NAPOLYON BONAPART
Vaktiyle Fransa hükümet ricalinden biri Napolyon Bonapart‘ı bir muharebede tenkide kalkışıp parmağını harita üzerinde gezdirerek: ‘Önce şurasını almalıydınız, sonra buradan geçerek ötesini zaptetmeliydiniz’ gibi fikirler yürütmeye başlayınca Napolyon: ‘Evet, onlar parmakla alınabilseydi dediğin gibi yapardım!’
‘Size birşey soracağım neredeyse ben ve siz aynı işleri yapıyoruz. Mesela ben şimdi itina ile kaputu açacağım bir bakışta problemin nerede olduğunu anlayacağım,kapakçıkları temizleyeceğim, gerekirse kabloları, motor yağını değiştireceğim, hatta çok gerekli ise motoru çıkarıp yerine yenisini takacağım. Söylesenize nasıl oluyorda siz milyon dolarlar kazanıyorsunuz ama ben meteliğe kurşun atıyorum?’ diye sormuş.
DİYOJEN
Dünya nimetlerine ehemmiyet vermeyen yaşayış ve felsefesiyle ünlü filozof Diyojen, bir gün çok dar bir sokakta zenginliğinden başka hiçbir şeyi olmayan kibirli bir adamla karşılaşır.
GALİLE
Kulaklarının büyüklüğü ile ünlü Galile’ye hasımlarından biri; ‘Kulaklarınız, bir insan için biraz büyük değil mi?’ diye sormuş.
YAVUZ SULTAN SELİM
Yavuz Sultan Selim, birçok Osmanlı padişahı gibi sefere çıkacağı yerleri gizli tutarmış.
Bernard Shaw, bir oyununun ilk gecesine, Churchill’ i davet etmiş ve davetiyeye de bir not iliştirmiş; ‘Size iki kişilik davetiye gönderiyorum. Bir dostunuzu alıp gelebilirsiniz. Tabii dostunuz varsa.’ Churchill, hemen cevap göndermiş; ‘Maalesef o gece başka bir yere söz verdiğim için oyununuzu seyretmeye gelemeyeceğim. İkinci gece gelebilirim, tabii oyununuz ikinci gece de oynarsa!’
WİNSTON CHURCHİLL
İngiliz devlet adamı Winston Churchill, Avam kamarasında konuşurken, muhalif partiden bir kadın milletvekili, Churchill’e kızgın kızgın şöyle seslenir; ‘Eğer, karınız olsaydım, kahvenizin içine zehir karıştırırdım.’ Churchill, oldukça sakin kadına döner ve lafı yapıştırır; ‘Hanımefendi, eğer karım siz olsaydınız, o kahveyi seve seve içerdim.’