İlkel aletler kullanarak 20 metre derinliğinde bir çukur açan köylüler, madenden çıkartılan kum ve toprağı ayıklayarak altına ulaşmaya çalışıyor.
Sac levhaların çekiçle vurularak, halatlarla çekilerek tek tek gövdeden ayrılması gerekiyor. Bunun standartlaştırılıp seri hale getirilmesi hemen hemen imkansız bir süreç. Gemilerde yalıtım maddesi olarak kullanılan asbest ise, kanserojen olması nedeniyle gemi sökümünün en tehlikeli yönünü oluşturuyor.
35 yıldır petrol tankerleri de dahil dünyanın en büyük gemileri burada Bangladeş'de sökülüyor. Geminin omurgasından elde edilen metal yeniden işlenerek çelik hammaddesi haline getiriliyor. Kapı kollarından klozetlere kadar gemide bulunan tüm parçalar sökülerek hurdacılara satılıyor. Hatta tankerlerin dibinde kalan petrol bile süzülerek satılıyor.
"Şeytan altını" adını verdikleri kükürt arayışı içindeki 300 madenci, her gün 3,5 kilometre yol kat ederek dağa tırmanıyor, sonra da kükürt kristallerinin oluştuğu yanardağın içine doğru 800 metre iniyor. Çoğu hiçbir korunma olmadan karanlıkta ve boğucu sıcakta çalışıyor, ciğerlerini yakan ve gözlerinden sel gibi gözyaşı akmasına neden olan kükürtlü gaz soluyor.