Kadıköy Moda'da bir ev boşaltılırken fark edilen robdöşambr, mirasçılar tarafından önemli bir eser olabilir düşüncesiyle antikacıya iletildi. Eserin teslim edildiği antikacı, robdöşambrın önemini fark ederek, ünlü modacı Cemil İpekçi ile akademisyenlerin görüşüne başvurdu. Eser daha sonra koleksiyoner Şadiye Ulusoy tarafından, analiz edilmek üzere enstitüye teslim edildi.
Çalışmaları 6 ay devam eden eserde kullanılan malzeme ve boyar maddenin sentetik olduğu tespit edildi. Sonuçlar, eser sahibi Ulusoy'a sunuldu.
"Boyamasını doğal boyayla gerçekleştiriyoruz"
Laboratuvar ekibinden konservatör Elif Sıla Mollaalioğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, robdöşambr sürecinin en önemli kısmının belgeleme aşaması olduğunu belirterek, "Biz bu aşamaları, fotoğraflama, visual (görsel) analizler ve daha sonrasında mikroskobik analizler, hepsini birlikte değerlendirerek, eseri bir sonraki aşamaya getirdik. 6 ay gibi bir süreç içerisinde eserin tamamlanmasını sağladık." dedi.
Boyama Laboratuvarı yürütücüsü Benan Bayram da kurumda restorasyon ve konservasyon laboratuvarının dahilinde, doğal boyama laboratuvarında çalıştıklarını aktardı.
Bayram, sürece dair şu bilgileri verdi:
"Burada eserler geldikten sonra bütün çalışmalar tamamlanıyor. Hatta analizleri de bittikten sonra gerekli tekstil eserlerde parça kayıpları, süzülmeler varsa tamamlanıyor. Biz buralarda genellikle ipek kullanıyoruz. Boyamasını doğal boyayla gerçekleştiriyoruz. Daha sonra arkadaşlarımız restorasyonu tamamlayarak eseri bütünlemeye gayret ediyor. Bu eserde de gerekli analiz yapıldıktan sonra doğal boyama üzerine çalışmalarımızı ve denemelerimizi yaptık. Denemeler neticesinde esere en uygun renk tonunu, yine doğal boyar maddelerle, kök boyayla neticeye ulaştık. İpek kumaş ve ipek iplik olmak üzere boyamalarımızı tamamladık. Daha sonra da arkadaşlarımız bu kumaş ve iplikle restorasyonu tamamladı."
Olgunlaşma Enstitüsünde restorasyon bölümünde çalışan Kübra Kılınç ise çeşitli ipeklerle çalışmaları sürdürdüklerini dile getirerek, "Doğal boyamadan gelen kumaşlar, ilk önce Ödemiş ipeği yerleştirip puntolama tekniğiyle dikildi. Ondan sonra Lyon ipeğinin üzerine kaplanarak tekrardan eserimiz puntolama tekniğiyle dikilerek sağlamlaştırıldı. Prof. Dr. Hülya Tezcan'ın dediği gibi, eser Abdülhamid'e özel, yurt dışında dikilmiş. Ona özel dikildiği ve kullanıldığı söyleniyor." ifadelerini kullandı.