Gaziantep Üniversitesi Arkeoloji Bölümü ve Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Atilla Engin, gazetecilere, bölgede çeşitli yüzey araştırmaları yaptıklarını belirtti.
Bu çalışmalar sırasında çevrede bazı kalıntılara rastladıklarını aktaran Engin, "Yesemek'teki çalışmalarımızda bilinen taş ocağı ve heykeltraşlık atölyesi dışında, gözden kaçan, ormanlık alanda saklı kalmış ve yarım kaldığını tahmin ettiğimiz bir kent kalıntısına rastladık. Bu kent, sur duvarlarıyla çevrelenmiş en azından kısmen sur duvarlarını tespit edebildik. Benzer şekilde bu kentte iki tane taş ocağı daha var. Yesemek'in bulunduğu alanın daha yukarısında, doğu kısma uzanan, 3,5 kilometre uzunluğunda ve yaklaşık 700 metre, 1 kilometre genişliğinde büyük bir tepe. Yaklaşık 200 hektarlık bir alana yayılıyor. Çok büyük bir kent." dedi.
Engin, bu bölgede yaptıkları jeoradar ve jeomanyetik çalışmalar sonrası toprağın altında da yapılar olduğunu belirlediklerini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Bu anlamda aslında çok önemli arkeolojik keşif yapmış olduk. Öyle büyük bir yerleşmenin ortaya çıkmış olması ki hem yüzeyden görülen duvar kalıntıları hem jeoradarla tespit ettiğimiz duvar kalıntıları, muhtemelen bu heykellerin bu binalara yerleştirmek üzere yapıldığını göstermekte. Henüz erken ama görüntü sanki yarım kalmış bir kent projesi gibi görünüyor."