Bölgedeki engebeli arazilerde çedene yetiştiren üreticiler, sonbaharın gelmesiyle olgunlaşan meyveleri toplamak için kolları sıvadı.
Birkaç günlük sürenin sonunda iyice kuruyan çedeneler, bu defa üreticilerce eleklerden geçirilip toz, toprak, ot ve dal parçalarından ayıklanıyor. Odun ateşi üzerine konulan saclarda kavrulan çedeneler, köylülerin "sıkot" adını verdikleri taş havanda öğütülerek kahve gibi toz haline getiriliyor.
KİLOGRAMI 300-400 LİRA
Çedene üreticisi Mahmut Irmak, Aşağıgülbahçe köyünde yıllar önce dikilmiş çok sayıda çedene ağacının olduğunu söyledi.
Bazı komşularının çedene ağaçlarını aşılayarak çam fıstığına çevirdiğini ifade eden Irmak, "Çedeneler yazın kırmızıyken sonbaharda olgunlaşıp yeşil oluyor. Çedeneleri sıkot dediğimiz taşla öğüterek kilogramını 300-400 liraya satıyoruz." dedi.
Köylülerden Semi Ber de Aşağıgülbahçe köyünün 400 hanelik bir yer olduğunu anlattı.
Bölgede daha çok hayvancılığın yaygın olduğunu belirten Ber, "Bu aylarda çedene hasadı başlıyor ve biz de ev ihtiyacımıza göre topluyoruz. Çedene yağı çok sağlıklı ve Almanya'ya gittiğim zaman mutlaka götürüyorum. Bazı hastalıklara karşı çok faydası oluyor ve içinde herhangi bir katkı maddesi yok." diye konuştu.
Köylülerden Anık Öz, çedene ağaçlarının atalarından kalma olduğunu aktardı.
Öz, üretimin meşakkatli yanlarının olduğundan bahsederek, "Çedene ağaçları her yıl çok sayıda meyve veriyor ve güzün çedene toplayıp kahveye dönüştürüyoruz. Çedene kahvesini genellikle evimizde tüketiyoruz, çok yararı oluyor." ifadelerini kullandı.