğünün haberinin verilmesinden öncede okunabilir.
10/29
“ESTETİK BİR HABERLEŞME BİÇİMİ”
Cami ve tekke musikisinin son temsilcilerinden Sebilci Hüseyin Efendi'nin (1894/1975) öğrencisi Hafız Celal Yılmaz, geçmişte verdiği bir röportajda: salânın ‘estetik bir haberleşme yöntemi olduğunu’ söylemişti. Cep telefonunun, internetin, hoparlörün, her kolda saatin olmadığı dönemlerde salâ insanlara hem haber veren, zamanı hatırlatan, hem de gönülleri yumuşatan bir mesajdı. Celal Hoca, insanların haberleşmek için Peygamber Efendimiz'e selam göndermesini büyük bir incelik olarak görüyor, gençliğinde tanık olduğu karşılama salâlarını hatırlıyordu.
11/29
ÖNEMLİ ŞAHSİYETLERE SALALI KARŞILAMA
Eskiden padişah veya şeyh gibi önemli şahsiyetler camiye, tekkeye yani meclise gelince salâ ile karşılanırmış. Şatafatla değil, Hz. Peygamber selamlanarak karşılanırmış. "Ne büyük bir tevazu, ne büyük bir incelik." diyordu Celal Hoca. Hem insanlara padişahın veya şeyhin geldiği haber veriliyor hem de o insana tevazu sahibi olması gerektiği hatırlatılıyor, bu vesileyle de Peygamber Efendimiz saygıyla anılıyor. O sebepledir ki duyulan her salâya Peygamber Efendimiz'e salâvat getirilerek mukabelede bulunulmasını önerilmişti.
12/29
HER SALANIN MAKAMI FARKLI
Müzik çalışmalarına söz yazarı, bestekâr ve hanende olarak devam eden Mehmet Kemiksiz de bir söyleşisinde Bekir Sıtkı Sezgin'in dini musiki kitabında Salâ'nın çeşitlerini şöyle anlattığını aktarıyordu: "Sabah salâsı; sabah ezanından önce, dilkeşhâverân makamında okunur. Eserin bestekârı, kuvvetli rivayetlere göre Buhûrizâde Mustafa Itrî Efendi'dir. Ama bazı kaynaklarda Hatib Zâkirî Hasan Efendi olduğu da söylenir. Cuma ve bayram salâsı; bayram ve cuma namazlarından önce müezzin mahfilinde müezzinler tarafından karşılıklı okunurdu. Cuma günleri, ezandan bir saat kadar önce namaza hazırlık yapılmasını hatırlatmak için dilkeşhâveran makamında okunur.
13/29
CENAZE SALALARI BİLE ÇEŞİTLİ
Bu salâ içinde Cuma Sûresi'nin cuma namazıyla ilgili ayeti ve hadislerden bölümler okunur. Bayâtî makamındaki eserin bestekârı Hatib Zâkirî Hasan Efendi'dir. Cenaze salâsı; vefat haberinin duyurulması maksadıyla okunan salât-ü selâm ile cenâzenin kabre götürülüşü sırasında düzenlenen cenaze alayında ve definden sonra okunan salâ olmak üzere iki çeşittir. Salât-ı Ümmiyye; bazı dinî törenlerde ve dinî günlerde, kısaca salât-ü selâm getirilmesidir. Itrî tarafından segâh makamında bestelenmiştir."
14/29
OSMANLI PRATİĞİNDEN BİR ÖRNEK
Osmanlılarda da ve eski çağlardan beri değerli kişilerin vefat haberleri şehirlerin büyük camilerinin minarelerinden sala vermek suretiyle halka duyurulmuştur. Cenaze salası bir nevi ‘ölüm’ ilanı manasını taşımakla birlikte ölenin kimliğinin bilinmesi ayrıca ihtiyaç olduğundan bu bilgileri cenaze salası verildikten sonra dolaştırılan delal ve manabilerle (haber kaynaklarına) duyurulurdu. Bu görevliler şehrin belli başlı yerlerini dolaşarak ölenin için şöhret nesep mesleğini ait özlü bilgileri ve cenazenin nereden ve ne zaman kalkacağını kalıplaşmış ifadelerini tekrarlayarak bildirirlerdi.
15/29
CENAZE CUMA NAMAZINA DENK GELMİŞSE
Minarelerde okunan cenaze salası, cuma salası ile aynı metne dayanır. Bu sebeple cuma namazı ile verilen sala cenaze salası yerine de geçtiğinden bu vakitte ayrıca cenaze için sala okunmaz.
16/29
PADİŞAH DA OLSA BU BÖYLE…
Nitekim Osmanlı İmparatorluğu’nda Selanik'te 2. Murat'ın vefatı üzerine Fatih Sultan Mehmet Manisa'dan İstanbul'a gelerek tahta çıktığında müezzinlerin cuma selası okumakta olduklarını söyledikten sonra merhum “padişahın dahi cenaze salası onunla iktifa (yetinildi) oldu” diyerek ayrıca sela verilmez, verilmediğini belirtmiştir.
17/29
EDİRNE VAKASINDA SERİ SALALAR VERİLDİ
1703’te patlayan ve İkinci Mustafa’nın tahttan indirilmesi ile sonuçlanan “Edirne Vak’ası” sırasında Edirne ile İstanbul camilerinin minarelerinden günlerce salâ verildi. 5 hafta boyunca cuma namazı kılınamadı.
18/29
PATRONA HALİL AYAKLANINCA…
Yine Osmanlı tarihinin önemli ayaklanmalarından olan Patrona Halil Ayaklanması'nda durum farklı değildir. 1730'da yaşanan isyanla birlikte salalar işitilmeye başlandı.
19/29
GÜNLERCE DEVAM EDEN SALA SESLERİ
Tarihi kayıtlar 1914’te ve 1919’da günlerce aralıksız salalar verildiğini kaydediyor. Birinci Dünya Savaşı'na girişimizle birlikte çıkartılan cihat fetvası çerçevesinde takvimler 14 Kasım 1914'ü gösterdiğinde Fatih Camii'nde okunmasıyla başlayan salalar imparatorluğun sınırları içinde haber verilen her yerde (gayrimüslimlerin yaşadığı bölgeler dahil) minarelerden gün boyunca sala sesleri yükseldi.
20/29
İZMİR'İN İŞGALİNDE DE AYNISI OLDU
Aynı salalar sesleri İzmir'in Yunan ordusu tarafından işgal edildiği 15 Mayıs 1919'da okunmuştu. Halkın bu vesile ile işgalden haberi olabilmişti.
21/29
GAZİ'DEN EMİR
Mustafa Kemal Paşa, 21 Nisan 1920’de, yani Büyük Millet Meclisi’nin açılışından iki gün önce kendisine bağlı olan bütün askerî birliklere ve mülkî makamlara bir emir gönderdi...
22/29
MİRARELERDEN SALA VERİLMESİNİ İSTEDİ
Mustafa Kemal Paşa, 21 Nisan 1920 tarihli bu emrinde minarelerde sala verilmesini de istemiştir.
Not: Fotoğraftaki belgenin orijinali “Askerî Arşiv” olarak bilinen ATASE’de, yani “Genelkurmay Askerî Tarih ve Stratejik Etüd Daire Başkanlığı”nda muhafaza ediliyor
23/29
"MUKADDES VE YARALI VATANIN HER KÖŞESİNDE"
Emirde, Meclis’in açılışından önce yapılması gerekenler sıralanıyordu: 23 Nisan, cuma gününe rastgeliyordu ve açılış için cumanın seçilmiş olmasının sebebi, bu günün mübarek olmasından istifade etmekti. Açılıştan önce Hacı Bayram Velî Camii’nde cuma namazı kılınacak, namazın ardından sakal-ı şerîf ile sancak-ı şerîf taşınarak Meclis’e gidilecek ama içeriye girmeden kurbanlar kesilip dualar edilecek, aynı gün bütün vilâyetlerde hatimler indirilecek, Buharî-i Şerîfler okutulacaktı... Gazi Mustafa Kemal'in ifadesiyle; “Mukaddes ve yaralı vatanımızın her köşesinde” hatimler indirilecek, Buharî-i Şerîf ile Mevlid okutulacak, dualar edilecek ve minarelerden de salâlar verilecekti...
24/29
HAFIZALARDA TAZELİĞİNİ KORUYOR
1974 yılında Kıbrıs Barış Harekatı'nın ardından minarelerden salaların yükseldiğini günümüzde belli yaşın üstünde olanlar gayet iyi hatırlıyor.
25/29
EN YAKIN ÖRNEK BAĞDAT’TA
Amerikan birliklerinin 3 Nisan 2003’te havaalanı üzerinden Irak'ın Başkenti Bağdat’a girmelerinin hemen ardından, şehirde tank, top ve makineli tüfek seslerinin aralarına sala sesleri de karıştı.
26/29
TAM OLARAK ANLAŞILAMADI
Ancak Bağdat semalarına yükseleen salardaki mesaj tartışma konusu oldu. Bu salalar “Saddam'dan kurtulduk” mu yoksa “Memleketimiz işgale uğradı” diye mi verildi tam olarak anlaşılamadı...
27/29
DARBE GİRİŞİMİ SALALARLA SONA ERDİ
15 Temmuz darbe girişimi gecesi salalar yeniden gündeme geldi. Bir görüşe göre "darbe girişimi selalarla başladı selalarla sona erdi" Fotoğrafta İzmir'de FETÖ'nün darbe girişiminde bulunduğu 15 Temmuz gecesi sela okuduğu için darbedilen müezzin Mehmet Kuzgun görülüyor.
28/29
SALA'NIN SÖZLERİ
"Es Salatu Ve's-Selamu Aleyke Ya Rasulallah!
Es Salatu Ve's-Selamu Aleyke Ya Habiballah!
Es Salatu Ve's-Selamu Aleyke Ya Nûre Arşillah!
Es Salatu Ve's-Selamu Aleyke Ya Hayra Halgillah!
Es Salatu Ve's-Selamu Aleyke Ya Seyyidel Evveline Vel Ahirin!
Vel Hamdü Lillahi Rabbil Alemin!"
29/29
MEALİ:
"Ey Allah'ın Resûlu, salat-u selam senin üzerine olsun!
Ey Allah'ın Habibi, salat-u selam senin üzerine olsun!
Ey Allah'ın Arşının Nuru, salat-u selam senin üzerine olsun!
Ey Allah'ın Mahlukatının Hayırlısı, salat-u selam senin üzerine olsun!
Ey Öncekilerin ve Sonrakilerin Efendisi, salat-u selam senin üzerine olsun!
Hamd Alemlerin Rabbi Olan Allah İçindir!"