Düzce Halk Eğitim Merkezinde giyim, teknoloji ve tasarım öğretmeni olan 3 çocuk annesi 52 yaşındaki Yeşil, 2019'da Tokat yazmacılığı ve tahta baskı sanatıyla ilgili televizyonda izlediği belgeselden etkilenerek bu alana yönelmeye karar verdi.
El yatkınlığıyla kısa sürede beceri kazanan Yeşil, belgelerini aldıktan sonra Düzce'de tekstil alanında işlettiği iş yerini tahta baskı sanatını uygulayabileceği atölyeye çevirdi.
Çalışmalarını atölyesinde sürdürdüğünü aktaran Yeşil, geçen yıl "tahta baskı ve yazmacılık" alanında Kültür ve Turizm Bakanlığı Sanatçı Tanıtım Kartı aldığını kaydetti.
Yeşil, tahta baskı sanatının 7'nci yüzyıldan itibaren yapıldığını anlatarak, "7'nci yüzyılda ilk olarak taşlara oyularak yapılıyormuş. Daha sonra ıhlamur ağacı tahtalar keşfedilince adı tahta baskı olarak kalmış. 7'nci yüzyıldan günümüze kadar gelen figürleri koruyoruz. 'Hitit güneşi, su kemerleri, çift geyikler, bereket' hepsinin bir ismi ve anlamı var. Orijinalliklerini bozmadan günümüze kadar taşıyoruz." diye konuştu.
Tahta baskı sanatını yansıttığı ürünlerinin talep gördüğünü dile getiren Yeşil, "Türkiye'nin birçok şehrinden talep geliyor. İnternet üzerinden sipariş alıp yine bu yolla satışımızı gerçekleştiriyoruz. Daha çok İzmir, Manisa, Gaziantep, İstanbul, Bursa, Şanlıurfa, Ağrı, Adana, Trabzon ve Rize'ye gönderiyoruz." dedi.
Yeşil, talepler doğrultusunda tahta baskı sanatını orijinalliğini koruyarak modernize ettiğini belirterek, "En çok çantalar gidiyor. Gençler çantaları daha çok talep ediyor. Kadınlar deniz elbiselerini ve rahat elbiseleri tercih ediyor. Ev tekstilinde ranır örtü (uzun ve eni dar masa örtüsü) talep görüyor. Masa örtüleri de tercih ediliyor. Eşarplar, şallar, tülbentler yapıyoruz." ifadelerini kullandı.
"Bu sanatı merak eden herkese öğretmek istiyorum"
Tahta baskı sanatında özel malzemeler kullandığını anlatan Yeşil, ürünlerin yıkanırken renk atmadığını belirtti.