Kentte klasik otomobil, motosiklet ve deniz motoru tamiriyle uğraşan Serdar Bilal, daha önce de ailesiyle tatillerde kamp hayatını tercih ederek doğayla iç içe bir yaşam sürmenin keyfini yaşadıklarını anlattı.
İzmir'in Dikili ilçesinde bir ev alan ve iş yerini de buraya taşıyan aile, kış aylarında orada hem yaşayıp hem de para kazanırken yılın 9 ayında ise bir evde olması gereken her şeye sahip karavanlarıyla yeni hikayelere doğru yol alıyorlar. Yeni yaşamlarına tek çocukları 6 yaşındaki Bade'yle çıkan Bilal çiftinin 3 yaşındaki Barlas ve 11 aylık Atlas isimli çocuklarının doğum süreçleri ise farklı şehirlerde karavanda geçti.
Fırsat buldukça da ailesiyle İstanbul'a yakın yerlerde kamp yapmaya çalıştıklarını söyleyen Bilal, "Babadan gelen bir kamp hayatımız vardı. Eşimle çok uyumluyuz ve onunla da bunu sürdürdük. Bir zaman sonra İstanbul'un bizi boğduğunu hissettik. Çocuklarımız daha küçüktü, onları buradan kurtarmak istedik ve yeni bir yola girdik." dedi.
İstanbul'da aldığı evi yapmak için çok uğraştığını ve o süreçte çok yorulduğunu dile getiren Bilal, evlerine taşındıkları 3. günü hırsızların konutlarına girerek her şeylerini aldıklarını ifade etti.
Serdar Bilal, hayatlarını değiştiren kararı ani olarak verdiğini belirterek, "Ben 'İstanbul'u tamamen terk edeceğim' dedim. Çünkü İstanbul bana hep 'git' diyordu ve ailecek biz de karar vererek gittik. Tepkiler almadık mı? Aldık. Arkadaşlarımız 'Siz deli misiniz? Nasıl yapacaksınız?' dedi. Hayat bir kum saati, altı üstünden daha mı iyi diye düşündük ve gerçekten altı üstünden daha iyi çıktı." diye konuştu.
"Doğuma karavanla gittik"
"Efsane"de yaşamaya karar verdiklerini belirten Bilal, şöyle devam etti:
"Hatta son bebeğimin hamilelik döneminin tamamını karavanda geçirdik. 3 gün kalmıştı doğuma, karavanla gittik hastaneye. Güzel tarafları da zorlukları da var. Bir anda hayatınızı alt üst ediyorsunuz, belli alışkanlıklarınız var. Bir anda ters çevirdiğin zaman bunlar allak bullak oluyor. Ben evimi sattım ve başka yerde bir ev yaptım. Bir miktarını ayırdım kenara ve orada da bir atölye kurarak para kazanmaya başladım. İstanbul'da para kazanıyordum evet ama harcıyorduk da. Ege'de kazanç az ama harcama da az."
"Bu hayatı zor görmesinler"
Kendilerini gezgin olarak nitelendiren 3 çocuk annesi Nihan Bilal ise, evlerini sırtlarında taşıdıklarını ve tam zamanlı gezdiklerini söyledi.
Aldıkları karardan çok mutlu olduklarını anlatan Nihan Bilal, "En önemlisi çocuklarım oldu. En küçük çocuğum Atlas 11 aylık. Bu kararı aslında bir de çocuklar için aldık çünkü İstanbul'un yaşanılacak bir yeri kalmadı bize göre." dedi.
2 hamileliğini karavanda geçirdiğini ifade eden Bilal, şunları söyledi:
"Çocuklu olan biri için bence karavan daha iyi çünkü düzeniniz bozulmuyor. Biz burada beklerken bebeği doyurup uyutabiliyorum. Evinizi sırtınızda taşıyorsunuz ve o güveni her zaman sabit bir şekilde yaşıyorsunuz. Bu hayatı zor görmesinler, bu yaşam daha özgür. Burada manzaranız bir günde değişiyor."
Karavanla gezmenin çok iyi komşuluklara vesile olduğunu ve muhteşem bir özgürlük hissi verdiğine değinen Bilal, tek pişmanlıklarının bu kararı daha önce hayata geçirmemek olduğunu kaydetti.