Kesin olmasa da bazı tarihi kaynaklarda 1189-1281 yılları arasında yaşadığı belirtilen Ertuğrul Gazi'ye, Sivas civarındaki Büyük Moğol Birliği ile savaşında Selçuklulara yardım etmesi ve zaferdeki katkısından dolayı, Anadolu Selçuklu hükümdarı Alaeddin Keykubad tarafından Ankara yakınlarındaki Karacadağ bölgesi "ikta" olarak verildi.
Söğüt'ten cihan devletine giden yolun banisi olan Ertuğrul Gazi, asırlardır eylül ayının ikinci haftasında törenlerle anılıyor. Bu kapsamda 743'üncüsü düzenlenen ve türbesinin ziyaret edilmesi, Türk Büyükleri Anıtı'na çelenk bırakılması, halk oyunu gösterileri ve "şifalı pilav" için kurban kesilmesiyle başlayan Söğüt Ertuğrul Gazi'yi Anma ve Yörük Şenlikleri, 8 Eylül Pazar günü sona erecek.
Organizasyon, yarın Hükümet Konağı önünde Yörüklerin karşılanması, protokol konuşmaları, halk oyunu ile Jandarma Genel Komutanlığı Mehteran Birliği gösterileri ve türbeye yürüyüşle devam edecek. Ertuğrul Gazi Satranç Turnuvası, karakucak güreşleri, cirit müsabakaları ve okçuluk gösterileri yapılacak, akşam Jandarma Genel Komutanlığı Bando Ekibi ile sanatçı Haluk Levent konser verecek.
Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlhami Yurdakul, AA muhabirine, Söğüt'ün Türk tarihindeki en önemli noktalardan olduğunu söyledi.
Tarihin, dünü bilmek, bugünü anlamak ve yarını yorumlamak olduğunu dile getiren Yurdakul, "Ertuğrul Gazi'yi anma etkinlikleri de bir bakıma hafızamızı yenileme, kökleri hatırlama, tarih şuuru kazanma veya kazandırma etkinliğidir. Ahlat'ta doğan ve Söğüt'te vefat eden Ertuğrul Gazi, soyu Oğuz'a dayanan Kayı Boyu beyidir. Ertuğrul Gazi'nin ektiği filizden ulu bir çınar olarak Osmanlı İmparatorluğu doğmuş ve 3 kıtaya adaletle hükmetmiştir." dedi.
Yurdakul, 1402'de gerçekleşen Ankara Savaşı'nda Osmanlı Devleti'nin büyük tehlike atlattığını, Fetret Devri'nden sonra Sultan Çelebi Mehmed'in Söğüt'teki kendi adını taşıyan cami ile devletin meşruiyet kaynağı Ertuğrul Gazi Türbesi'ni inşa ettirdiğini anlattı.
Sultan 2. Murad'ın da devletin ve millettin birlik beraberliğinin meşruiyet aracı olarak köklere yöneldiğini vurgulayan Yurdakul, "Bu bağlamda Kayı işaretini, bağımsızlık sembolü sikkelerinin üzerine bastırmıştır." ifadesini kullandı.
Yurdakul, Sultan 2. Abdülhamid'in de benzer şekilde "93 Harbi" olarak bilinen Osmanlı-Rus Savaşı'ndan sonra ülkenin birlik ve beraberliğinin tehlikeye düştüğü bir dönemde köklere yöneldiğini kaydetti.
Bu kapsamda 2. Abdülhamid'in, Söğüt'te kendi adını verdiği külliyeyi yaptırdığını ve Ertuğrul Alayı ile Bilecik merkezli Ertuğrul Sancağı'nı kurduğunu dile getiren Yurdakul, "2. Abdülhamid tarafından restorasyonu yaptırılan altıgen planlı Ertuğrul Gazi Türbesi, en kıymetli maddi kültür varlıklarımızdan biridir. Bu türbenin haziresi de Ertuğrul Gazi'nin yoldaşlarına ve diğer kurucu atalarının mezarlarına ev sahipliği yapmaktadır." diye konuştu.