Dünyadaki en ünlü antik kentlerden biri olan Troya'da görülen 9 katman, kesintisiz olarak 3000 yıldan fazla bir zamanı göstermesinin yanında çeşitli uygarlıklardan izler taşıyor.
Coğrafi konumu dolayısıyla, hüküm süren uygarlıkların diğer bölgelerle ticari ve kültürel bağlantıları bakımından daima çok önemli bir rol üstlenen Troya'da kazılar 1871'den bu yana sürüyor.
Antik kentin kazı öncesi yüksekliğiyle eşit olacak şekilde tasarlanan müze, 3 bin metrekarelik sergi salonları dahil 10 bin metrekare kapalı alandan oluşuyor.
Müzede heykel, lahit, yazıt, sunak, mil taşı, balta ve kesiciler, pişmiş toprak seramikler, metal kaplar, altınlar, silahlar, sikkeler, kemik obje ve aletler, cam bilezikler, süs eşyaları, figürinler, cam ve pişmiş toprak koku şişeleri, gözyaşı şişeleri başta olmak üzere insanlık tarihine tanıklık etmiş çok özel parçalar yer alıyor.
Troya Müzesi teşhirinde, İzmir Arkeoloji Müzesi Müdürlüğünden Homeros büstü, Homeros betimli sikkeler ve 2012 yılında ABD'deki Penn Müzesi'nden Türkiye'ye iade edilen ve Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi envanterinde kayıtlı olan Troya kökenli 24 parça altın takı ile Polyksena lahti ve Luvi mührü de bulunuyor.
Geziye giriş rampasından başlayan ziyaretçiler, 7 başlığa bölünmüş hikayeyi takip ediyor. Troas Bölgesi Arkeolojisi, Troya'nın Tunç Çağı, İlyada Destanı ve Troya Savaşı, Antik Dönemde Troas ve İlion, Doğu Roma ve Osmanlı Dönemi, Arkeoloji Tarihçesi, Troya'nın İzleri olarak sınıflandırılan bölümlerde arkeoloji dünyası için önem taşıyan eserler yer alıyor.
"2020 Avrupa Yılın Müzesi Özel Takdir Ödülü"nün ardından "2020/2021 Avrupa Müze Akademisi Özel Ödülü"nü kazanmasıyla dünya çapında ünü artan Troya Müzesi ve Tevfikiye köyü sınırlarında 150 yılı aşkın süredir kazılan Troya antik kenti, Anadolu Ajansı (AA) ekibi tarafından FPV dronla görüntülendi.
Resmi açılışın 18 Mart 2019'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapıldığını hatırlatan Gölcük, "Açılıştan sonra dünyada kuvvetli bir Troya rüzgarı esmeye başladı. O yıl, Time dergisi tarafından dünyada mutlaka gezilmesi görülmesi gereken 100 yer listesine girdi. 2020 ve 2021'de Avrupa'dan ödüller aldı." dedi.
Anadolu kimliğinin bir yansıması olarak bu müzeyle Türkiye'ye ayna tutmaya çalıştıklarını dile getiren Gölcük, şöyle devam etti:
"Aslında Troya Müzesi temelde bakıldığında sadece ziyaretçiyi karşılayan bir mekan olmanın dışında Anadolu kimliğine sahip çıkmak konusunda sınırları çizen bir müze olmaya çalıştı. Bunu başardı galiba. Bunun dışında etkisi sınırların dışına yansımaya başladı ve öyle diyebiliriz ki müze kültürel diplomaside de ülkemizin önemli kurumlarından biri haline gelmeye başladı. Bu yıl yapılan Troya Kültür Yolu Festivali ile daha da kuvvetli hale geldi. Festival sırasında önemli çalışmalar yine burada yapıldı. Örneğin İstanbul Devlet Tiyatrosu oyuncularıyla beraber burada İlyada okumaları yapıldı, büyük ilgi gördü. Şimdi ise 2023 yılı tüm ülkemiz için çok önemli bir yıl. Cumhuriyetimizin 100'üncü yıl dönümünü kutlarken bu ivmeyle beraber biz hikayeyi daha da kuvvetlendirmeye inşallah çalışacağız."