Yükseköğretim Kurulu Başkanlığınca yürütülen "Üniversitelerin Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşması" temalı proje kapsamında 2016'da "sağlık" ve "çevre" alanlarında pilot üniversite seçilen Düzce Üniversitesinde geleneksel ve tamamlayıcı tıp alanında kapsamlı çalışmalar yürütülüyor.
Çalışmalar kapsamında özellikle Uzak Doğu ve Orta Doğu ülkelerinde çokça tanınmasına rağmen Türkiye'de çok fazla bilinmeyen reishi mantarının deri hastalıkları tedavisinde kullanılması için GETAT Laboratuvarı'nda akademisyenler tarafından bilimsel çalışma yürütüldü.
Bir ilaç firması tarafından seri üretimi yapılacak krem için Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumuna ruhsat başvurusu yapıldı.
Halk arasında "ölümsüzlük mantarı" olarak bilinen reishiden egzama ve sedef hastalıklarının tedavisinde kullanılan krem yaptıklarını aktaran Kaya, "Reishi mantarı, tıbbi olarak kullanılan bir mantardır. Binlerce yıllık geçmişi vardır. Bazı yaptığımız çalışmaların sonucunda mantarın birçok hastalığa etkisi olduğu gibi deri hastalıklarına da iyi geldiğini belirledik." dedi.
Kremi oluştururken farklı alanlarda uzman akademisyenlerle çalıştıklarını aktaran Kaya, şunları kaydetti:
"Kimya ve farmakoloji alanından 2 profesör, biyoloji alanından doçent ve 2 mikrobiyoloji alanından doktoralı personelle çalıştık. Öncelikle ürünün geliştirilmesi ve gelişimini tamamladık, ortaya koyduk. Öncelikle güvenlik açısından ürünümüzün insanlara ters etki yapmaması için alınan deri hücrelerine uyguladığımız kremin, deri üzerinde toksik (zehirli madde) olmaması gerekiyordu. Bu testlerde toksik olmadığını gördük. İnsanlardan alınmış egzama ve sedef hücrelerine laboratuvarda kremi uyguladık ve iyileştirip iyileştirmediğine baktık. Kremimize deneyler sonucunda en iyi formasyonu belirledik, egzama ve sedef hücrelerinde iyileşme sağladığını gördük. Kozmetik bir ürün olduğu için klinik çalışma yapılması gerekmiyor."
"Ruhsat sürecinin ardından piyasaya sürülecek"
Reishi mantarının Türkiye'de daha önce krem üretimi olmadığına dikkati çeken Kaya, şöyle konuştu:
"Yurt dışından ticari amaçla ülkemize getiren firmalar bulunmakta ama reishinin krem olarak üretimi yoktu. Ganodermalı çay ve kahveler vardı tabii ki ama bunlar da yurt dışından geliyordu. Bilimsel çalışmada mantarın doğru olup olmadığına iyi bakmak lazım. Yapılan karışım doğru uygulanıyor mu, elde edilen etken maddelerin miktarı iyi mi, bunların hepsinin bilimsel çalışmalarla desteklenmesi gerekmektedir."
Kaya, laboratuvar ortamındaki uygulamalarda kremin başarılı sonuçlar çıkardığını vurgulayarak, "Egzama ve sedef hastalığının hücre olarak üreme potansiyelleri çok yüksektir ve hücre ortamında da üreyebilirler. Bu hücreleri iyileştirmeye sokabilen bazı maddeler tedavide de kullanılırlar. Burada bizler doğal üründen elde edilen bir kremle iyileştirmeye çalıştık ve bunda da laboratuvar ortamında başarılı olduk." ifadelerini kullandı.