“Hızlı kilo verdiren diyet nasıl olur? En kolay diyet tarifi nedir?” gibi soruların cevabını ararken sağlığınızdan olmayın. Çünkü kilo verme konusunda yanlış bilinen diyetler metabolizmayı olumsuz etkiliyor. Peki, kilo vermenin püf noktaları nedir?
Karantinada çok yedim, artık hiçbir şey yememeliyim: Evet, belki de en sık yapılan hatalardan birisi “ya hep, ya hiç” uygulamaları... Alınan kiloları vermek için uygulanan açlık diyetleri, şok diyetler, detoks olarak adlandırılan alınması gereken enerjinin çok çok altında besin tüketimi. Beraberinde gelen metabolizmanın yavaşlaması ve “ne yapsam kilo veremiyorum” durumu. Aç kalarak zayıflanmaz, bu bugüne kadar hiç şaşmadı! Mesele dengeli, uygun porsiyonlarda yiyerek, metabolizmayı canlı tutarak kilo vermek!
Sağlıklı olan besinleri sınırsız tüketebilirim: Bugüne kadar zeytinyağı, ceviz, ev yapımı yoğurt, ev yapımı şekersiz tatlılar tüketerek kilo veremeyen hatta kilo alan bireylerin bana danıştığı oldu. Ne yediğini sorguladığımda inanılmaz sağlıklı beslendiğini gördüğüm ama ne miktarda yediğini sorduğumda sağlık çerçevesinden uzaklaşıldığını fark ettim. Sağlıklı beslenmek kesinlikle temel bir ilke, herkes için ulaşabileceği seviyede daha doğal besinlere ulaşması çok önemli. Ancak sağlıklı olan besinler de ihtiyaç kadar tüketilmeli. Tüm besinlerin olduğu gibi sağlıklı besinlerin de enerjisi var ve fazla tüketildiğinde ne yazık ki kilo artışına yol açıyor. Sağlıklı beslenmek kadar, yeterli (ne az ne de fazla) beslenmek gerek.
Kahvaltıyı atlamak ya da geçiştirmek: Karantina sonrası iş yerlerinde aktif bir şekilde çalışmaya başlandı. İş hayatında en fazla yapılan yanlış; kahvaltıyı atlamak ya da simit, açma, poğaça gibi enerji değeri yüksek ama besleyici açıdan fakir yiyeceklerle kahvaltıyı geçiştirmek oluyor. Bu da gün içerisinde dengesiz seyreden bir kan şekerine dolayısıyla doy(a)mamaya, artan tatlı ihtiyacına ve metabolizmanın yavaşlamasına yol açıyor... Sonuç ise kaçınılmaz bir şekilde tartıda artı görmek oluyor.
Öğün aralarını uzatmak: Bazen daha az yerim mantığıyla, bazen de günlük rutin işlerden fırsat bulamama ile gün içerisinde öğün araları çokça uzayabiliyor. Uzayan öğün arası sonrasında oturulan sofrada yiyeceklere saldırma ve farkında olmadan fazlaca enerji tüketmek mümkün. Bu yüzden iki ana öğün arasını 5 saatten daha fazla açmamalı.