Van'ın Gürpınar ilçesindeki İremir Höyüğü'nde, bu yıl devam eden kazı çalışmalarında Urartu medeniyetinin ölü gömme geleneklerini yansıtan 2 mezar bulundu.
Van Müzesi Müdürü Erol Uslu'nun başkanlığında, Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hanifi Biber'in danışmanlığında yürütülen çalışmalarda, antropolog, arkeolog ve sanat tarihçilerinden oluşan 20 kişilik ekip, belirlenen alanlarda tarihi dönemlere ait yeni bulguların ortaya çıkarılması için çaba gösteriyor.
"Demir Çağ'da bir yerleşim yeri olduğunu kanıtlamış olduk"
Doç. Dr. Hanifi Biber, AA muhabirine, höyüğün, bölgenin önemli yerleşim yerlerinden biri olduğuna dair bulgulara ulaştıklarını söyledi.
Kazılar sırasında yaklaşık 5 bin yıl öncesine uzanan yaşam izlerini tespit ettiklerini vurgulayan Biber, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Hüyük'te ilk elde edilen bulgular ışığında Erken Demir Çağı ve onun altında da İlk Tunç Çağı dönemlerine ait bulgular elde ettik. Yaklaşık 5 aydır yaptığımız çalışmalarla bunları teyit ettik. Hem yerleşim niteliği ile ilgili hem de yaşamsal döngülerle ilgili muhtemel bir yerleşim yerinden şüpheleniyorduk. Bu seneki kazılarda höyüğümüzün doğu eteklerinde, daha önce defineciler tarafından kısmen tahrip edilen alanda Orta Demir Çağ dönemine ait mezarlık tespit ettik. Dolayısıyla da höyüğümüzün en erken Demir Çağ'da bir yerleşim yeri olduğunu kanıtlamış olduk. Kazılarda höyüğün üst tabakalarında Erken Tunç Çağı'nın en son evrelerinden başlamak üzere tabakalar halinde farklı dönemlere işaret eden bulgulara ulaştık."
Ocak olarak kullanılan yapı ortaya çıkarıldı
Kazılar sırasında ortaya çıkarılan bulgular arasında en dikkat çekici olanının ocak yapısı olduğunu belirten Biber, söz konusu yapıyı İlk Tunç Çağı'nın 3. ya da 2. evresine denk gelebilecek döneme tarihlendirdiklerini ifade etti.
Ocağın batı tarafında atık halde hayvan kemiklerine, bitişiğinde de çeşitli el aletlerine rastladıklarını anlatan Biber, şunları kaydetti:
"Dolayısıyla bu ocağın üretim amacıyla kullanıldığını düşündük. El aletleri buna işaret ediyor. Geçen yıl bulduğumuz mekanda hem buğday taneleri hem de depo küpleri bulmuştuk. El aletleri de bu düşüncelerimizi doğrulayacak olanak sağladı. Daha alt tabakalarda da Erken Tunç Çağı'nın başlarına kadar uzanan bulgular elde edildi. Yanmış ahşap parçaları bulundu. Bunlardan karbon örnekler aldık. Yapacağımız analiz sonucunda da tahmin ettiğimiz tarihlerin doğru olup olmadığı ortaya çıkacak. Doğu tarafında mezarlar tespit ettik. Urartuların ölü gömme geleneklerinde çeşitli ölü hediyeleri olduğunu biliyoruz. Buradaki kazılarda çeşitli çanak çömleklerle beraber ölü yemeği olarak da adlandırdığımız ritüele ilişkin küçükbaş hayvanlara ait kemiklerin yanı sıra sığır ve hatta geyik kemiklerine rastladık. Gömünün yanında çengelli iğne bulduk."
Gelecek yıl da çalışmaların devam edeceğini ve bölge hakkındaki bilgilerine yenilerini eklemeye çalışacaklarını dile getiren Biber, bu yıl bulunan ocak ve yanındaki kerpiç duvarların erken Trans Kafkasya türünün izlerini taşıdığını vurguladı.
Gürpınar'ın tarih ve turizm açısından zengin bir ilçe olduğunu belirten Tanış, "Bugüne kadar keşfedilmiş alanların yanı sıra keşfedilmeyi bekleyen birçok alanın olduğunu biliyoruz. Bunlardan biri de İremir Höyüğü'nün bulunduğu alan. Onu da turizme kazandıracağımıza inanıyoruz. Belediye olarak birçok alanda YYÜ ile işbirliği yaparak çalışıyoruz. İlçemizin destinasyonlarının ortaya çıkması için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Bunlardan biri Hoşap Kalesi etrafına yeni keşfedilen ikinci kale. Bunların ilçemizin gelişimine katkı sunacağına inanıyoruz." diye konuştu.