Kaporta ustası Çelik, AA muhabirine, merkeze bağlı Derebaşı köyündeki arazisinde ailesi için yabani hayvanların giremeyeceği ahşap ev yapmaya karar verdiğini söyledi.
Maceracı bir karaktere sahip olduğunu anlatan Çelik, "Severim çocukluğumdan beri böyle yapıları. İlk başta ihtimal vermiyordum ama hayal gücümü kullanınca her şey yerli yerine oturdu ve evi yapmaya başladım." dedi.
Çelik, tasarladığı evi, direğin üstüne 14 çelik bariyer kullanarak vidaladığını kaydederek, "Zeminde taban alanı oluşturduktan sonra, direği vinç yardımıyla kaldırarak çelik vidalarla yere sabitledik. Çok uğraştık uzun zaman aldı. Birkaç kez denemek zorunda kaldık. Vinç bazı denemelerimizde sabitlediğimiz yerinden kalktı. Yollar kötü, vincin gidip gelmesi zor olduğu için süreç uzun sürdü." diye konuştu.
Yaklaşık 3 yıl önce evin inşası sırasında devrilen vincin çarpması sonucu kafatası ve omuriliğinde çatlak oluştuğunu dile getiren Çelik, uzun süren tedavisinin ardından omuriliğinde 4 platin olmasına rağmen tekrar çalışmaya başladığını aktardı.
Hayalini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşadığın vurgulayan Çelik, "Böyle bir şeyi başarmak en büyük hayalimdi. Bunu başarmış olmak huzur veriyor. Hayalim bu manzaraya bakmaktı. O kadar sıkıntı ve stresi bundan dolayı çektik. Buna ulaşmak güzel bir duygu, tarifi yok." dedi.
Evde halen çalışmaların sürdüğünü belirten Çelik, yağmurlu havada da kullanabilmek için balkonun üstünü kapatmayı düşündüğünü söyledi.
İlginç evlerle ilgili internette araştırma yaptığını anlatan Çelik, "12 metre tek direk üzerine böyle bir yapı yok. Onun vermiş olduğu bir huzur var. Olmayan bir şeyi başarmış oldum." diye konuştu.
Çelik, evi yaparken kimsenin kendisini cesaretlendirmediğini ifade ederek, şu değerlendirmede bulundu:
"İki sene önce büyük rüzgarlar oldu, hasar almayınca güven vermeye başladı. Burada komşuların çatıları uçtu, benim eve hiçbir şey olmadı. Rüzgar olduğu zaman direk eve geliyorum, verdiği tepki ve etkiyi izliyorum. Her hangi bir hasar olmadı."
İshak Güngör de direği görünce baz istasyonu yapılacağını düşündüklerini belirterek, şunları kaydetti:
"Ev yapılacağını sonradan öğrendik ama ortaya neler çıkacağını bilmiyorduk. Bütün aşamalarını tek tek izledik. Sonuçta böyle bir şaheser ortaya çıktı. Büyük bir mühendislik gerektiren çalışma. Yüksekte, rüzgar, kar var. Oturduğumuz yerde rüzgar olmasına rağmen sallantı yok. Keyfi paha biçilemez."
Cem Sultan Karabulut da evin yapımını yakından takip ettiğini anlatarak, "Karadenizliye, Rizeliye 'imkansız' de sonra otur izle. Cihat kardeşim imkansızı söyledi, oturduk izledik. Temelinden son vidasını çakana kadar gözlemledik. İstanbul'dan her gelişimde köydeki evden önce buraya geliyorum. Buranın havasını aldıktan sonra evime geçiyorum." şeklinde konuştu.
Çelik'in evin yapımı sırasında ağır bir kaza geçirdiğini vurgulayan Karabulut, şöyle devam etti:
"Çok zor bir süreç geçirdi. Allah bize bağışladı. Hastane süreci de zor geçti ama Karadeniz'in klasik lafıdır, 'umudumuzun bittiği yerde inadımız başlar.' O inadı devreye girdi, sağlığına kavuştuktan sonra projeyi bitirdi. 'Yapamaz, edemez, olmaz.' diyenleri haksız çıkardı. 'Yapamazsın' diyenler, balkonda çay içebilmek için Cihat'a rezervasyon yaptırıyor.