İstanbul’da yaklaşık 20 yıl yaşayıp, özel bir şirkette yöneticilik yapan Selahattin Çak, geçen mart ayında ortaya çıkan corona virüsün salgınının ardından radikal bir karar aldı.
Ailesi için bir ev yapan ve 50 koyun alarak hayvancılığa başlayan Çak, doğan kuzuları ile bu sayıyı 130’a çıkarttı.
Bu halinden oldukça mutlu olduğunu ve köye yerleştiği için herhangi bir pişmanlık duymadığını anlatan Çak, “Yaklaşık 20 yıl özel sektörde çalıştım. İstanbul gibi büyük bir metropolde çalıştığım için artık oradaki yoğunluk beni gerçekten boğmaya ve sıkmaya başladı. Köyüme dönmeye karar verdim. Burada mutluyum. Doğada olmayı seviyorum. Şehrin sıkıntılı ve karmaşıklığından kurtulduğuma da seviniyorum.
Koyun işine başladım. Öncelikle 50 tane aldım sonra kendime damızlık bıraktım ve sayıyı daha sonra 100’e çıkarttım. Şimdi yeni doğan kuzularımla birlikte bu sayı 130’u buldu. Kendi sermayemle büyümeye çalışıyorum. Hedefim koyun sayısını 200’e çıkartmak. Yavaş yavaş bu şekilde büyüyüp bütün geçimimi bu şekilde yapmayı düşünüyorum” dedi.
"CORONA VİRÜS NEDENİYLE KÖY HAYATINI TERCİH ETTİM"
Tüm dünyayı etkisi altına alan corona virüsün tercih yapmasında etkili olduğunu da söyleyen Çak, “Dünyamızı ve ülkemizi etkisi altına alan corona virüsten dolayı köy hayatını tercih ettim. Çünkü buradaki her şey doğal ve organik, şehir ise çok yoğun ve kalabalık ve temasın engellenememesi açısından ben köyde huzur buldum. Sağlıklı olmak açısından da kendimi doğaya attım.
Annemle akşamları kuzuları emziriyoruz. Doğum aşamasında bazen sıkıntılar oluyor, babam da yardım ve müdahale ediyor. Artık özel sektörde çalışmak istemiyorum. Neden, çünkü haftada bir gün tatiliniz oluyor, yıllık izinleriniz oluyor, ona da çıkabiliyorsanız çıkıyorsunuz. Sürekli bir yaptırım içinde olmuş oluyorsunuz. Ama ben şu anda özgürüm, istediğim gibi hareket edebiliyorum” şeklinde konuştu.
"BIRAKMAYI DÜŞÜNMÜYORUM"
Koyunlarını her sabah ağılından çıkarıp merada otlatmaya çıkaran Selahattin Çak, çobanlık yapmayı da çok sevdiğini söyledi.
Doğa ile baş başa olmanın kendisine ayrı bir keyif verdiğini anlatan Çak, “Ben bu mesleği gerçekten çok sevdim, bırakmayı da kesinlikle düşünmüyorum. Gücüm yettiği kadar bu işte devam etmeyi planlıyorum. Çocuklarıma da miras olarak bu mesleği bırakmak istiyorum. Zaten onlar da sevdiler, ilgi duyuyorlar. Bu arada kendimi de garantiye almak için koyunların hepsine de sigorta yaptırdım. Bütün üreticilere de bunu tavsiye ediyorum. Çünkü, vahşi hayvan saldırısı olabilir, doğal afetler olabilir, bunlara karşı da kendimi bu şekilde korumaya aldım.
Köyde doğal yaşama kavuştum. Her şeyiyle organik besleniyorum. Koyunları meraya otlatmaya çıkarttığımda özellikle öğle yemekleri sırasında doğadan topladığım kuşburnuları ile çay demliyor, bolca c vitamini alıyorum. Salgının olduğu bu dönemlerde doğal beslenmek, organik beslenmek gerçekten keyif verici” dedi.