Resimde gördüğünüz "kolye", bu ölüm sebeplerinden sadece biri. Hikayesini kısaca özetlemek gerekirse, bu kolye ucunda patlayıcı maddeyle bir adamın boynunda duruyordu.
28 Ağustos 2003 günü, bir pizza dağıtıcısı, baston görünümü verilmiş tüfekle banka soymaya kalkıştı. Polis tarafından yakalanan zanlı, Brian Wells, soyguna daha önce pizza bırakmak için gittiği evdekilerin zorlamasıyla kalkıştığını söyledi. Ucunda patlayıcı madde bulunan bir kolye, Wells'in boynuna takılmıştı. Bomba imha uzmanları kolyeye müdahale edemeden önce kolye infilak etti ve Brian Wells'in ölümüne neden oldu. 2007 yılına dek sırrını koruyan bu dava, artık çözüldü. Temmuz 2007'de yetkililer, Wells'in suçuna ortak olan 3 kişi olduğunu açıkladılar. Bunlardan ikisi suçlu bulunurken, diğerleri aleyhinde ifade veren 3. zanlı suçlu bulunmadı. Yapılan açıklamalara göre, Wells, boynuna takılacak bombanın gerçek olmadığını sanıyordu. Son anda bombanın gerçek olduğunu öğrenince vazgeçmeye çalıştı ancak suç ortakları kolyeyi silah zoruyla boynuna taktılar ve sonrasında tanık kalmaması için Wells'in boynundaki kolyeyi uzaktan kumanda ile patlattılar.
Meşhur Tenessee'li viski üreticisi Jack Daniel, 1911 yılında bir gün işe erken gelmeye karar verir. Ofisinde kasasını açmaya çalışan Daniel, şifreyi hatırlayamaz, sinirlenir, kasasına bir tekme atar ve parmaklarını yaralar... Bu yaralar bir süre sonra enfeksiyona dönüşerek, Jack Daniel'in ölümüne sebep olur. (Bu hikayeden alabileceğiniz ders: İşe erken gitmeyin)
Ray Chapman adlı beyzbol oyuncusu, 6 Ağustos 1920'de, New York Yankees'e karşı oynarken hayatını kaybetmişti. Yankees oyuncusu Carl Mays'ın attığı top Chapman'ın kafatasını kırarak, ölümüne sebep olmuştu.
1911 yılında Niagara şelalesinden bir fıçının içinde geçen 2. kişi olma ünvanını alan Bobby Leach, ölüme meydan okuyan gösterileri ile tanınıyordu. Bir gün Leach, Yeni Zellanda'da yürürken bir portakal kabuğuna basarak kaydı ve ayağını kırdı. Daha sonra ayağı kesilse de, doktorlar Leach'i kurtaramadı...
1869-1916 yılları arasında yaşayan Rus Grigori Rasputin ölüm konusunda oldukça deneyim kazanmıştı. İlk olarak 10 kişiyi öldürebilecek kadar zehir verilen Rasputin, daha sonra sırtından vurulmuş, ancak tekrar kendine geldiği gelince 3 el daha ateş edilmişti. Rasputin'in hala yaşadığını gören katilleri, bu kez sopalarla onu dövmüş, daha sonra da donmuş bir nehire atmışlardı. Bu noktadan sonra Rasputin'in öldüğü tahmin ediliyor.
Evlerindeki hiçbir eşyayı atmayan ve özellikle gazeteleri biriktiren iki kardeş olan Homer ve Langley Collyer, bu takıntıları sebebiyle hayatlarını kaybettiler. 1947 yılında, polise gelen bir telefonda Collyer'lerin evinde bir ölü olduğu bildirildi. Daha sonra evi araştıran polis, Homer Collyer'in cesedini buldu, ancak kardeşi Langley hiçbir yerde görünmüyordu. 2 hafta sonra, evden yaklaşık 100 tonluk çöp çıkarıldıktan sonra durum açıklığa kavuştu. Langley, gazete yığınlarının altından sürünerek felçli kardeşine yemek götürmeye çalışırken kendi kurduğu bir bubi tuzağına yakalanarak ölmüş, kardeşi de bir kaç gün sonra açlıktan hayatını kaybetmişti.
1924-1987 yılları arasında yaşayan komedyen Dick Shawn, bir gösterisi sırasında politikacıları taklit ederken "sizi yüz üstü bırakmayacağım" dedikten sonra, sahneye yüzüstü uzanmıştı. Önce bunu gösterinin bir parçası sanılmış, bir süre sonra Shawn ayağa kalkmayınca tiyatro çalışanları devreye girip, Shawn'ın öldüğünü açıklamışlardı.
1991 yılında, 57 yaşındaki Tayvanlı Yooket Paen, çiftliğinde yürürken bastığı bir inek pisliği yüzünden ayağı kaydı, düşmemek için tutunduğu elektrik kablosundan cereyana kapılarak hayatını kaybetti. Bu trajik olayı komşulara göstermek isteyen 52 yaşındaki kardeşi Yooket Pan, aynı şekilde düşer gibi yapıp, elektrik kablosuna tutununca, aynı şekilde hayatını kaybetti.
Robert Williams, "bir robot tarafından öldürülen ilk insan" ünvanının sahibi. Williams, 25 Ocak 1979 yılında, Ford fabrikasında çalışırken bozulan bir robot kolunu onarmaya çalışırken, tekrar çalışır hale gelen kolun kafasına vurduğu darbe ile hayatını kaybetti. Robotlar tarafından öldürülen ikinci insan ise Kenji Urada adlı Japon mühendisti. Kenji, Kawasaki fabrikasında, onarmaya çalıştığı bir robotun mekanik kolu tarafından öğütme makinesine itilerek ölmüştü.
İngiliz profesyonel güreşçi Mal "King Kong" Kirk, 1987 yılının Ağustos ayındaki maçın son dakikalarında, rakibi Shirley "Big Daddy" Crabtree'nin "Göbek Vuruşu" hareketi sonucu hayatını kaybetmişti. Crabtree'nin, "Göbek vuruşu" yukarı aşağı zıplayarak, göbeğini rakibine vurması hareketinin adıydı. Kirk, aldığı darbenin ardından kalp krizi geçirerek hayata veda etti.
Christo ve Jeanne-Claude adlı iki sanatçı, 1991 yılında California ve Japonya'ya dev şemsiyeler kurmuşlardı. 6 metre yüksekliğinde ve 8.7 metre genişliğindeki bu şemsiyelerden biri, kurulduktan iki ay sonra, şiddetli rüzgarın etkisiyle yerinden çıkıp, Lori Rae Keevil-Mathews adlı 33 yaşındaki bir turistin üzerine devrilerek ölümüne neden olmuştu. Olay sonrası şemsiyeler hemen toplanmaya başlanmış, ancak Japonya'daki şemsiyelerin sökülmesi sırasında vinç operatörü Masaaki Nakamura, vincinin kolu 65.000 voltluk gerilim hattına takılınca hayatını kaybetmişti.
67 yaşındaki İngiliz Betty Stobbs, 1999 yılında koyunlarını beslemek amacıyla motorsikletinin arkasına bir balya ot bağladı. Ancak koyunları çok aç olsa gerek, balyaya birden saldırarak, Stobbs'un 30 metrelik taş ocağı çukuruna düşmesine sebep oldular. Stobbs bu düşüşten sağ kurtulsa da, üzerine düşen motorsikletinden kaçamayınca hayatını kaybetti.
1985 yılında, New Orleans'lı cankurtaranlar, hiç kimsenin boğulmadığı sezonu kutlamak için bir parti düzenlediler. Parti sona erdikten sonra, konuklardan 31 yaşındaki Jerome Moody, havuzun dibinde ölü bulundu. Bu duruma "kader"den daha iyi bir açıklama getirilemez herhalde, zira Moody'nin boğulduğu partide görevli olan 4 cankurtaran, partide eğlenenler arasında da 100'ün üzerinde cankurtaran bulunmaktaydı.
1687 yılında Fransız Kralı 14. Louis huzurunda Te Deum adlı eseri çalan orkestranın şefi Jean-Baptiste Lully, ritme o kadar odaklanmıştı ki, o dönemde orkestra şeflerinin ritm vermek için yere vurdukları çubuğu ayak parmağına bütün gücüyle vurdu, ancak çalmayı durdurmadı. Ayak parmağı kangren olan Lully, parmağın kesilmesine karşı çıkınca hayatını kaybetti.