Ben Kadıköy’de doğdum. Bilkent Turizm Otel İşletmeciliği okudum. Okulun ilk öğrencilerindenim. Annemlerin restoranını çalıştırdık. Benim altında çalıştığım tek isim annemdi. Sonra kendi kaderimi çizmeye karar verdim.
Master yapmak için yurtdışına gitmeye karar verdim. Daha çok işletme üzerine düşünüyordum. Şeflik yapmayı o dönem düşünmezdik bile… Millet bana deli gibi bakıyordu ‘okudun sen’ falan diyorlardı. Avustralya’dan kabul geldi. Ben de denemek istedim. ‘Anlatacak hikayem de farklı olur’ dedim. Yakına gitsem buradan kopamazdım. İki sene değişiklik olsun istedim.
Filmlerdeki gibi atladım gittim. Elimde bir bavulum var kimseyi de tanımıyorum. Okula gittim, aksanlarını anlamıyorum… Başlarda çok zorluk çektim. Sıfırdan başladım orada… Önce okulu bitirdim, sonra yemek sektörüne girdim. 17 restoranın yöneticiliğini yaptığım zamanlar oldu.
Gelenlerden biri ‘burayı İtalyan restoranı zannettik ’ dedi ve gitti. İkincisi hiç gelmedi. Üçüncü geldi o da ‘İtalyan restoran zannettik’ dedi. Biz de Türk restoranı olduğumuzu anlattık. ‘Tamam, süper’ dediler. Yemek hazırlamaya gittim yukarı geldim onlar da kaçmıştı. (gülüyor) Bütün birikimimi mekana yatırmıştım ‘bittim ben’ dedim.
Şef Musa Dağdeviren, Sidney’e geldi benim kafamı değiştirmeme yardımcı oldu. Aradığım ürünleri bulamıyordum, o da bana işin inceliklerini gösterdi. Ondan sonra yükselişe geçtik.
Avustralya’da yaşıyordum ama Türkiye’den de kopamıyordum. Gastronomi turları düzenliyordum sık sık. ‘MasterChef başlıyor’ diye bir yazı gördüm sosyal medyada. Arkadaşıma ‘MasterChef başlıyormuş, sen tanırsın Acun abinin ekibini bir söylesene misafir şef olarak alsınlar böylece en azından burada bir MasterChef yaparım hem güzel bir hatıra olur hem de bunu Avustralya’da pazarlarım’ dedim.
Artık nasıl iletildi, kimden gitti bilmiyorum başka türlü gitmiş haber. ‘Biz de onu arıyorduk’ demişler. Olay bu şekilde gelişince de ‘sen buraya gel’ oldu. Konuştuk, ben Avustralya’daki işlerimden bahsettim ‘bir iki aya çeker, bitiririz’ dediler. İlk sene 38, geçen sene 80 küsür bölüm bu sene 135’e doğru gidiyoruz. İyi ki de gelmişim, iyi ki bu kararı vermişim.
Yarışmacılarla set dışında hiç görüşmüyoruz. Programda ne görüyorsanız o yani. Onun dışında görüşmüyoruz.