Bir hastanede sekreter olarak çalışan Torun, doğumlardan sonra aldığı kiloları bir türlü veremeyince hareketlerinin yavaşlaması ve çabuk yorulması nedeniyle çocuklarına yeteri kadar vakit ayıramaz oldu.
"Çocuklarım için karar verdim"
Suna Torun, AA muhabirine, yaptığı diyetlerle kilo veremediğini dile getirdi.
Kilolarıyla birlikte sağlık şikayetlerinin de arttığını ifade eden Torun, "Diz, bel, ayak ağrıları çektim. Kortizonlu iğneler yaptırdım ama fayda etmedi. Merdiven çıkamıyorsunuz, Konuşurken bile yoruluyorsunuz. Bu stres yemek yemeyi beraberinde getiriyor. Mide mi genişliyor bilmiyorum ama sürekli yemek yeme ihtiyacı oluyor. Doğal olarak da kilo artıyor." dedi.
Çocuklarının 23, 12 ve 10 yaşında olduğunu ifade eden Torun, yaklaşık 10 yıldır kilo problemi ve sağlık sorunları yaşadığını dile kaydetti.
Torun, zayıflamaya çocukları için karar verdiğini vurgulayarak şunları söyledi:
"Onlarla parka gidemiyorsunuz. Kilolardan dolayı bir aktivite bile yapamıyoruz. Çalışıyorum, ayaklarım tutmadığı için direkt eve gidiyorum ve uzanma ihtiyacı hissediyordum. Vücut yoruluyor, ayaklarım çok ağrıyordu. 'Çocuklarım için yapmalıyım.' dedim."
Ameliyata 116 kilo ile girdiğini anlatan Torun, "Üst beden 52, alt beden 56 giyiyordum. Yaklaşık 2 yıl önce ameliyat oldum. Kısa sürede 116 kilodan, 58 kiloya düştüm. Yarı yarıya zayıfladım. Zor bir süreçti. Ameliyata karar vermek de kolay değil çünkü riskli bir ameliyat. Tüp mide ameliyatı oldum. Ameliyattan sonra 1 hafta hastanede kaldım. 8 kilo kadar ilk haftada verdim. İlk ay 20 kilo verdim. İlk ay sıvı, ikinci ay püreyle beslendim. Üçüncü aydan itibaren de normal beslenmeye döndüm. Tüp mide ameliyatından sonra herhangi bir operasyon geçirmedim. Kas yapım fazlaydı. Ameliyattan sonra sarkmalarım da olmadı. Şimdi 38 bedenim. Yeniden doğmuş gibiyim." ifadelerini kullandı.
Torun, çocuklarının da bu durumdan çok memnun olduğunu sözlerine ekledi.
"Türkiye obezite cerrahisinde çok başarılı"
Medova Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Şahin de obizetenin Dünya Sağlık Örgütü tarafından kronik bir hastalık olarak tanımlandığını, "vücut kitle endeksinin 30'un üstüne çıkması ya da beklenen kilodan yüzde 20 fazla kiloya sahip olmak" diye tanımlandığını hatırlattı.
Prof. Dr. Şahin, obezitenin aşırı kilonun yanında birçok hastalığı da beraberinde getirdiğini ifade ederek, "Obez olan hastaya önce diyet, egzersiz ve medikal yöntemler öneriyoruz. En az iki yıl bu tür yöntemlerle kilo vermesini sağlamaya çalıştıktan sonra sonuç alamadığımız hasta grubunda cerrahi yöntemler seçenek haline gelmektedir. Tüp mide, mide kelepçesi, midenin içine balon yerleştirme gibi alımı kısıtlayan yöntemler ya da alının gıdaların emilmeden bağırsaktan atılmasını sağlayan bağırsağın kısaltıldığı bypass yöntemleri kullanıyoruz." dedi.
Şahin, Türkiye'nin obezite cerrahisinde çok başarılı olduğunu belirterek, "Suna hanımın kilo vermek için çabasına, eşlik eden hastalıklarına baktık. Alımı kısıtlayan bir yöntem olan tüp mide ameliyatına karar verdik. Suna hanım 116 kilo olarak girdiği ameliyat sonunda bugün yüzde 50 kilo kaybı ile 58 kiloya ulaştı. Artık istenen kilo düzeyine oturmuş oldu." diye konuştu.