Philetairus socius kuşlarının apartman binalarına benzeyen yuvalarında 400 kadar kuş birlikte yaşar.
Girişte yırtıcılara karşı güvelik sistemi olarak kesici ve delici çubuklarla dolu bupi tuzaklarından oluşan tüneller vardır.
İç kısımlardaki odalar gece havalar soğuduğunda, dış kısımlardaki odalar ise gündüz kavurucu sıcaklarda kullanılır.
Brezilya'da keşfedilen dünyanın en büyük karınca yuvası, 8 metrelik bir derinliğe sahipti ve 47 metre karelik bir alana yayılıyordu.
Şehirde bağlantılar tıpkı bizim caddelerimiz gibi geçen çok sayıda ana ve ara yolla sağlanmış ve bazı tünellerin sadece atıkların biriktirildiği depolara veya bahçelere çıktığı görülmüştür.
Bizler için belki de en ilginç olanı ilkel olarak değerlendirdiğimiz bu canlıların yuvalarının bir bölümünü tarım alanı olarak ayırarak burada kendileri için sindirimi kolay besin maddesi üreten mantarları yetiştiriyor olmalarıdır.
Termit gökdelenine hoş geldiniz. Bu hayvanlar karıncalar gibi yerin altına inmenin yanı sıra üstüne de inşa etmeyi severler.
Yuva; kraliçeden alınan emirlerden sonra tükürüklerle karıştırılan ve kuruduktan sonra neredeyse beton sertliğine ulaşan toprak parçaları ile milyonlarca işçi tarafından birkaç yılda inşa edilir.
Eğer bir saldırı olursa veya asker termit sayısı azalırsa kraliçenin emriyle farklı besleme yöntemine tabi tutulan işçi termitler asker olarak yetiştirilmeye başlanır.
1970'lerin ortalarından itibaren bu kemirgenler hayatlarını dev bir barajı inşa etmek için ağaçları devirmeye adadılar.
Barajın yapılma amacı yaşadıkları nehirde bulunan su miktarının her zaman için aynı seviyede kalmasını sağlamaktı.
Böylelikle fazla yağmur yağdığında su kenarındaki yerleşim yerlerine su basmayacak veya bölgede kuraklık yaşandığında su seviyesi alçalmayacak ve yuvaları ortada kalmayacaktı.
Ağaç gövdelerini, taşları ve çamuru kullanan kunduzların çalışma arasında dinlenmeleri için kendilerine ait kulübeleri de var.
1990'lı yıllarda Pasifik okyanusun tabanında dalgıçlar çok gizemli bazı motifler keşfetmişlerdi.
Philetairus socius, yani hoşsohbet dokumacı olarak bilinen bu kuş türü, yalnızca Güney Afrika, Namibya ve Botswana'da yaşıyor.
İnce uzun çubuklar ve ot kullanarak dokudukları yuvaları, bozulmadan kalıyor. Yuvanın en içlerindeki odacıklar, geceleri daha sıcak olacak şekilde yapılıyor. Böylece kuşlar geceyi üşümeden geçirebiliyor.
AVUSTRALYALI DOKUMACI KARINCALAR
Orta Afrika ve Güneydoğu Asya'da yaşayan dokumacı karıncalar, kendine canlı yapraklardan yuva yapıyor. Larva ipeğini kullanarak yaprakları yapıştırıyor ve birer yuva haline getiriyorlar. Tek bir yapraktan yuva yaptıkları gibi, pek çok yaprağı yapıştırarak yaklaşık yarım metre uzunluğunda yuvalar da dokuyabiliyorlar.
Erkek çardak kuşları kuşları, çeşitli otları ve çubukları kullanarak kameriye benzeri küçük kulübeler yapıyorlar.
Hayvanlar aleminin en mükemmel iç dekorasyoncuları olan çardak kuşları, çiftleşecekleri kuşları çekebilmek için rengarenk meyveler topluyor ve onları bir ahenk içinde yuvaya diziyor. İronik bir durum ama, dişi kuşlar yavrularını büyütmek için bu yuvaları kullanmıyor.
İngilizcede 'Compass termite' adıyla bilinen bu karınca türü, büyük ve çizi gibi yere saplanan yuvalar inşa ediyor.
Bu karınca türüne 'pusula' denilmesinin sebebi, yuvalarını kuzey-gün yönünde inşa ediyor olmaları. Yön bilgileri bu denli hassas olan karıncalar, yuvalarını kuzey-güney yönünde yaparak, aynı ısıda tutmayı başarıyorlar.
BAL ARILARI
Bal arılarının tüm hayatı yuvaları etrafında geçiyor. Salgıladıkları yapışkan madde sayesinde yuvalarını kuruyorlar. Bütün beslenme faaliyetleri ile yavrularını yetiştirme işini de burada yürütüyorlar.
AVRUPA KIRMIZI ORMAN KARINCASI
Avrupa kırmızı orman karıncası, orman zemininde büyük tümsekler yaratıp, yuvalarını da bunun içine kuruyorlar. Bu tümseklerden bazılarının arasında bazı geçitler de bulunuyor. Ana yuva ile ona bağlı oluşan diğer yuvalar, birinden birinde tehlike olması halinde birbirlerine kaçıyorlar.
Kırmızı çömlekçi kuşu, yuvasını kil ve çamurdan yapıyor. Yaptıkları bu güçlü yuvalar yırtıcılara karşı koruma sağlıyor.Çömlekçi kuşları yuvalarını terk ettiğinde de, diğer kuşlar bu yuvaları korunma amaçlı kullanabiliyor.
Baya dokumacı kuşları, dikenli palmiye ağaçlarına ve akasya ağaçlarından sarkan, çok zarif yuvalar yapıyor.
Aynı zamanda sulak yerlerin de üzerinde asılı duran yuvalar, böylece yırtıcı hayvanların ulaşımından uzak tutulmuş oluyor.
Bu tip yuvalar genelde koloni halinde bulunuyor ama, diğerlerinden izole, tek başına duran yuvaları bulmak da mümkün.
Yabanarılarının birçoğu aslında yuva yapmıyor. Bunun yerine tek başına olmayı, hatta asalak yaşamlar sürmeyi tercih ediyor. Daha sosyal olan yaban arıları ise pek zarif, kağıttan yapılma yuvalar yapıyorlar. Arılar yuva yapımında bitki posası, tükürük, reçine ve başka bazı materyalleri de kullanıyor. Yuvanın görüntüsü, bal arılarının kovanına benzese de, materyali farklı oluyor.
Montezuma oropendola adlı kuş, küçük dalları ve otları kullanarak kendine yuva yapıyor. Çoğunlukla, yaklaşık 30 kuştan oluşan koloniler halinde yaşıyorlar. Kolonide dominant bir erkek bulunuyor ve tüm diğer dişilerle de o çiftleşiyor.
Bazı kırlangıç kuşları, pek çok farklı materyal kullanarak kendine yuva yapıyor. Bazısı ise hiçbir şey yapmayıp, terk edilmiş yuvaları benimsiyor.
Bazı kırlangıç türleri ise, yuvalarını öncelikli olarak kendi tükürükleriyle inşa ediyor. Bu yuvaların çok lezzetli olduğunu düşünen ve bunları yiyen insanlar da var.
Su seviyesinin 24 metre altında, kumlara çizili duran ve mükemmel bir simetriye sahip olan bu gizemli şekil, 12 cm uzunluğundaki erkek kirpi balığının çiftleşme öncesi inşa ettiği bir yapıydı.
Balık bu yapıtı oluşturmak için 1 hafta boyunca aralıksız 24 saat çalışıyordu, çünkü bir anlık bile olsa ara vermesi tabandaki su akıntısının şekli bozmasına yol açabilirdi.
Dişisini elde edebilmek için türlü uğraşlar verdikten sonra dişi motifleri beğenir ve yapıtın merkezine yumurtlamaya başlar.
Yapıttaki her bir motif tabandaki su akımını yavaşlatmaya ve böylelikle merkezde bulunan yumurtaların hasar görmemesine yarar.
Yumurtlama işlemi bittikten sonra dişi ayrılır ve erkek bölgeyi diğer olumsuz dış etkenlere karşı korumak için 1 hafta daha burada kalır.
Ve bir düşmanla karşılaştığında içine 1 litre su çekerek kendini 2 kat daha büyük gösterir ve ne pahasına olursa olsun yerinden ayrılmaz.