Dünya Doğayı ve Doğal Kaynakları Koruma Birliğince kırmızı listeye alınarak neslinin tükendiğine inanılan, SHOAL adlı Doğa Koruma Örgütünce dünyanın en çok aranan 10 balık türü arasında yer alan leopar sazanının tespiti için Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Cüneyt Kaya ve Dr. Öğr. Üyesi Münevver Oral, 3 ay önce çalışma başlattı.
Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü ile Şırnak Tarım ve Orman Müdürlüğü işbirliğiyle yapılan arama çalışmaları sonucunda, balıkçı Mehmet Ülkü'nün de desteği ile 50 santimetrelik 2 kilogram ağırlığında siyah benekli balık yakalandı. Yapılan inceleme sonucu, yakalanan balığın leopar sazanı olduğu tespit edildi.
Doç. Dr. Kaya, AA muhabirine, proje kapsamında öncelikle leopar sazanını arayacakları noktaları tespit ettiklerini söyledi.
Leopar sazanını Ilısu Barajı'nın aşağı kesimlerinde aradıklarını belirten Kaya, "Hasankeyf civarlarında aşağı kesimlerinde aramaya başladık. Cizre dolaylarında mümkün mertebe aşağı, hatta sınıra gittik. Irak sınırı, Suriye sınırı civarında aramalarda bulunduk. Bizim için en ideal nokta olduğuna kanaat getirdik. Bölgeden ayrıldıktan sonra irtibat halinde olduğumuz, gerçekten bu olayı bilinçli bir şekilde hedefine koyan balıkçımız Mehmet Ülkü'nün desteğiyle balığı bulmuş olduk." dedi.
Kaya, aynı gün ikinci balığın da bulunduğunu, bu gelişmenin popülasyon adına sevindirici olduğunu vurgulayarak, "Yıllardır aranan ve bulunamayan balık, aynı gün ikinci balığı da buluyorsunuz. Gerçekten çok şaşırtıcı bir şeydi bizim için. Her iki bireyden biri 20 santim, biri 50 santim Dicle Nehri'ne, kendi ana yurtlarına salmış olduk." diye konuştu.
Nesli tükenen balıkların yer aldığı kırmızı listede şu an için Türkiye'den tür bulunmadığını ifade eden Kaya, şu değerlendirmede bulundu:
"Türkiye dosyası şu aşamada kapandı mevcut listeye göre. Listeden iki tür azaldığı için bunun yerine iki tür daha koyacaklardır. Türkiye'den tercih yaparlar mı bilemiyorum ama bizim tavsiyelerimiz var. Türkiye'den halen kayıp olan bazı türlerimiz var. Bunların da önemini biz vurguladık. Eğer Türkiye'den yeni türler listeye alınırsa gönüllü olup arama çalışmalarına devam edeceğiz."
Üç ay süren yoğun arazi çalışmalarına bölge halkının da destek verdiğini anlatan Oral, şunları kaydetti:
"İngiltere ve Amerika'daki iki doğa koruma örgütü ile ortaklaşa çalışma yürüttük. Amacımız balık refahına zarar vermeden mümkün mertebe doğadan balığı çıkarmadan, nehirden örneklerimizi almak. Morfolojik ölçümlerimiz adını verdiğimiz balığın dış eksenler, gerek boy ve ağırlık ölçülerini aldıktan sonra küçük de bir doku aldık. Balığın yüzmesini en az etkileyeceğini bildiğimiz karın yüzgecinden küçük bir parça aldık ve bunu DNA örnekleri ekstrakte etmek üzere kullanacağız. Çünkü balığa ait gen bankasında kaynak var, ama parçalı var. Dolayısıyla kullanılabilir ölçüde değil. Bizim yükleyeceğimiz örneklerden, yapacağımız analizlerden sonra bu türü de gen bankasına ve uluslararası literatüre kazandırmış olacağız."