İstanbul'dan Tokat'ın Zile ilçesindeki baba ocağına 6 yıl önce dönen evli 1 çocuk babası Hasan Şahingöz, bir süre farklı işlerde çalıştıktan sonra 3 yıl önce arkadaşının avize talebi ve 80 yıllık kuru odunların yakılmasından rahatsız olunca onlardan ev aksesuarı üretmeye başladı. Doğada gezi yapmayı seven Şahingöz, talep üzerine kurumuş odunları da toplayarak değerlendirmeye başladı.
Memleketine gelip bu işi kurduğu için mutlu olduğunu belirten Hasan Şahingöz, "25 yıl İstanbul'da kaldıktan sonra memleketim Zile'ye geldim. Burada çeşitli işler yaptıktan sonra başka ne yapabilirim diye düşünüyordum. Bir arkadaşım geldi ipten avize istedi. Sonra bayağı bir uğraştık bunu yapmak için.
Güzel de bir ürün ortaya çıkınca ben bunu yapabilirim dedim. Araştırma yaptığımda bu bölgede bu işi yapan olmadığını gördüm. Sonra ahşap da girdi işin içine. Ahşap işin içine girince farklı bir boyuta geçmiş oldu. İstanbul'da 25 yıl kaldıktan sonra memleketime gelmek benim için çok iyi oldu. Oradaki hayatla buradaki hayatı karşılaştırdığımız zaman çok fark var arada. Yani doğaya çıktığım zaman benim için doğal terapi gibi bir şey oldu. Geldiğim için çok mutlu, sevinçliyim" dedi.
Bu işe ahşabın geri dönüşümü olarak başladığını belirten Şahingöz, "Türkiye'nin birçok yerinde olduğu gibi burada da eski yıkık ahşap 80-100 yıllık evler mevcut. Buradaki ahşapların fırınlarda ve başka yerlerde odun olarak yakıldığını gördüm. Böyle olmaması gerektiğini, aslında bunları dönüştürebileceğimizi düşündüm. O sırada arkadaşım benden ahşap avize yapmamı istedi.
Sonrasında bu ürünlerden konsept ahşap ürünler çıkarmaya karar verdim. Doğada gezmeyi çok severim. Bunun arkasından doğadaki kurumuş ağaçları nasıl dönüştürebiliriz diye düşündüm. Doğadan toplayıp getirip, atölyemde işleyerek farklı dekoratif ürünler çıkartmaya karar verdim. Talep ve ilgi olunca bu işe başlamış olduk. Yurt dışından gelen gurbetçiler, Almanya ve Hollanda'dan özellikle buradan ürün alıp götürdüler. Ev dekorasyonu, balkon dekorasyonu genelde tamamlayıcı ürünler olarak yapıyoruz ahşaptan.
Yemek masası, kitaplık, sehpa, ayaklı ışıklık, avize gibi ürünler yapıyoruz. Müşterinin istekleri de bizim için belirleyici oluyor. Müşterinin talebine göre de konseptini oluşturuyoruz. En çok giden ürünümüz doğadan topladığım kurumuş ağaçlardan yapılan lambader, çiçeklik sehpaları. İşimden çok memnumum" diye konuştu.
Mahalle aralarında gezerken yakılmak üzere ayrılmış odunları görünce böyle bir karar verdiğini anlatan Şahingöz, "Dikkatimi çekiyor, nasıl değerlendirebilirim diye düşüyorum. Yanıp gitmesin diye düşünüyorum. Para verip aldığım oluyor. Ahşabın her türlüsünü kullanıyorum. En önemlisi kuru olması gerekiyor. Ceviz, ardıç, dut, kayın hepsini kullanıyorum. Özellikle pandemi süreci yaşandıktan sonra memnuniyetim daha da arttı.
İstanbul'dan geldiğim için burada kendi memleketimde daha iyi şartlarda daha iyi imkanlar da bu işi yaptığım için çok memnunum. Son zamanlarda insanlar büyük şehirlerden daha çok kırsala, Anadolu'ya gelme çabasındalar. Ben bunu daha önce yaptığım için çok mutluyum.