Ben lohusalık nedeniyle 40 gün falan dışarı çıkmadığım için çok alışkın durumdayım evde kalmaya benim
için çok şey değişmedi.
ANNELİĞİ ÇOK SEVDİM
Ben anne olmaya çok hazırmışım. Doğdu kucağıma verdiler, ben profesyonelim sanki üçüncü çocuğu
doğurmuşum gibi davranıyordum. Annemi ve eşim Ali’yi sakinleştiriyordum. Ben çok sevdim anneliği,
daha çocuk yaparım, güzel bir şey çıktı.
Dün güldü bana, sevgiden ağladım. Onun dışında alışık çıktım ben. Çok eğlenceli bir durum. Dört
köpeğimiz, iki de kedimiz var biz zaten kalabalık bir aileyiz ben galiba bir şeyleri büyütmeyi
seviyorum. Şimdi de bitkileri büyütmeye başladım.
KIVANÇ TATLITUĞ’DAN ÇOK ŞEY ÖĞRENDİM
Çalıştığım arkadaşlarımın hepsini çok severim ama bugüne kadar en keyif alarak çalıştığım partnerim
Kıvanç’tı. Çağatay’la çok anlaşamazdık, çalıştığımız zamanlar. Yaşımız çok küçüktü, o da çok yeniydi
ondan dolayı. Aras Bulut’u çok severim, Burak da aynı şekilde… Ben Kıvanç Tatlıtuğ’dan çok şey
öğrendim, abim gibi saygı duyarım bu yüzden Kıvanç diyorum.
DÖRT BUÇUK YAŞIMDA BALE VE KEMAN’A BAŞLADIM
Keman ve baleye dört buçuk yaşında başladım. Çok hiper-aktif olduğum için beni evde tutamamışlar ben
de bunlara yöneldim. Tiyatroyu da lisede bir kez denedim bir daha da denemeyi düşünmedim. Trafik
kazası geçirdim, baleyi bıraktım. Metalci oldum diye de kemanı bıraktım. (gülüyor)
İLK GÖRÜŞMEMDE REKLAM FİLMİNİ KAPTIM!
Assos’ta tatil yaparken o zaman ‘Lise Defteri’ diye bir dizi başlayacakmış, oyunculuk düşünür
müsünüz?” diye bir kadın geldi benim yanıma annem kadına kızdı ama ben ‘oyunculuk mu, olabilir
aslında’ diye düşünüp annemi sıkıştırdım ‘sok bu işlere beni’ diye annemin seslendirme yapan
arkadaşları bir ajans önerdi oraya gittik ve ben ilk reklamımı aldım, ondan sonra da devamı geldi.