Akşit, İstanbul Atatürk Havalimanı'nda kapılarını açan TEKNOFEST'te, AA muhabirine, yerli motorun kullanımında gelinen son aşama ile ilgili bilgi verdi.
Motorun en kritik teknoloji olduğunun altını çizen Akşit, şöyle konuştu:
"Uçakta yazılımı size vermezler. Bir de motorun içindeki sıcak bölge kısmı var. Onu kesinlikle vermezler. Çünkü ciddi bir kısmı yüksek teknoloji gerektiren ve dünyada bir elin parmağını geçmeyecek sayıda ülkelerin baş edebildiği şeyler bunlar. O yüzden mesela Altay Tankı'nda ve fırtına obüslerinde başımıza geldi. Devlet olarak Azerbaycan'a vermek istedik ama motor konusunda sıkıntı oldu. Üretici firma izin vermedi. Bunları belli lisans altında alıp kullanıyorsunuz o lisansın kapsamı neyse onun dışına uluslararası anlaşmalar gereği çıkamıyorsunuz. O yüzden bu teknolojileri kendimizin geliştirmesi çok önemli."
Cumhurbaşkanımızın göreve gelmesiyle savunma sanayisine çok önem verilmeye başlandı"
Akşit, 2000'li yıllardan sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın göreve gelmesiyle devletin, politika olarak savunma sanayisine çok ciddi önem vermeye başladığını belirterek, "Bu işlere çok ciddi bütçe ayırmaya başlandı. Bu verdiği destek uzun süre aksamadan devam etti. Bu önemli. Eskiden bana 'Biz bunları Türkiye'de yapamaz mıyız?' deniyordu. Ben de 'yapabiliriz ama uzun süreli ve ciddi miktarda devlet desteği gerekiyor' diyordum. Yani ciddi miktarda destek gerekiyor. Burada 3-5 milyon doları konuşmuyoruz. Burada yüzlerce milyon dolarları konuşuyoruz." dedi.
İlk etapta 2013'ün sonu itibarıyla TEI'nin genel müdürü olarak milli motorları geliştirmek ana hedefiyle göreve geldiğini anlatan Akşit, "İlk yaptığımız motor aslında pistonlu motorlardı. Çok dillendirmiyoruz. Yani aslında ilk motorumuzu birkaç yıl içinde verdik. Şu anda da gökyüzünde 50 bin saati geçti." dedi.
Sıfırdan 6 yılda motor yaparak rekor kırıldı
Akşit, TB3'ün üstünde de kendi motorları olduğunun altını çizerek, "Rekor sayılabilecek bir hızda 6 yıl 2 hafta da ilk motorumuz olan TS 1400'ü uçurduk. Örnek olsun diye söylüyorum şu anda kullanılan ithal motor bin 373 beygir gücünde. Bu motorun ilk uçuşu proje başlangıcından bu yana 8 yıl. Fransızların bir motoru var yine bu sınıfta sayılıyor onun da proje başlangıçlarının ilk uçuşu 9 yıl. Biz sıfırdan yapıyoruz ve 6 yılda uçurduk." değerlendirmesinde bulundu.
Gökbey'in üzerinde yer alan yerli motorla ilgili konuşan Akşit, "Yani şu anda artık bayramdan hemen önce uçtuk. Hatta bazen soruyorlar 'iki motor da TEI'nin motoru muydu?' diye. Evet özellikle helikopterde iki motorun da aynı olması gerekiyor. Bunlar birbiriyle haberleşiyorlar. Motorların birisinde herhangi bir sıkıntı olduğunda diğer motorun yüzde 110, yüzde 120 anormal güç seviyesine çıkarak inişi yavaşlatması gerekiyor." ifadesini kullandı.
Uçaklar yerli motor ile uçuyor
Akşit, yerli motorun bazı yerli uçaklarda da kullanılmaya başlandığını anlatarak, "Şu anda yerli motor ile uçan Anka, Aksungur ve Kargı var. Bayraktar TB3, bir aya kalmaz listeye eklenecek. Daha önce teslim ettiğimiz İHA motorumuz var. T700 yerli Sikorsky'lerin motorlarını da biz üretiyoruz. O motorlar envantere girdi ve jandarmamız kullanıyor." diye konuştu.
Yerli motor ihracata hazırlanıyor
Motor ihracatı ile ilgili de konuşan Akşit, şunları söyledi:
"Bizim birinci önceliğimiz devletimizin ihtiyacını karşılamak. Şu anda zaten daha yeni yeni geliştirdiğimiz ve kapasitemizin de sınırlı olduğu için devletin ihtiyacını yetiştirmemiz lazım. Gökbey ile ilgili siparişler var. Onları yetiştirmemiz lazım. Ama motorlara talep var; bize soruyorlar. PD170'de seri imalatı belli bir seviyeye getirdik. Yakın bir zamanda Asya'da teknolojisi ciddi gelişmiş bir ülkeye sattığımızı inşallah duyarsınız. Şu anda son pazarlıkları yapıyoruz."