Türkiye'nin tamamen kamu kaynaklarıyla kurulan tek Gamma Knife ünitesi 2004'ten bugüne Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi bünyesinde hizmet veriyor. Beyin tümörlerinin ameliyatsız bir şekilde kontrol altına alınmasını sağlayan teknoloji, halihazırda sayılı kamu hastanesinde bulunuyor.
Özellikle son 20-30 yılda tedavi başarısı ve güvenliği üst düzeye çıkan ve dünya genelinde de kabul gören Gamma Knife'ın radyasyonu tümöre odaklama imkanını verdiğini aktaran Emmez, "Gamma Knife konusunda Türkiye'de ikinci, hali hazırda kamu kaynaklarıyla kurulmuş da tek merkeziz. Yaklaşık 19 yıldır 10 binin üzerinde hastayı bu yöntemle tedavi ettik. Şu anda en son nesil Gamma Knife cihazıyla tamamen kamu kaynaklarıyla halkımıza hizmet veriyoruz." ifadesini kullandı.
Emmez, yöntemin beyin tümörleri, kanamalara sebep olan beyin damar yumakları, derin yerleşimli ve cerrahinin uygun olmadığı tümörler, bazı psikiyatrik hastalıklar ve bazı ağrı türlerinin tedavisinde başarılı olduğunu vurgulayarak, şu bilgileri paylaştı:
"Gamma Knife ile tedavi ettiğimiz hastalarımızın ağırlıklı grubunu iyi veya kötü huylu tümörler ve damar bozuklukları bulunan kişiler oluşturuyor. Ayrıca Obsesif Kompülsif bozukluk dediğimiz, giderek artan bazı psikiyatrik rahatsızlıkların tedavisinde de bu yöntemi kullanabiliyoruz. Bu durumlarda mutlaka psikiyatri bölümünün bize onay vermesi gerekiyor. Yöntemi yüz ağrılarının tedavisinde de tercih edebiliyoruz."
"İyi huylu tümörlerde yüzde 90-95 oranında başarı sağlıyor"
Cerrahiye yardımcı bir yöntem olarak da fayda sağlayan Gamma Knife'ın bazı tümör tiplerinde ise uygulanamadığının altını çizen Emmez, yöntemin özellikle küçük ve orta boyutlu tümörlerde etkili olduğunu söyledi.
Emmez, "Gamma Knife, çoğunlukla tümörleri kontrol altına almamızı sağlıyor. Tümörü yok etme her zaman söz konusu değil ama zaten tümörün büyümesi engellenerek hastaları riskli durumlardan koruması çok önemli. Yöntem, iyi huylu tümörlerde yüzde 90-95 oranında başarı sağlarken, kötü huylu tümörlerde bu oran yüzde 80-yüzde 75 düzeyine düşebiliyor." diye konuştu.
"En önemli avantajı, uzun süre yoğun bakımda, serviste yatmaktan koruması"
Prof. Dr. Emmez, tedavinin açık cerrahiye göre ciddi avantajlar sağladığına dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gamma Knife'ın en önemli avantajı, birçok hastamızı ameliyattan, açık cerrahiden, kanamadan, enfeksiyondan, uzun süre yoğun bakımda, serviste yatmaktan koruması. Bu günübirlik bir tedavi. Yani bu yönteme uygun olan hastamız sabah randevusuna göre ünitemize geliyor. Başına lokal anesteziyle bir çerçeve takıyoruz, bu çerçeveyle MR, anjiyo gibi tetkikleri yapılıyor.
Bu işlemlerin ardından planlama bilgisayarında beynindeki hangi lezyonları tedavi edeceğimizi saptayıp, kaydediyoruz. Ardından da Gamma Knife cihazına aldığımız hastamız, 45 dakika ile 1 saat arasında tedavilerini alıyor ve akşam olduğunda da evine gidebiliyor. 1-2 gün içinde de tamamen normal yaşamlarına dönebiliyorlar."
"Hastalar doktorlarına bu yöntemi danışmalı"
Gamma Knife uygulanan hastalarda çoğunlukla ağır, kalıcı bir yan etki beklemediklerinin altını çizen Emmez, bazen 3-5 gün süren baş ağrısı, baş dönmesi gibi küçük yan etkilerle karşılaştıklarını anlattı.
Gerektiğinde her yaş grubundan hastaya uygulanabilen yöntemin 1 günlük, 3 günlük veya en fazla 5 günlük dozlarda verildiğini belirten Emmez, "Hastalarımıza en önemli tavsiyemiz, bir hastalıkları saptandığı takdirde mutlaka beyin cerrahlarına hastalıklarının Gamma Knife'tan, radyo cerrahiden fayda görüp göremeyeceğini sormaları. Birçok meslektaşımız bu yöntemi çok iyi biliyor, eğer fayda görecekleri düşünülüyorsa hastanemize doğrudan başvurabilirler." diye konuştu.