İnsansız Kara Aracı
Havelsan İnsansız Kara Aracı'nın (İKA) son halini sosyal medya hesabı üzerinden paylaştı. Paylaşım ile İKA'nın özellikleri belli oldu.
Yeni Tip Denizaltı Projesi
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığının (SSB) Yeni Tip Denizaltı projesi kapsamında, 3'üncü denizaltı olan Murat Reis'in komuta kontrol sistemi Havelsan tarafından tamamlanarak Deniz Kuvvetleri Komutanlığına teslim edildi.
SSB'den yapılan yazılı açıklamaya göre, Yeni Tip Denizaltı Projesi kapsamında ilk iki denizaltının komuta kontrol sistemlerini tamamlayan Havelsan, 3. denizaltı olan Murat Reis’in de komuta kontrol sisteminin kurulumu ve detaylı testlerini tamamladı. Sistem, Deniz Kuvvetleri Komutanlığına teslim edildi.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, REİS sınıfı denizaltı tedarik projesinin, uzun vadeli stratejik yetkinliklerini ülkeye kazandırmaya yönelik çalışmaların bir parçası olduğuna dikkati çekerek, "Proje kapsamında denizaltıların tasarım yetkinliğinin kazanılması, donanımların yerli olarak üretilmesi, özellikle komuta kontrol sistemlerinin tüm yazılım ve donanımlarına hakimiyetin milli firmalarımıza kazandırılması konularında birçok firmamız projede kendi sistemleri veya teknoloji transferinin yapıldığı taraf olarak yer alıyor." ifadelerini kullandı.
Demir, Havelsan tarafından denizaltı savaş yönetim sisteminin bu proje kapsamında geliştirildiğine işaret ederek, şunları kaydetti:
"Ayrıca 7'inci denizaltı diyebileceğimiz gerçek donanımlardan oluşan bir denizaltı komuta kontrol sistemi Havelsan'da konumlandırıldı. Bu sayede bu denizaltılarımıza yeni silah veya sensörlerin entegrasyonu gerekirse Havelsan tarafından komuta kontrol sisteminin yazılımları modifiye edilerek bu tesislerde gerçek donanımlar üzerinde test edilebilecek. Denizaltılarımıza monte edilecek komuta kontrol sistemi donanımları, yine Havelsan'ımızda bulunan Sistem Entegrasyon Laboratuvarı'nda bir araya getirilerek yoğun testlerden geçiriliyor ve daha sonra gerçek ortamına monte edilmek üzere denizaltıların inşa edildiği Gölcük Tersane Komutanlığına gönderiliyor. Bu sevkiyat, projenin 3'üncü denizaltısı olan Murat Reis'in komuta kontrol sisteminin başarıyla tamamlanması sonrasında gerçekleşti. Emeği geçen herkesi tebrik ediyorum."
KOMUTA KONTROL SİSTEMİ
Komuta kontrol sistemi, akustik ve akustik olmayan sensörlerden gelen verilerin işlendiği, görüntülendiği, karar destek işlevlerinin yerine getirildiği ve silahların ateşlendiği sistemler olarak biliniyor. Denizaltılar için komuta kontrol sistemleri, "denizaltıların beyni" olarak tanımlanıyor.
Deniz muharebelerinden istihbarat görevlerine kadar birçok kritik operasyonda kullanılan ve potansiyelleri sebebiyle kuvvet çarpanı sayılan denizaltılar, operasyonel verimliliğini ve güvenliğini en üst seviyeye taşıyacak komuta kontrol sistemlerine ihtiyaç duyuyor.
TÜRKİYE'NİN İLK SİLAHLI İNSANSIZ DENİZ ARACI
Ares Tersanesi ve Meteksan Savunma, Türkiye'nin ilk silahlı insansız deniz aracını (SİDA) geliştirdi.
İki şirketin birkaç yıldır devam eden araştırma geliştirme faaliyetleri sonunda ortaya çıkan ULAQ serisinin ilk ürünü olan SİDA'nın prototip üretimi aralık ayında tamamlanacak.
SİDA, 400 kilometre seyir menziline, saatte 65 kilometre sürate, gündüz/gece görüş kabiliyetine, milli kriptolu haberleşme altyapısına sahip olacak.
Araç, farklı operasyonel harekat ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde füze sistemlerinin yanı sıra elektronik harp, karıştırma gibi farklı tiplerde faydalı yükler ve farklı haberleşme ve istihbarat sistemleriyle donatılabilecek.
Bununla birlikte, kendisiyle eş veya farklı yapıya sahip diğer SİDA'larla operasyon yapabilecek araç, insansız ve insanlı hava araçlarıyla müşterek harekat gerçekleştirebilecek.
SİDA, sadece uzaktan kontrol edilen bir insansız deniz aracı olmanın haricinde, yapay zeka ve otonom davranış özellikleriyle üstün ve çağın ilerisinde yeteneklerle donatılacak.
YERLİ UÇAK BOMBASI SARB-83 GÖREVE HAZIR
TÜBİTAK SAGE Enstitü Müdürü Gürcan Okumuş, SARB-83 ve SERT-82'yi, projelerin belli bir aşamaya gelmesiyle IDEF 2019 fuarında kamuoyuyla paylaştıklarını söyledi. Envanterdeki nüfuz edici bombanın (NEB-84) geliştiril me sürecinde elde edilen tecrübenin benzer mühimmatların gelişiminin yolunu açtığını belirten Okumuş, şöyle konuştu:
"Uçak bombası olarak kullanılmayan, bildiğimiz kadarıyla ilk defa Türkiye'nin kullandığı bir teknoloji var, ardışık delicili harp başlığı teknolojisi. Bu teknolojiyi uçak bombalarında NEB-84 olarak dünyada ilk biz kullandık. Yerden atılan mühimmatlarda var ama uçak bombası olarak ardışık delicili yani çukur imlalı harp başlığı teknolojisi olarak yoktu. NEB-84'ten edindiğimiz tecrübeyle bunu Mark-83 (MK-83) geometrisinde ve kütlesinde yine ardışık delicili harp başlığı etkinliği olan bir mühimmat geliştirme projesi olarak öz kaynaklarımızla başlattık."
MK-83 uçak bombalarında kullanılabilen tüm güdüm kitlerinin SARB-83'te de kullanılabileceğini ifade eden Okumuş, SARB-83 projesinin SERT-82'ye göre biraz daha hızlı ilerlediğini, bombanın alt sistem testleri ve çevresel testlerinin sonuçlandırıldığını ve projenin nihai testleri kapsamında son olarak kalifikasyon ve delici etkinliğini görme testlerinin tamamlandığını bildirdi.
DUVARI SAATTE 280 KİLOMETRE HIZLA AŞTI
Okumuş, testlerin gerçekleştirildiği Hedef Balistiği Raylı Sistem Dinamik Test Altyapısı'nın (HABRAS) çok önemli bir altyapı olduğuna işaret ederek, şu değerlendirmede bulundu:
"NEB-84 testini İngiltere'de yapmak zorunda kalmıştık, bu altyapı yoktu. Artık kendi altyapımızda kendi geliştirdiğimiz mühimmatı, SARB-83'ü test etmiş olduk. Çok güzel görüntüler de aldık ve test de çok başarılı oldu. Yaklaşık 1,5 metrelik, 35 megapascal güçlendirilmiş duvarı SARB-83 mühimmatı ön delicisiyle deldi ve ana delici duvarın içinden geçerek etkinliğini gösterdi. SARB-83 yaklaşık saatte 300 kilometre hızla ilerledi, duvarı deldikten sonra ana delicimizin hızı yaklaşık saatte 280 kilometreydi. Yani 1,5 metrelik güçlendirilmiş duvarın yavaşlatma etkisi yüzde 10'dan bile az oldu. Bu gerçekten çok yüksek bir etkinlik göstergesi. SARB-83 için belki son kez uçaktan tamamen canlı bir atış yapılmasını planlıyoruz. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığımızın ve Hava Kuvvetlerimizin ihtiyacı doğrultusunda gelecek taleplere göre seri üretimi yapılabilir durumda. SARB-83, yakın zamanda farklı güdüm kitleriyle kullanılabilecek stratejik bir mühimmatımız olarak kullanıma hazır."
Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre Varank, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin deniz aşırı askeri harekat ve insani yardım operasyonu kabiliyetlerini artıracak TCG Anadolu’nun inşasının sürdüğü Tuzla Sedef Tersanesi’nde incelemelerde bulundu. Varank, Türkiye’de ilk defa üretilen çok maksatlı amfibi hücum gemisinin, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı envanterine girecek en büyük tonajlı gemi olacağını söyledi. Varank, geminin milli tank ve zırhlı araçlar olmak üzere 100’e yakın amfibi görev grubunu ve göreve bağlı olarak 30’dan fazla hava aracını taşıyabileceğini bildirdi. Varank, taktik sınıfı insansız hava araçlarının (İHA) bile dikey iniş-kalkış olmadan bu gemiden kalkmasının mümkün olabileceğine işaret ederek, “Bu gemi küresel güç olma yolunda Türkiye’ye önemli kabiliyetler kazandıracak” diye konuştu.
DİKEY KALKIŞ İMKANI
TCG Anadolu, 232 metre uzunluğa ve 32 metre genişliğe sahip bulunuyor. 58 metre yüksekliği olan gemide 1410 metrekarelik ağır araç güvertesi yer alıyor. Gemide ayrıca, 1165 metrekare gemi havuzu, 1880 metrekare hafif araç güvertesi, 6 iniş alanı ve uçuş rampasına sahip 5 bin 440 metrekare uçuş güvertesi ve 900 metrekare hangar bulunuyor. Gemi, görev grup gereksinimlerine bağlı olarak, dikey iniş-kalkış yapabilen 6 savaş uçağı, 4 Atak helikopteri, 8 orta yük nakliye helikopteri, 2 Seahawk genel maksat helikopteri ve 2 İHA dahil 30 hava aracını taşıyabilme kapasitesi barındırıyor. Bununla birlikte, bu araçlar için gerekli altyapı ve orta seviyede bakım ihtiyaçları da gemide karşılanabiliyor.
HASTANESİ DE VAR
TCG Anadolu, 1 amfibi tabur ile gerekli muharebe ve destek araçlarını ana üs desteği olmadan kriz bölgelerine taşıyabilecek ve tüm denizlerde kullanılabilecek. Gemi üzerinde 1 adedi NATO için tahsis edilebilecek 3 savaş harekat merkezi bulunacak ve yüzen kışlada en az 1223 personel görev yapabilecek. Proje sayesinde, anavatandan uzak coğrafyalarda insani yardım harekatı gerçekleştirilebilmesi, gerektiğinde tam teşekküllü 2 ameliyathane, 14 yoğun bakım ünitesi ve yanık ünitesiyle 1000’e yakın kişiye tıbbi destek verilebilmesi, başka ülkelerin üslerine bağımlı olmadan hava harekatı yapılabilmesi gibi geniş bir yelpazede kritik yetenekler kazanılacak. Anadolu gemisi ilk olarak Mayıs 2019’da yüzdürülmüş, akabinde sevk sistemi montajlarının yapılması için havuza alınmıştı. Liman ve deniz testlerinin tamamlanmasının ardından, Anadolu’nun gelecek yıl Deniz Kuvvetleri Komutanlığına teslim edilmesi planlanıyor. Test ve tecrübeleri tamamlanan tüm sistemlerin entegrasyon ve montajları başladı.
DENİZLER 'ATMACA'YLA KORUNACAK
Türkiye'nin ilk deniz seyir füzesi "Atmaca" 200 kilometrenin üzerindeki hedefi başarıyla vurdu.
Konuyla ilgili açıklama yapan Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, "Atmaca'mız bu sefer uzun uçtu. Fonksiyonlarını mükemmel şekilde yerine getiren Atmaca seyir füzemiz envantere girmeye hazırlanıyor" ifadesini kullandı.
'İNSANSIZ MİNİ TANK' ENVANTERE GİRİYOR
ASELSAN ile Katmerciler arasında imzalanan seri üretim sözleşmesi doğrultusunda "insansız mini tank" olarak da adlandırılan silahlı insansız kara araçları, 2021'de Kara Kuvvetleri Komutanlığına teslim edilecek.
ASELSAN ile Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanlığı arasında imzalanan silahlı sınıf insansız kara aracı temin sözleşmesi kapsamında, seri üretimine başlanacak silahlı insansız kara aracının uzaktan kumanda iletişim alt yapısı dahil tüm altyapı platformu Katmerciler tarafından geliştirildi.
Araç, keşif, gözetleme, hedef tespiti yapabilen, üzerine silah ve gözetleme sistemleri dahil ihtiyaç duyulan her türlü sistemin takılabildiği, uydu bağlantısı üzerinden uzaktan kontrol edilip yönetilebilen, otonom olarak kullanılabilme özelliğine sahip, zorlu yol, arazi ve iklim şartlarında üstün hareket kabiliyetine sahip dünyanın en önde gelen platformlarından biri olacak.
İnsansız kara aracı, her türlü arazi ve yolda üstün performans sergileyebiliyor. Zırh opsiyonu bulunan araç, uydu bağlantısıyla çok uzak mesafelerden kontrol edilebiliyor. Uzaktan kumanda birimiyle ise yakın alanda tüm fonksiyonlarıyla yönetilebiliyor. Çeşitli silah sistemlerinin monte edilebildiği platform, hareketli halde ve meyilli arazide atış ve yüksek isabet imkanı sunuyor.
Araç, ASELSAN tarafından geliştirilen Sarp Dual Uzaktan Komutalı Stabilize Silah Sistemi'yle hedefi otomatik olarak tespit ve imha edebilecek. Araç, çok düşük termal iz özelliği taşıyor. Gece-gündüz, zorlu hava şartlarında ve iklimde kullanıma uygun olan aracın, elektrikli ve hibrit model seçenekleri bulunuyor.
Platform, ağır ve hafif silahlara sahip silah istasyonu, keşif gözetleme aracı, hasta ve yük taşıma aracı ve çıkartma operasyonlarına yardımcı görev alabilecek
konfigürasyonlarıyla kullanıcıya geniş seçenekler sunuyor.
Üç ton yüklü ağırlık kapasitesine sahip araç, kompakt ebatına rağmen üst sınıf zırhlı araçlarda bulunan bütün zorlu performans ve arazı testlerinin tamamını başarıyla yerine getirebiliyor.
DRAGONEYE ELEKTRO-OPTİK SENSÖR SİSTEMİ
Kara Kuvvetleri Komutanlığı ihtiyacı için Milli Savunma Bakanlığı ile imzalanan Portatif Termal Kamera sözleşmesi kapsamında son parti teslimatı gerçekleştirildi. Böylece sözleşme kapsamında tüm teslimat yükümlülükleri başarıyla tamamlanarak sistemler Kara Kuvvetleri Komutanlığının kullanımına sunulmuş oldu.
Dragoneye Sistemi, Kara Kuvvetleri Komutanlığı tarafından özellikle sınır birliklerinde ve karakollarda yoğun ve etkin şekilde kullanılıyor.
Türk savunma sanayisinin son dönemde en dikkati çeken ürünlerinden "kamikaze drone"lar yakın zamanda ''Alpagu'' ile çeşitlenecek.
AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Türkiye'ye "kamikaze drone" olarak bilinen vurucu insansız hava araçlarını (İHA) kazandıran STM Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret AŞ, bu alandaki ürün çeşitliliğini ve araçların yeteneklerini artırmaya yönelik çalışmalar yürütüyor. Ağırlığı 2 kilogramın altındaki Alpagu'ya dünyada benzer niteliklerde yalnızca 2 platform bulunuyor.
Alpagu, küçük boyutu ve hafifliğine rağmen üzerinde hedefini etkisiz hale getirebilecek kadar patlayıcı taşıyor, çok uzak mesafelerde görev yapabiliyor ve tek bir asker tarafından kolayca taşınıp görev alanında çok hızlı kullanılabiliyor. Alpagu ayrıca üzerideki yapay zeka ve görüntü işleme kabiliyetleri, sessizliği, taşıdığı patlayıcıyı hedefe tam ulaştırma yetenekleriyle önemli bir sürpriz etkisi ve operasyonel üstünlük sağlıyor.
Zorlu bir geliştirme sürecini başarıyla tamamlayan STM, sahada yoğun testlere devam ediyor. Lançerden fırlatma, uçuş, hedefe ulaşma ve etkisiz hale getirme kabiliyetleri test edilen ve iyileştirilen Alpagu, oldukça başarılı sonuçlara ulaştı. Nihai testlerin çok kısa sürede sona ermesi ve yıl sonuna doğru Alpagu'nun Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanımına sunulması hedefleniyor.
Alpagu, sahip olduğu üstün kabiliyetler yanında, sürü olarak kullanılabilme yeteneği, farklı platformlara entegre olabilmesi gibi özelliklerle dünyada çok az muadili bulunan rakiplerinden ayrışıyor.
'BETON DELİCİ MÜHİMMAT' SARB-83 TESTİ GEÇTİ
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, beton delici mühimmat olarak tasarlanan ve harp başlığı teknolojisine sahip SARB-83'ün test görüntüsüne ilişkin videoya yer verdi.
SARB-83'ün ilklere imza atarak testi geçtiğini vurgulayan Varank, şunları kaydetti:
"Türkiye'de ilk kez ardışık delici teknolojisine sahip canlı mühimmat test edildi. HABRAS altyapısı sayesinde, gizli mühimmat projelerinin düşük maliyetlerle kısa sürede test edilebilmesi artık mümkün."
YERLİ FÜZENİN MOTORU TEST EDİLDİ
Türkiye'nin orta menzilli ilk yerli füze motoru (TEI-TJ300), Eskişehir'de Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank'ın katıldığı törende test edildi.
Bakan Varank törende yaptığı açıklamada "TJ300 adlı turbo jet motorun ateşlemesini gerçekleştirdik. Bu motorlar orta menzilli gemisavar füzelerinde kullanılmak üzere tasarlandı" dedi.
TEI-TJ300'ÜN ÖZELLİKLERİ
TÜBİTAK, TEI ve Roketsan'ın iş birliğiyle üretilen "Türkiye'nin Orta Menzil Gemi Savar (OMGS) ilk Hava Solumalı Füze Motoru" TEI-TJ300, dar bir çapta 1300 nevton itki üretebiliyor. Milli tasarım füze motoru, 5 bin fitlik irtifada ses hızının yüzde 90'ına varan yüksek hızlarda çalışabilme özelliğine sahip.
Sistem, saniyeler içinde yeterli itkiye ulaşacak şekilde geliştirildi. Milli tasarım füze motorunun marşa (başlatıcı sistem) ihtiyaç olmadan kanat altı rüzgarı ile çalışma özelliği mevcut.
Füze motoru, boyutlarındaki zorlayıcı kısıtlar nedeniyle hava, deniz ve kara savunma sistemlerine uyacak şekilde tasarlandı.
AK40-GL BOMBA ATARI
Güvenlik güçlerinin bomba atar ihtiyacının karşılanması için Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) tarafından düzenlenen ihaleye katılan Konya'daki Akdaş Silah firması, üretimini tamamladığı "AK40-GL" bomba atarın ilk partisini Kara Kuvvetleri Komutanlığına teslim etti.
Savunma Sanayii Başkanlığının açtığı "bomba atar" ihalesine katılan firma, ihtiyacın 8 bin adedini üretmek için anlaşma yaptı.
Özgün tasarımının sağladığı avantajla sağ ve sol elle de kullanılabilen bomba atarda, görüş ve aydınlatma sistemleri takılabilecek tertibatı bulunuyor.
Firmanın yöneticisi Ömer Akdaş, yaptığı açıklamada, son yıllarda yaptıkları çalışmalarla savunma sanayisinin önemli tedarikçilerinden biri haline geldiklerini söyledi.
Güvenlik güçlerinin bomba atar ihtiyacının karşılanması için SSB'nin düzenlediği ihaleye katıldıklarını anlatan Akdaş, Kara Kuvvetleri Komutanlığında Mehmetçik'in kullanımı için AK40-GL bomba atarı ürettiklerini dile getirdi.
İşte Altay tankının özellikleri...
Türkiye'nin ilk Milli Ana Muharebe Tankı Altay’ın tasarımında, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gerçekleştirebileceği her türlü harekat şartları ve katılım sağlayacağı BM/NATO harekatlarının ihtiyaçları göz önünde bulunduruldu.
Altay, Türkiye'nin geliştirdiği 3+ nesil ana muharebe tankıdır.
Can, milli muharip uçak projesine ilişkin ise şunları kaydetti:
"Milli muharip uçak, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığının bir projesi. Bizim alt yüklenicimiz TUSAŞ. TUSAŞ bu projede bir İngiliz firmadan danışmanlık alıyor. Şu anda 90'a yakın İngiliz mühendis bizim projemize destek veriyor. TUSAŞ'ın da yaklaşık 400 personeli var, bunların büyük kısmı mühendis. Milli Muharip Uçak'ta, şu anda ön tasarım safhasındayız. İnşallah 2022'de ön tasarımı bitireceğiz. Bu ön tasarım devam ederken, belirli bir süre sonra uçağın ilk sacını kesmeye başlayacağız. 2023'de belki ilk prototipin şeklini görmeye başlarız. 2026 sonu, 2027 başlarında milli muharip uçağın ilk uçuşunu yapmayı arzu ediyoruz."
Ağırlığı 3 bin-3 bin 300 gram olan tüfekle dakikada 850 atım gerçekleştirilebiliyor. Yarı otomatik ve tam otomatik olmak üzere iki atış modu bulunan MPT-55'in etkili menzili 400 metre iken maksimum menzili 3 bin 600 metreye ulaşıyor.
Tüfek, 30 fişek kapasiteli plastik kompozit şarjöre ve üzerine her türlü optik sistemin takılabileceği üniversal pikatini ray sistemine sahip.
ASELSAN tarafından geliştirilen Deniz Elektronik Harp Süiti'nin fabrika kabul testlerinden ilki başarıyla tamamladı.
Türk Silahlı Kuvvetleri, Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi (LHD) TCG Anadolu Projesi ile anavatandan uzak coğrafyalarda, insani yardım harekatından muharip olmayanların tahliyesine, arzu edilen bir bölgede kara harekatı icra edilebilmesinden başka ülkelerin üslerine bağımlı olmadan hava harekatı yapabilme imkanına kadar uzanan geniş bir yelpazede önemli yetenekler kazanacak.
Nano İHA Proje Yöneticisi Yusuf Ziya Kotil, "Asgari 25 dakika havada kalma süresine sahip. 1,5 kilometre mesafeden gerçek zamanlı görüntü aktarma kabiliyeti bulunuyor. Bunlara ilave diğer özellikleriyle kendi boyut ve ağırlık limitleri dahilinde piyasadaki emsal ürünlere kıyasla performans özelliklerinin daha iyi olduğunu söyleyebiliriz." ifadelerini kullandı.
TÜRK MÜHENDİSLER 3 AYDA LAZER SİLAHI YAPTI
TÜBİTAK Bilişim ve Bilgi Güvenliği İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi (BİLGEM) mühendisleri Star Warsfilmlerinde kullanılan ışın silahlarına benzer lazer silahları geliştirdi. 50 kişilik Ar-Ge ekibi tarafından ordunun talebi üzerine 3 ay içinde prototip olarak üretilen Tüfeğe Monte Lazer Silahı, Milli Piyade Tüfeği (MPT) 76'ya monte edilerek kullanılabiliyor.
Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı'nda (IDEF) tanıtılan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın incelediği Tüfeğe Monte Lazer Silahı'nın Proje Yöneticisi Doç.Dr. Aydın Yeniay, lazer silahı hakkında bilgi verdi.
Bir süredir lazer silahı teknolojileriyle ilgili araştırma ve geliştirme çalışması yürüttüklerini anlatan Yeniay, Geliştirdikleri Tüfeğe Monte Lazer Sistemi ile Milli Piyade Tüfeği - MPT76'ya lazer silahı işlevini de kazandırdıklarını söyleyen Yeniay, şu bilgileri verdi:
"Tüfeğe Monte Lazer Sistemi'ni bir çanta içerisinde taşınabilen ve 30 dakika içinde şarj olabilen yapıda geliştirdik. Lazer silahımız 180 atımlık. Lazeri, odaklayıcısı, optiği ve bütün kontrollerini milli olarak geliştirdiğimiz lazerimizi yine milli silahımız olan MPT 76'ya entegre ettik. Lazer silahımız 100-150 metre mesafeden 1 milimetre çelikleri delebiliyor. Yalnızca lazer gücüyle çalışıyor ve silahın diğer özelliklerini hiçbir şekilde etkilemiyor. Diğer silahın üzerine standart arayüzlerle ekleyebiliyoruz. Lazer sistemi de sırt çantasına sığabiliyor. taşınabilmesi çok önemli. Hem taşınabiliyor hem şarj edilebiliyor."
ZAHA İLK ÇIKARMASINI IDEF'TE YAPTI
Türk savunma sanayi firması FNSS Savunma Sistemleri'nin Zırhlı Amfibi Hücum Aracının (ZAHA) ön prototipinin tanıtımı yapıldı.
FNSS üst yöneticisi Nail Kurt, 14. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı'nda (IDEF 2019) bulunan FNSS standında gerçekleştirilen lansmanda ZAHA gibi araçları az sayıda ülkenin üretebildiğini söyledi.
Kurt, Türk Deniz Kuvvetleri'nin 20. yüzyıl muharebe alanı gereksinimleri uyarınca ortaya çıkmış bir ihtiyaç olan ZAHA'nın, havuzlu çıkarma gemilerinde konuşlandırılacağını belirtti.
Nail Kurt, "Belirlenen ihtiyaçlar çerçevesinde Savunma Sanayii Başkanlığı ve FNSS arasında imzalanan ZAHA projesi kapsamında tasarım ve üretim yapılacak. Bu sözleşme kapsamında 27 adet araç teslim edilecek, bu araçlardan 23'ü personel taşıyıcı, 2 âdeti adet komuta kontrol, 2 adeti de kurtarma aracı. Sözleşme şartları gereği teslimatlar 2021'de başlayacak 2022'de tamamlanacak." dedi.
Aracın testlerinin gelecek sene tamamlanacağının altını çizen Kurt, istekler gereği 15 deniz miline kadar denizde hareket kabiliyeti olduğunu dile getirdi.
Kurt, içlerinde 21 personelle, yine tanımlanan hızlarda personel koruma altında sahile çıkacağına işaret ederek, sahilde ve karada bir zırhlı personel taşıyıcıyla kara harekatına devam edeceğini anlattı.
Bu aracın NATO'da sadece bir ülkede olduğunun altını çizen Kurt, "Başka bir projeden uyarlanmış bir araç değil. Mayın ve balistik koruması, personel taşıma kapasitesi, kara ve deniz harekatında diğer rakiplerinden daha üstün bir araç." diye konuştu.
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkan Yardımcısı Mustafa Şeker de, ZAHA gibi büyük projeleri program olarak gördüğünü ve bu tür projelerde birçok KOBİ'nin de katkısının olduğunu söyledi.
TANKLAR YERLİ FÜZE TANOK ILE VURACAK
120 milimetre Lazer Güdümlü Füze Tanok, tanklar ve diğer yüksek kalibre namlulu silahlarda kullanılan geleneksel topçu mühimmatlarına alternatif olacak, yenilikçi bir seçenek olarak geliştirildi.
Modern muharebe sahasının ihtiyaçlarına; yüksek etkinlik, hassasiyet ve maliyet etkin bir çözüm sunmak üzere geliştirilen Tanok, mevcut tanklar tarafından kullanılmaya uygun bir mühimmat seçeneği sunuyor.
BOĞAÇ
Dünyada sadece ABD'de olduğu belirtilen insansız kara aracının benzeri yerli ve milli imkanlarla Ankara'da Türk firması tarafından üretildi. 'BOĞAÇ' adı verilen 6x6 insansız kara aracı, en zorlu arazi koşullarında zorlanmadan ilerliyor, üzerindeki 'Atış Tespit Sistemi' ile düşman ateşini tespit edip, yine üzerindeki 'Uzaktan Komutalı Silah Kulesi' ile hedefi ateş altına alabiliyor.
Firma sahibi Ferhat Uğur, ilk defa Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı'nda (IDEF) sergilenen BOĞAÇ'ın sınır ötesinde ve sınırda, hatta talep edilen tüm özel alanlarda görev yapabileceğini söyledi. Ferhat Uğur, daha önce de Türk güvenlik güçlerinin ihtiyaçları doğrultusunda insansız bomba imha, mayın tarama ve silahlı operasyon robotları ürettiklerini belirterek, dünyada otonom sistemlere geçişin şart olduğunu ifade etti.
ABD'nin Meksika sınırında artık otonom araçlar kullandığına dikkat çeken Uğur, şöyle devam etti:
"Türkiye'de emniyet güçlerimiz bu tarz otonom araçlar kullanmak yerine bu görevi kendileri yapıyorlar. Bu bize bir yük getiriyor. Her türlü hava şartlarında silah taşıyoruz, mühimmat taşıyoruz, dolayısı ile biz onların yükünü hafifletmek istedik. Bu yüzden bir otonom araç yaptık. Üzerinde yük taşıyabiliyorsunuz. Biz bunu '6x6 teknolojik bir katır'a benzetiyoruz. İçinde gömülü bir silah sistemi var. Dünyadaki rakiplerinde silahlar hep gövdeye monte edilmiş ve bu sebeple düşman tarafından ele geçirildiği durumlar olabiliyor. Biz, silahı içine gömelim gerektiği zaman eğer üzerine gelen bir mermi veya saldırı varsa silahlar anında dışarı çıksın ve gerekli işlemi yapsın istedik."
GÖKSUNGUR TÜRKİYE'NİN EN HIZLI İHA'SI OLACAK
TUSAŞ Genel Müdürü Temel Kotil, daha önce parça üreten Türk savunma sanayisi şirketlerinin bunun yanında artık kendi ürünleri için çalıştıklarını söyledi.
Airbus, Boeing, Lockheed Martin gibi havacılık devlerine parça ürettiklerini ve yılda yarım milyar dolar ihracat yaptıklarını belirten Kotil, bu yıl 2,6 milyar dolar ciro hedeflediklerini ve bunun büyük kısmını kendi ürünleriyle yapacaklarını bildirdi.
TÜRKİYE'NİN ELEKTRİKLİ ZIRHLISI İLK KEZ ARAZİYE ÇIKTI
Türkiye'nin global kara sistemleri üreticisi Otokar'ın, savunma sanayisindeki iddiasını farklı bir boyuta taşıyan Akrep II ürün ailesine yönelik çalışmaları sürüyor. Ailenin ilk üyesi, aynı zamanda Türkiye'nin ilk elektrikli zırhlı aracı "Akrep IIe" araziye çıkmaya başladı.
NATO ve Birleşmiş Milletlerin tedarikçisi olan Otokar’ın, savunma sanayisinde güncel beklenti ve gelecekteki tehditlere karşı bilgi birikimi ve yüksek teknolojiyi kullanarak geliştirdiği yeni nesil Akrep II, gelişmiş özellikleriyle modern orduların tüm beklentilerini karşılayacak.
Otokar'ın zırhlı keşif ve silah platformu olarak tasarladığı Akrep II 4x4 yeni nesil zırhlı araç ailesi, düşük silueti ile orduların güncel ve gelecek ihtiyaçlarına cevap verebilmek için tasarlandı.
Her arazi koşulundaki hareket performansının yanı sıra eşsiz manevra kabiliyetine sahip araç, elektrik, dizel ve hibrit gibi alternatif güç gruplarının kullanılmasına imkan verebilecek bir altyapı üzerine inşa edildi.
Güç üretim ve aktarma sistemleri, sensörler, bilgisayarlar, haberleşme ve hedefleme sistemlerinin tek bir sistemde entegre edildiği Akrep II, otonom araçlara doğru geçişi hızlandıracak bir altyapı sunuyor.
Tek piyade tarafından mevcut bombaatar silahlarıyla kullanılabilecek şekilde tasarlanan Yatağan, meskun mahal muharebelerine; hassasiyet, menzil ve hedefe yönelmiş tahrip gücü getiriyor.
Yatağan, hafifliği ve hassasiyeti ile insansız kara, deniz ve mini insansız hava araçlarının da silahı olabilecek.
BMC'DEN ASKERİ SÜRÜCÜSÜZ ARAÇ
Türkiye'nin zırhlı kara aracı üreticilerinden BMC, 14. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı'nda (IDEF'19) Çok Amaçlı Zırhlı Araç Amazon'un yeni teknolojilerle otonom sürüş yeteneği kazandırılan prototipini ilk kez sergiledi.
BMC'nin Sakarya Karasu Fabrikası'nın temel atma töreninde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a tanıtılan Amazon, monokok gövdesi ve özel V tabanıyla mayın, balistik ve el yapımı patlayıcılara karşı uluslararası standartlara koruma seviyesine sahip bulunuyor. Amazon, üstün koruma özellikleri ve geniş kullanım alanlarının yanı sıra kullanıcılarına yüksek manevra kabiliyeti sunuyor.
Son olarak Kara Kuvvetleri Komutanlığının ihtiyaçları dikkate alınarak, Askeri Sürücüsüz Araç Prototipi Projesi başlatıldı. Proje kapsamında sahada kendini kanıtlayan uzun menzile sahip Amazon'un tam otonom versiyonu sunuluyor.
Elektronik Kontrollü Sürüş Sistemi'ne ve başta gerçek zamanlı haritalama ve yapay zeka ile çevre farkındalığı gibi teknolojilere sahip olan araç, tanımlı koşullar altında herhangi bir müdahale olmaksızın otonom sürüş gerçekleştirebilecek.
Kendi sınıfının en etkili taarruz helikopteri olan Atak, Brezilya'da yaptığı uçuşlarla beğeni topladı.
Alınan bilgiye göre, Brezilya Kara Havacılık Komutanlığının Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ) tesislerinde gerçekleştirdiği Atak test ve değerlendirme faaliyeti sonrası, helikopterin Brezilya’da performans sergilemesi kararlaştırıldı.
Brezilya Kara Havacılık Komutanlığı ile yapılan koordinasyon sonucunda, 25-28 Mart arasında Rio de Janeiro'daki 12. LAAD Savunma ve Güvenlik Fuarı öncesi, T129 Atak Brazil Roadshow için gerekli planlama yapıldı.
Böylece, Sao Paulo'daki Forte Ricardo Kirk Kara Havacılık Komutanlığında 26 Mart ve Başkent'teki Brasilia Askeri İtfaiye Merkezi Operasyonel Havacılık Bölümünde 28 Mart'ta iki ayrı uçuş performansı sergilendi. Atak, aynı günün akşamı Türkiye'nin Brasilia Büyükelçiliği bahçesine indirildi.
Roadshow kapanış resepsiyonu kapsamında Büyükelçiliğin bahçesinde Atak helikopterinin statik gösterimi yapıldı. Etkinliğe, üst düzey Brezilyalı askeri ve sivil yetkililer ile yabancı misyon temsilcileri katıldı. Ayrıca davetli büyükelçiler ve tüm askeri ataşelere hem TUSAŞ hem de Atak helikopteri tanıtıldı.
Taubate'de 25 Mart'ta başlayan roadshow çerçevesinde, Atak helikopteri 11 pilot tarafından, 22 sorti ile yaklaşık 18 saat uçuş yaparak, bin 360 mil katetti.
Rio de Janeiro kentinin simgelerinden olan Kurtarıcı İsa heykeli etrafından da uçan Atak, performansıyla pilotların ve izleyicileri beğenisini kazandı.
YERLİ HAVA SAVUNMA SİSTEMİNDE YENİ BAŞARI
Aksaray atış alanında Savunma Sanayii Başkanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri, ASELSAN ve ROKETSAN temsilcilerinin katılımıyla düzenlenen atışlarda yeni bir aşama daha başarıyla gerçekleştirildi. Gelişmeyi Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, sosyal medya hesabı Twitter üzerinden duyurdu.
Hisar-A'nın (alçak irtifa) 2021'de, Hisar-O'nun (orta irtifa) 2022'de silahlı kuvvetlere teslim edilmesi planlanıyor.
MİLLİ İHA'LARA GEZİCİ ÜS
Türk savunma sanayisinin insansız hava aracı/silahlı insansız hava aracı (İHA/SİHA) üreticisi Baykar, araçların ve üzerlerindeki faydalı yüklerin komuta edildiği yer kontrol istasyonu için mobil çözüm geliştirdi.
Baykar, son dönemde ülke içinde ve sınır ötesinde etkin olarak kullanılan ve 66 bin saat uçuş süresine ulaşan Bayraktar TB2 ile sahada edindiği deneyimleri sistemin geliştirilmesine yönelik kullanıyor. Baykar mühendislerinin bilfiil sahada yer alıp ortaya çıkan ihtiyaçlara anında müdahale etmesi aynı zamanda yeni çözümlere de kapı aralıyor.
TÜRKİYE'NİN İLK ELEKTRİKLİ ZIRHLI ARACI 'AKREP II' TANITILDI
Savunma sanayiinde Türkiye'nin yanı sıra 30'dan fazla ülkenin silahlı kuvvetleri ile güvenlik güçlerine hizmet veren Otokar, Türkiye'nin ilk elektrikli zırhlı aracı 'Akrep II'yi tanıttı. Sakarya'nın Arifiye ilçesindeki fabrikada basın toplantısı düzenleyen Otokar Genel Müdürü Serdar Görgüç, son 20 yılda dünyada değişen tehditler nedeniyle silahlı devriye, keşif ve gerektiğinde meskun mahal çatışmalarında kullanılabilecek araçlara olan ihtiyacın arttığını ve yeni nesil zırhlı araç 'Akrep II'nin buradan yola çıkarak, geliştirildiğini belirtti.
Serdar Görgüç, birikim ve ileri teknoloji kullanarak, 'Akrep II'yi geliştirdiklerini belirtip, "Kullanıcılarımızda her türlü keşif ve gözetleme görevleri başta olmak üzere birçok silah sistemi entegrasyonuna imkan veren düşük siluetli, yüksek balistik korumalı bir zırhlı araç ihtiyacının geliştiğini gözlemledik. 1995'te ürün ailemize eklediğimiz, yurt içinde ve dışında başarılar gösteren 'Akrep' aracımız, silueti küçük, 3 kişilik bir platformdu. Güncel beklenti ve gelecekteki tehditlere karşı sahip olduğumuz bilgi birikimimizi ve yüksek teknolojiyi kullanarak yeni nesil 'Akrep II'yi geliştirip, ürün ailemize ekledik. 'Akrep II'nin yüksek atış gücü, üstün koruma ve beka kabiliyeti, yüksek hareket kabiliyeti, düşük silueti, çevikliği ile özellikle ihracat pazarlarında başarı göstermesini bekliyoruz" dedi.
'OZAN'ı inceleyen Demir, Twitter hesabından, "TÜBİTAK BİLGEM tarafından tamamen yerli tasarımla geliştirilen dünyanın en hafif mayın dedektörü 'OZAN’ın denemesini yaptık. Güvenlik birimlerimizin uzun intikallerinde taşıma kolaylığı sağlayan sistemle yanlış alarm oranı en aza indirgeniyor" açıklamasında bulundu.
OMTAS FÜZESİYLE YAPILAN İLK ATIŞTA HEDEF BAŞARIYLA VURULDU
Savunma Sanayii Başkanlığı, Silah Taşıyıcı Araçlar (STA) projesi kapsamında FNSS'in geliştirdiği 'Kaplan' aracından 4 kilometre menzile sahip Orta Menzilli Tanksavar Silah Sistemi (OMTAS) füzesiyle yapılan ilk atışta hedefin başarıyla vurulduğunu duyurdu.
Savunma Sanayii Başkanlığı'nın Twitter hesabından yapılan açıklamada, "STA projesi kapsamında FNSS’in geliştirdiği 'Kaplan' aracından 4 kilometre menzile sahip OMTAS füzesiyle yapılan ilk atışta hedef başarıyla vuruldu. Yıl içinde projenin kalifikasyon testleri tamamlanarak Kaplan ve Pars'ın teslimatlarına başlanacak. Toplamda 260 araç teslim edilecek" denildi.
İŞTE TÜRK ASKERİNİN BİR KARIŞ BOYDAKİ YENİ GÖZCÜSÜ
Yeni teknolojilerle birlikte güvenlik güçlerinin ihtiyaçlarına yönelik sunulan ürünler de çeşitleniyor.
Hafif Sınıf İnsansız Kara Aracı kategorisinde yer alan, küçük boyut ve yarım kilogramın altında ağırlığa sahip TRobot, keşif-gözetleme kabiliyetleriyle dikkati çekiyor.
Yapılan açıklamaya göre, TRobot adındaki bu araç, operasyon kamerası olarak kullanılacak.
HayZek Savunma Müdürü Nazmi Türkeş, aracın mağara ya da kapalı alanlarda bomba, silah, tuzaklama olup olmadığının tespitinde kullanılabildiğini belirtti. Bu sayede güvenlik güçleri tehlike arz eden bölgelere girmeden durumu kontrol edebilecek.
TÜRKİYE 'KILIÇ' İLE UZAYA ÇIKACAK
Savunma Sanayii Başkanlığı yönetiminde Kılıç Küp Uydusu (KILIÇSAT) ismiyle yeni bir Ar-Ge projesi başlatıldı.
Projeyle, yerli ve milli olarak geliştirilen X-Bant LNA (Low Noise Amplifier-Düşük Gürültülü Yükselteç) modülüne uzayda tarihçe kazandırılacak, seyir halindeki gemiler ile diğer kaynaklardan yayınlanan AIS (Automatic Identification System-Otomatik Tanımlama Sistemi) verileri toplanarak yer istasyonuna indirilecek. Bu amaçla Alçak Dünya Yörüngesi'nde görev yapacak bir küp uydu geliştirilecek.
TSK'NIN GÖZ BEBEĞİ MPT-55
Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK) mühendislerince tasarlanan, 2017 yılında da seri üretimine başlanan MPT-55, yüksek atış kabiliyeti, benzerlerine göre hafif ve etkili bir silah olma özelliğiyle ön plana çıkıyor.
MPT-55, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) ihtiyacına binaen özgün, muharebe ortamında, gece ve gündüz, her türlü arazi ve hava şartlarında kullanılan, "gaz piston hareketli, döner başlı kilitlemeli sistem" ile çalışan bir tüfek olarak geliştirildi.
2018'DE 23 BİN TANE GÖNDERİLDİ
Dakikada 850 atım yapma kapasitesine sahip MPT-55'ten 2018 yılı içerisinde Cumhurbaşkanlığı koruma ekibine, TSK'ya, Emniyet Genel Müdürlüğüne, MİT personeli ile diğer güvenlik birimlerinin envanterine 23 bin adet gönderildi.
Özellikle meskun mahal çatışmalarında, komando birliklerinde kullanılabilecek etkili bir yeni nesil piyade tüfeği olarak şekillendirilen MPT-55, uzun (MPT-55) ve kısa namlulu (MPT-55K) olmak üzere iki tip tasarlandı.
MOBİL İSTASYON VE YERLİ MOTOR TSK ENVANTERİNDE
Yerlilik oranı yüzde 93 olan Bayraktar TB2 için geliştirilen mobil yer kontrol istasyonunda lastikten motora, kaldırma mekanizmasından elektronik donanım ve yazılıma kadar milli ürünler tercih edildi.
Baykar, mobil yer kontrol istasyonu için Türkiye'de sıfırdan geliştirilip üretilen ilk kamyon motoru olan ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Ar-Ge desteği de alan Yeni Nesil Ecotorq'un (Ecotorq Euro 6 motor, 330 beygir) kullanıldığı Ford Otosan'a ait bir kamyon seçti.
Mobil yer istasyonuyla birlikte bu motor da ilk kez Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine girdi.
Mobil yer istasyonu, Türkiye’nin ardından Bayraktar TB2'nin ilk kez ihraç edildiği Katar'da da kullanılacak.
Şirket bu kapsamda "insansız hava uçakları sistemleri üslerinde" yer alan ve İHA/SİHA'ların komuta edildiği yer kontrol istasyonunu bir kamyon üzerine konumlandırarak mobil hale getirdi.
Yer kontrol istasyonunun mobil hale getirilmesiyle İHA/SİHA sistemleri hareket kabiliyeti kazandı. Böylece istasyonlar, üslerdeki sabit pozisyonlarından farklı olarak ihtiyaç duyulan bölgelere hızla gönderilip görev icra edebilecek. Olası tehditlere karşı da yer değiştirme imkanına sahip olacak.
Kamyon kasasına entegre edilen şelter içinde yer alan yer kontrol istasyonundan İHA/SİHA ve üzerlerindeki faydalı yükler komuta kontrol edilebilecek, izlenebilecek.
Yer kontrol istasyonunda, İHA/SİHA'nın uçuşu sırasındaki kontrolünü, bilgi teminini ve araçlarla iletişimi sağlayan elektronik yazılım ve donanım bulunuyor.
ANKA
TUSAŞ ve TUSAŞ Motor Sanayi AŞ (TEI), ANKA platformlarının motor ihtiyacına çözüm sağlamak amacıyla 31 Ekim 2014'te imzaladıkları sözleşmeyle ANKA-S Motor Modifikasyon Projesi'ni başlattı. Projeyle tamamen özgün olarak TEI tarafından tasarlanıp geliştirilmesi hedeflenen PD170 motorunun hizmete girişine kadar, ANKA'nın motor ihtiyaçlarına çözüm hedeflendi. Böylece TEI'nin yurt içindeki insansız hava aracı motorlarına yönelik projelerine bir yenisi eklenmiş oldu.
Proje kapsamında, TUSAŞ tarafından seçilen sivil havacılık motoru, ANKA'nın ihtiyaçları doğrultusunda modifiye edilerek insansız hava aracı motoruna dönüştürüldü.
Çalışmalar 155 beygir gücünde, 165 kilogram ağırlığında, 30 bin feet irtifada görev yapabilen bir motora yönelik olarak yürütüldü.
Yapılan modifikasyonla motorun yüksek irtifada verdiği güç ve elektrik güç üretimi artırılarak insansız hava aracında kullanımı sağlandı.SOM FÜZESİ
TÜBİTAK SAGE tarafından geliştirilen ve üretimini ROKETSAN'ın yaptığı yerli cruise füzesi Som'un menzili 180 kilometrenin üstünde.
"YÜKSEK GÜÇLÜ LAZER" HEDEFLERİ ON İKİDEN VURDU
Erdoğan, savunma sanayi ve yerli teknoloji çalışmalarından bir başka özgün ürününün de TÜBİTAK BİLGEM tarafından yürütülen "Yüksek Güçlü Lazer Sistemi Geliştirilmesi", kısa adıyla "Işın Projesi" olduğunu aktararak, canlı yayında sistemin test edilmesi emrini verdi.
20 kilovatlık milli lazer silah ile 1.5 kilometre mesafedeki 3mm kalınlığında çelik hedefi tahrip edildi.
Türk yapımı cihazların yer aldığı elektronik sistem sayesinde sınıra yaklaşan İHA, araç veya insanlar tespit edilip, komuta merkezi uyarılıyor. Sınırda kaydedilen tüm görüntüler tek merkezde toplanılıyor ve kameralar tehdit oluşturan nesneye otomatik odaklanıyor. Radar karıştırıcı cihazların da bulunduğu sistem, her türlü tehditte komuta merkezindeki güvenlik güçlerine bilgi aktarıyor.
"TÜRK KAPLANI" SERİ ÜRETİME HAZIR
Türk savunma sanayisinin önde gelen zırhlı kara aracı üreticilerinden FNSS ile Endonezyalı PT Pindad firması tarafından Türkiye'de tasarlanan ve geliştirilen orta ağırlık sınıfı tank Kaplan MT, Endonezya'daki kalifikasyon testlerinden başarıyla geçerek seri üretime hazır hale geldi.
SİLAHLI HÜRKUŞ'A KENDİNİ KORUMA YETENEĞİ
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii tarafından geliştirilen Hürkuş, Hava Kuvvetleri Komutanlığının eğitim ihtiyacını karşılamanın yanı sıra Kara Kuvvetleri Komutanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığına operasyon bölgesinde yakın hava desteği sağlaması için geliştiriliyor. Bu kapsamda her iki komutanlıkla çalışmalar devam ediyor.
Silahlandırılan Hürkuş-C uçağı için 3 farklı varyant üzerine geliştirme süreçleri devam ediyor. Buna göre, maliyet etkin ve takvim olarak teslimatı hızlı olabilecek varyantlara da kullanıcılarla çalışılıyor.
İlk atış tecrübesi Konya Karapınar'da ROKETSAN'ın LUMTAS füzesiyle gerçekleştirilen Hürkuş-C'nin yeni özellikler ve farklı mühimmatlarla testleri devam ediyor.
Uçağın Kahramankazan'da yapılan uçuşta kendini koruma özelliği başarıyla test edildi. Hürkuş, eğitim uçağı olma yanında artık silahları ve korunma sistemleriyle yakın hava desteği görevine de hazır hale gelmeye başladı.
Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, sosyal medya hesabından Hürkuş-C'nin son testine ilişkin, "Hürkuş eğitim uçağı olma yanında, silahları ve korunma sistemleriyle yakın hava desteği görevlerine de hazır hale geliyor." ifadesini paylaştı.
Hürkuş-C serisinin son versiyon uçağı yaklaşık 5 ton ağırlığa sahip olacak ve 1,5 ton faydalı yükü taşıyabilecek.
Lazer işaretleme kabiliyetine sahip mesafe ölçerli kızıl ötesi çok bantlı kamerayla gündüz ve gece gözetleme yapılabilecek Hürkuş-C, gerektiğinde yerli füze ve bombalarla görev icra edebilecek. Hürkuş-C, 35 bin feet irtifa tavanıyla 6 saate kadar havada kalabilecek.
KAPLAN
KAPLAN; muharebe ağırlığına bağlı olarak 22-25 Bg/ton güç ağırlık oranında, otomatik şanzımanlı, ana muharebe tankları ile ortak hareket yeteneğine sahip yeni nesil zırhlı muharebe aracı. Araç farklı alt sistemlerin entegre edilmesi suretiyle her türlü görevi yerine getirmeye olanak sağlayan platform tasarımına sahip.
TULPAR
Tulpar, A400M ile taşınabilirlik, modüler koruma yapısı, elektronik alt yapı ve düşük siluet gibi teknik ve taktik özellikleri ile geleceğin zırhlı muharebe aracı. Geniş iç hacmi, yüksek taşıma kapasitesi ve esnek mimarisi ile gelecekte ortaya çıkabilecek zırh ve görev donanımı ihtiyaçlarına cevap verebilecek genişleme kapasitesine sahip.
URAL
Otokar firmasının ürettiği bir diğer zırhlı personel taşıyıcı ise Otokal Ural. Tamamı zırh sacından üretilmiş personel kabini ile farklı tehditlere karşı sağladığı üst seviye personel korumasına ilave olarak; geniş iç hacmi ve koltuk ara mesafeleri, ergonomik tam boy koltukları, süspansiyonu ve sınıfındaki en büyük lastik ebadı sayesinde personel konforunu da en üst seviyede tutuyor.
Nurol Makina'nın NMS 4X4 aracıyla ilk kez Katar'a ihraç edilen ve böylece bir ordunun envanterinde yer alan Tanksavar Füze Atıcı Sistemi'nin geliştirilmesi, entegrasyonu ve yeni versiyonlarına ilişkin çalışmalar sürüyor. Kullanıcı etkileşimini en aza indirecek şekilde tasarlanan sistem, bilgisayarlı atış kontrol kabiliyetine sahip bulunuyor.
Sistem, modüler yapısı sayesinde kule üzerinden Kornet, Hellfire, Javelin, Shershen ve OMTAS gibi tanksavar güdümlü mermileri ateşleyebiliyor. Seçilen füzenin güdüm sistemine göre kule üzerine RF veya lazer işaretleyici yerleştirilebiliyor. Füze sayısı, kullanıcı taleplerine göre değiştirilebiliyor. Füzelere ilave olarak sisteme yakın koruma maksatlı 7,62 milimetre ve 12,7 milimetre makineli tüfekler ile 25 milimetre top entegre edilebiliyor.
ASELSAN'ın Savunma Sanayi Teknolojileri AŞ ve Katar Savunma Bakanlığına bağlı Barzan Holding ile kurduğu BARQ (Şimşek) ortaklığının standında Tanksavar Füze Atıcı Sistemi'nin yeni tasarımı, atış testi görüntüleri eşliğinde sergilendi. Fuardaki yeni Tanksavar Füze Atıcı Sistemi'nin merkezinde makineli tüfek, iki yanında ise ikişer adet tanksavar füze fırlatıcı yer alıyor.
'NEFER' GÖRÜCÜYE ÇIKTI
Türk savunma sanayisinin lider şirketlerinden ASELSAN, Türk Silahlı Kuvvetleri başta olmak üzere tüm müşterilerine özgün ürün ve sistemler sunmak için çalışmalarını sürdürüyor.
Alınan bilgiye göre, ASELSAN uzaktan komutalı silah sistemi ürün ailesinin en yeni üyesi NEFER, Kazakistan'ın zorlu kış koşullarında denendi.
ASELSAN, gelişen teknolojiler ve değişen ihtiyaçlar doğrultusunda çalışmalarını sürdürerek yeni özgün ürünlere imza atıyor. Geçen yıl İstanbul'da düzenlenen Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı'nda (IDEF 2017) bir dizi yeni ürününü tanıtan ASELSAN, geçen sürede bu ürünlere yönelik çalışmalar gerçekleştirdi.
MİLLİ DONANIM VE MÜHİMMAT
KORHAN, muharebe sahası ihtiyaçlarını en ileri teknolojik olanaklardan yararlanarak karşılamak üzere geliştirdi. Yüksek ateş gücüne sahip, gelişmiş hedef tespit ve takip sistemleriyle donatılan KORHAN, kendini koruma ve çevresel farkındalık sistemleriyle kullanıcı ve sistem bekasını en üst seviyede sağlayabiliyor.
Sistemde, ana silah olarak yüksek atım hızına sahip 35 milimetre top kullanılıyor. Söz konusu top Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu tarafından üretiliyor. KORHAN, herhangi bir dışa bağımlılık olmaksızın Türkiye'de üretilen 35 milimetre parçacıklı mühimmatı kullanma kabiliyetine sahip bulunuyor.
Cobra II platformu üzerine geliştirilen Cobra II Yük Taşıyıcı Zırhlı Araç, Cobra II’nin sahip olduğu üstün arazi ve manevra kabiliyetine sahip. Araç, gece ve gündüz, zorlu arazi ve iklim koşullarında, farklı operasyon bölgelerinde ihtiyaca cevap verebilecek.
Cobra II Yük Taşıyıcı Zırhlı Araç, gelişmiş hareket kabiliyetinin yanı sıra operasyon bölgesinde görev yapan diğer araçlarla uyumlu yüksek koruma sağlayacak.
Yüksek taşıma kapasitesiyle dikkat çeken araç, 2,5 ton faydalı yük taşıma imkanı sunuyor.
Cobra II Yük Taşıyıcı Zırhlı Araç’ın üstün hareket kabiliyeti, gerek meskun mahalde gerekse kırsal alanlarda, her türlü zorlu saha koşulunda hizmet verebilmesini sağlıyor. Ayrıca gerektiğinde meskun mahal operasyonlarında aktif olarak da kullanılabiliyor.
Araç, yük taşıma amacının dışında farklı görevler de yerine getirebiliyor. Aracın kasasına monte edilen uçaksavar silahıyla hem yakın koruma hem de birlikte kendini savunabilecek ateş gücü sağlanıyor.
Aracın en büyük avantajını Cobra II ile aynı platform üzerinde geliştirilmiş olması oluşturuyor. Bu sayede envanterdeki diğer Cobra II’lerle birliklere standart yedek parça kullanımı kolaylığı sağlanıyor, düşük işletme ve bakım maliyeti sunuluyor.
BORAN
Test atışları başarıyla gerçekleştirilen Boran ile Türk Silahlı Kuvvetleri’nin lojistik ve taktik manevra kabiliyeti büyük ölçüde artırılacak. Benzer sistemlere göre çok daha hafif yapısı sayesinde helikopterle harekat bölgesine rahatlıkla taşınabilen Boran’ın seri üretimine bu yıl sonu itibarıyla başlanması planlanıyor.
105 milimetrelik obüs sisteminin yeniden geliştirilmesi sonucunda ortaya çıkan silah için eski silah sisteminin parçaları değiştirildi. 17 kilometreyi etki altına alabilen silah, 1700 kg ağırlığı ile Sikorsky S-70 helikopteriyle harici yük, Chinook CH-47 helikopteriyle de hem harici hem dahili yük olarak taşınabiliyor
"MİLLİ GOOGLE EARTH" OLARAK ADLANDIRILAN CAS EFES TATBİKATI'NDA KULLANILDI
Mobil haberleşme için ordumuzun hizmetine sunulacak olan Coğrafi Analiz Sistemi (CAS) geçtiğimiz günlerde tanıtıldı.
Efes 2018 Tatbikatı çerçevesinde sergilenen ve şu ana dek oldukça başarılı sonuçlar alan uygulama, henüz sivil kullanıma açılmadı. Geçtiğimiz yıl bir dönem sivil kullanıma açılan ancak kısa bir süre sonra yayından kaldırılan uygulamanın yeni dönemde kullanıma açılması bekleniyor.
Testlerde LSS'nin hareketli bir kara aracı üzerinde istenen bölgeye hızlıca intikali, ardından el yapımı patlayıcılara, branda, örtü gibi geçici yol engelleyicilere, saldırı ya da istihbarat amaçlı uçan ticari drone'lara karşı etkinliği gösterildi. LSS, altına patlayıcı madde bağlanmış ticari insansız hava aracını güvenli bir mesafede patlatmayı başardı.
TÜRKİYE'NİN TANK AVCISI
FNSS tarafından Silah Taşıyıcı Araç (STA) Projesi için geliştirilen Pars 4x4 Tanksavar Aracı, Paris'teki Eurosatory Uluslararası Savunma ve Güvenlik Fuarı'nda görücüye çıktı.
Kara Kuvvetleri Komutanlığının ihtiyacını karşılamak üzere geliştirilen Pars 4x4'ün lansmanı için sektörün dünyadaki en önemli fuarı olarak gösterilen Eurosatory seçildi.
Fuarda, Pars 4x4 STA’nın kalifikasyon testleri için üretilen 2 prototipinden biri sergileniyor. Eurosatory ziyaretçileri, FNSS standında, kalifikasyon testlerine hazır bir aracı yakından inceleme fırsatı buluyor. Proje kapsamında üretilen 2 prototip, üretici doğrulama testlerinin ardından gelecek aylarda kalifikasyon testlerine tabi tutulacak.
Pars 4x4 STA, her türlü arazi şartında, sürati ve yüksek manevra kabiliyetiyle düşmana ait tanklar ve diğer zırhlı unsurları uzak mesafeden imha edip, kısa sürede mevzi değiştirerek ikinci hedefi ateş altına alabilecek yeteneklere sahip olarak geliştirildi. FNSS, tecrübesi ve yenilikçi yaklaşımıyla bu zorlu gereksinimleri bir arada karşılayacak, çok özel bir amfibi araç ortaya çıkardı.
Aracın en dikkati çeken özelliğini, güç grubunun, aracın arkasında yer alması oluşturuyor. Bu yerleşim, soğutma ızgarası ve egzozunun da üst bölümde bulunmasıyla Pars 4x4’e, hiçbir hazırlık yapmadan suya giriş imkanı ve dolayısıyla sınıfının en üstün amfibi kabiliyetini kazandırıyor. Ayrıca Pars 4x4’ün, daha yüksek süratle manevra yapabilmesine de imkan sağlıyor. Ancak güç grubu arkada bulunan bir aracın sahip olabileceği tüm bu özellikler, Pars 4x4'ün, atış sonrası konumunu terk edip, tehlikeden hızlıca uzaklaşabilmesine olanak veriyor.
DRONE TEHDİDİNİ 'KAPAN' DURDURACAK
Türk savunma sanayisi, saldırı amacıyla kullanılan "drone"ları etkisiz hale getirmek için yeni bir çözüm geliştirdi.
Geleneksel güvenlik önlemleriyle tespit edilmeleri çok güç olan "drone"ların, tüm dünyada düşman unsurlar veya teröristler tarafından istihbarat veya saldırı amaçlı kullanımı yaygınlaşıyor.
Meteksan Savunma, SDT ve Tamgör Elektronik, farklı alanlardaki uzmanlıklarını birleştirerek bu tür tehditlere karşı Kapan Drone Savar Sistemi'ni geliştirdi.
İHA VE SİHA’LARA ÖZEL YERLİ YAZILIM: KUZGUN
İHA ve SİHA’ların yazılımsal çözümler ile desteklenmesi, fiziksel yeteneklerinden çok daha öneme sahip. Bu kapsamda mobil canlı yayın yazılımı Kuzgun tanıtıldı.
Efes 2018 Birleşik Müşterek Fiili Atışlı Tatbikatı’nda tanıtılan uygulama, Baykar Makina ve paydaşları tarafından geliştirildi.
Bayraktar TB2’den gelen görüntüler, Kuzgun ile canlı olarak fuar alanındaki katılımcıların mobil cihazlarına aktarıldı.
Güvenlik ve performans testlerini başarıyla geçen Kuzgun, uçtan uca şifrelemeile görüntüleri askeri ağdan mobil internet ağına güvenli şekilde aktarabiliyor.
Sistem sayesinde bölgede bulunan askeri personel, İHA ve SİHA‘lardan gelen görüntüleri anlık olarak mobil cihazında görebilecek.
ASELSAN YENİ SİLAHIYLA HIZ REKORU KIRDI
ASELSAN, dünyada henüz gelişme aşamasında olan elektromanyetik fırlatma sistemlerine yönelik çalışmalarında ulaştığı noktayla dikkati çekti.
Elektromanyetik fırlatma konusunda 2014'ten bu yana çalışmalar yürüten ASELSAN, geçen yıl Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı'nda (IDEF), Tufan Elektromanyetik Top Sistemi'ni tanıttı.
Saniyedeki hızı 2 bin-2 bin 500 metre, yani ses hızının 6 katından fazla olduğu belirtilen sistemle geçen sürede atış testleri gerçekleştirildi.
Tufan'ın ön prototipiyle Konya-Karapınar'da gerçekleştirilen atışlı testlerde mühimmat, ses hızının 9 katı hızla hedefe gönderildi.
Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir'in de katıldığı testlerde, saniyede 3 bin metre namlu çıkış hızı sağlanarak rekor kırıldı. Bu değer, barut kullanan klasik silahların mermiyi atma hızının yaklaşık 3 katına karşılık geliyor.
Elektromanyetik fırlatma sistemleri, geleceğin hava savunma silahı olarak gösteriliyor. Bu teknoloji kullanılarak geliştirilen ve "railgun" adı verilen silahların çok uzun mesafelerde etkili olması, savunma alanında önemli bir kuvvet çarpanı olarak yer alması öngörülüyor.
Mühimmatın namludan yüksek hızla çıkması, klasik silahlara nazaran çok daha uzun menzillere atış yapılabilmesi anlamına geliyor. Türkiye'de geliştirilecek akıllı mühimmatlar ile birlikte "railgun" sistemleri hem uzun menzilli kara topçu silahı hem de çok etkili bir hava savunma silahı olarak kullanılabilecek.
Elektromanyetik fırlatma sistemleri sayesinde Türk Silahlı Kuvvetlerinin kimyasal patlayıcı kullanılan konvansiyonel silahlara göre çok daha etkili silah sistemlerine sahip olması sağlanacak.
Türkiye, elektromanyetik fırlatma sistemleri konusunda yürütülen çalışmalar sayesinde birçok yeni teknolojikazanacak.
Makine Mühendisliği Bölümü öğrencileri Ahmet Can Şuyun, Petek Ellialtıoğlu, Arda Karabey, Tutku Güzelcan, İlyas Kocaer, Damla Leblebicioğlu ve Berk İzgi Danış, Sanayi Odaklı Bitirme Projesi etkinliği kapsamında ROKETSAN için Dikey Atış Sistemi üzerinde çalıştı.
Savunma alanında Dikey Atış Sistemi gibi ürünlerin yurt içinde geliştirilmesi hem maliyet hem de ülkenin kendi taktik ihtiyaçlarına uygun çözümler üretilmesi açısından önem taşıyor.
Bilkent Üniversitesi bünyesinde bu ihtiyaçlardan yola çıkılarak, Dikey Atış Sistemi'nin prototipinin tasarlanması, geliştirilmesi ve üretilmesine çalışıldı. Bu konuda kapsamlı literatür çalışması gerçekleştirildi. Proje ekibi, mevcut ürünlerdeki sınırlılıkları ortadan kaldırmaya ve ROKETSAN'ın belirttiği gereksinimler doğrultusunda tasarımı şekillendirdi.
Proje kapsamında doğru ve hızlı konumlandırma ve ateşlemeyle hedefin vurulmasını sağlayacak bir sistemin ortaya konulmasına çalışıldı. Öğrencilerden İlyas Kocaer'in verdiği bilgilere göre, ekip, en az 3 farklı mühimmatı, toplamda ise 6 mühimmatı atabilecek roketatar prototipi geliştirdi.
Sistem, yatay eksende 360 derece hareket edebiliyor ve çok sayıda tur atabiliyor. Tüm hareketler ateşlemeye gereksinim olmaksızın mekanik olarak gerçekleştiriliyor. Roketatarın 6 namlusu da bağımsız olarak dikey eksende 90 derece görev yapabiliyor. Komutlar sisteme, araç bilgisayarından bir arayüz üzerinden gönderiliyor.
Mevcut ürünlerde hareket kısıtlılığı, farklı tipte mühimmatları atamama ya da sistemin korunmasına yönelik kısıtlılıklar bulunuyor. Geliştirilen Dikey Atış Sistemi, yatay ve dikey eksendeki geniş hareket alanı, farklı tipte mühimmatlar atabilmesi ve korumaya yönelik mekanizmalarıyla benzer ürünlerden üstünlükler taşıyor.
Sistem sayesinde aynı operasyonda farklı tipteki hedeflere farklı mühimmatlar kullanılması mümkün olabilecek.
Ağırlığı 60 kilogram olan sistem, yatay ve dikey eksende saniyede 20 derece hareket edebiliyor. Sistem, yüksek hareket olanaklarıyla geniş bir alanda hedeflemeye olanak veriyor. Dikey Atış Sistemi, hem kara hem de deniz platformlarında kullanılabilecek.
YERLİ HELİKOPTER MOTORUNUN GÜCÜ TEST EDİLDİ
İlk uçuşunu başarıyla yapan Türkiye'nin özgün helikopterinin motor ihtiyacının yerli olarak karşılanmasına yönelik Savunma Sanayii Başkanlığının koordinasyonunda TUSAŞ Motor Sanayii AŞ’nin (TEI) yürüttüğü projede, önemli kilometre taşlarından biri daha başarıyla aşıldı.
Alınan bilgiye göre, motorun kalbini oluşturan çekirdek motorun ön prototip imalatının tamamlanması ve ilk ateşlemenin başarıyla gerçekleştirilmesi sonrasında proje yoğun şekilde sürdürülüyor.
T625'İN YERLİ MOTORLA İLK UÇUŞU 2021'DE
Turboşaft Motor Geliştirme Projesi'nin 8 yıllık süresinin 1,5 yıllık dönemi geride kaldı. TEI, projede, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a verilen söz doğrultusunda 5,5 yıllık sürede gelinecek noktaya 4 yılda gelmeyi hedefliyor. T625'in yerli motorla ilk uçuşunu 2021 yılının ilk yarısında yapması amaçlanıyor. Proje kapsamındaki çalışmalar bu hedef doğrultusunda hızlandırıldı.
ANKA’LARA YERLİ GÖZETLEME SİSTEMİ
Türk savunma sanayisi, hava platformlarının hedefleme, keşif ve gözetleme görevlerinde kritik rol oynayan bir sistemi başarıyla millileştirerek güvenlik güçlerinin kullanımına sundu.
Elektro-Optik Keşif, Gözetleme ve Hedef Tespit Sistemi (Cats) HD gece/gündüz kamerası, Savunma Sanayii Başkanlığı koordinasyonunda yürütülen Anka-S Projesi kapsamında yerli teknoloji imkanları en üst düzeyde kullanılarak ASELSAN tarafından geliştirildi.
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii tarafından uydu kontrollü insansız hava aracı Anka-S'ye entegre edilen Cats'in kabulleri 25 Eylül'de başarıyla tamamlandı ve sistem envanterdeki yerini aldı.
Geliştirme çalışmaları kapsamında 500 saat uçuş testi yapılan ve zorlu çevre şartlarına uygun kalifikasyon testleri başarıyla gerçekleştirilen Cats, kabulle birlikte operasyon sahasında kullanılmaya başlandı.
Lazer işaretleme özelliğiyle diğer hava araçları ve yüklü olduğu İHA sisteminin taşıdığı silah sistemlerine hedefleme kabiliyeti de sağlayan Cats, rakiplerine eşdeğer full HD görüntü verme kabiliyetine sahip bulunuyor.
Cats, Türk savunma sanayisi tarafından üretilen hava platformlarının ihracatı açısından da önem taşıyor. Anka-S, bu yerli faydalı yük kabiliyetiyle ihracat sahasında gücünü daha artırarak önemli milli teknoloji adımlarından birini daha başarıyla sağlamış oldu.
ASELSAN, dünyada sınırlı sayıda ülkenin çalıştığı ve yakın geleceğin en önemli su altı silahlarından olması beklenen Hard-Kill Torpido (Torpidoya Karşı Savunma Torpidosu) konusundaki çalışmalarını emin adımlarla sürdürüyor.
Denizaltılar ve gemiler için torpido tehdidine karşı en etkin savunma, soft-kill (işlevsel imha) ve hard-kill (fiziksel imha) yöntemlerinin birlikte kullanılmasıyla sağlanıyor.
ASELSAN, bu teknolojilerin geliştirilmesine yönelik bir süredir çalışma yürütüyor.
Şirket, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu desteğiyle yürüttüğü çalışmalar kapsamında kısa süre içinde Torpidoya Karşı Savunma Torpidosu Tork'un prototipini üretti ve tecrübe etmeye başladı.
Tork, Türkiye'de ilk defa milli olarak geliştirilen sonar arayıcı başlığıyla gerçekleştirilen deniz testlerini başarıyla tamamladı.
Testler kapsamında Tork, su üstü hedeflerini sonar arayıcı başlığıyla tespit edip kendi güdümüyle hedeflere başarılı şekilde yöneldi. Türkiye'de ilk defa gerçekleştirilen bu testlerle torpido ve torpido karşı tedbir alanında kritik bir eşik daha geçildi.
ASELSAN'ın gemilerin torpidolara karşı savunulması amacıyla tamamen milli olarak geliştirdiği, özgün donanım ve yazılıma sahip Tork ile yüksek değerli unsur olarak tanımlanan ve stratejik öneme sahip gemiler, denizlerde daha güvenli seyir yapma imkanına kavuşacak.
Tork, gemilere ve denizaltılara karşı atılacak akustik güdümlü/güdümsüz, tel güdümlü ve dümen suyuna güdümlü torpidoları sonar arayıcı başlığıyla bulabilecek ve gelişmiş algoritmalarıyla torpidoya en yakın mesafede infilak ederek görev yapamaz hale getirecek bir fiziksel imha (Hard-Kill) tedbiri olarak geliştirildi.
Sistemin Türk Silahlı Kuvvetleri'ne sağlayacağı avantajlara işaret eden Demir, şunları kaydetti:
"PUHU taşınabilir dinleme ve kestirme sistemleri son operasyonlarda etkin şekilde kullanılarak TSK'ya elektronik harpte önemli üstünlük sağladı. Bu süreçte PUHU'ya ek yetenekler kazandırılması için Ar-Ge çalışmaları devam etti ve teknolojik ilerlemeler kaydedildi.