İstanbul'un çok eskilerden beri tam orta yerinde bir işaret bulunuyor.
2/27
Kanuni Sultan Süleyman, çok sevdiği ve kendisinden sonra tahta çıkarmayı düşündüğü oğlu Şehzade Mehmet’in ölümünden çok etkilenir. Genç yaşta kaybettiği oğlunun adına, etrafında külliyesi de olan bir camii yaptırır.
3/27
Camii, halk arasında, şehzadenin başı (ruhu) için yaptırıldığından yada şehzadenin, tahtın varisi olduğundan olsa gerek “Şehzadebaşı” diye anılır.
4/27
Külliyenin mimarı, dehasıyla asırlara meydan okuyan eserler vermiş Mimar Sinan’dır. Sinan bu eserine, büyük bir tevazuyla “çıraklık eserim” demiştir.
5/27
Şehzadebaşı külliyesinin Vezneciler Caddesine bakan avlu duvarının, Damat İbrahim Paşa Camii ile komşu olan köşesinde bulunan yeşil mermer sütun bulunur.
6/27
Dışarıdan bakıldığında dikkat çekici bir özellik arz etmeyen, önünden geçip giden kalabalıkların, varlığından haberdar bile olmadıkları bu silindiri, benzerlerinden ayıran şey, İstanbul’un orta yerini gösteren bir işaret olduğu yönündeki rivayettir. Bir başka rivayete göre Kanuni ilk önce Mimar Sinan’dan, İstanbul’un tam orta noktasını bulmasını ister... O yıllarda İstanbul sadece Suriçi’nden oluştuğu için, şehrin ölçülebilir fizikî bir gövdesi mevcut. Mimarbaşı Sinan tarafından birtakım detaylı hesaplamalardan sonra, Suriçi’nin “Geometrik Ağırlık Noktası” milimi milimine tespit ediliir. Bu yöntem,karmaşık alanlı levhaların “G” noktasının bulunması prensibinden yola çıkılarak hesaplanıyor...
7/27
Bir diğer rivayet ise şöyle: İstanbul’un tam orta noktası olan bu noktaya, yekpare, parlak yeşil granit silindirik bir sütun dikilir...
8/27
Sütunun olduğu nokta, inşa edilecek caminin avlusunun güney kısmına tam oturacak şekilde ayarlanıır. (Daha doğrusu, caminin avlusu, bu merkezle kesişecek şekilde tasarlanır)... Ve ardından cami inşa edilerek, 1548’de tamamlanır...
9/27
İŞTE İSTANBUL'UN 'EN'LERİ
İSTANBUL'UN EN YÜKSEK TEPESİ: AYDOS TEPESİ (537 metre)