Çanakkale'de 5 bin 600 yıllık geçmişe ışık tutan Troya Ören Yeri girişine, yaklaşık 70 milyon TL harcanarak yapılan 12 bin 750 metrekare kapalı alana sahip Troya Müzesi'nde 2 bin eser sergileniyor. Müze; 18 Mart 2019 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından ziyarete açıldı. Troya Müzesi, ziyarete açıldıktan hemen sonra mimarisi ve içerisinde sergilenen eserler ile tüm dünyanın ilgisini çekmeye devam ediyor.
Merkeze bağlı Tevfikiye köyü sınırları içerisinde 151 yılı aşkın süredir kazılan Troya Ören Yeri'nin girişinde ziyaretçileri karşılayan Troya Müzesi, 2020'de Avrupa Yılın Müzesi Özel Takdir Ödülü, 2020 ve 2021'de Avrupa Müze Akademisi Özel Ödülü, 2020'de Attraction Star Awards Ödülleri'nde yılın "En Başarılı Müzesi Ödülü', 2020'de Tripadvisor.com tarafından 'Traveller Choice Awards Ödülleri' çerçevesinde iki yıl üst üste 'Travaller Choice' (gezgin seçimi) ödüllerini alan Troya Müzesi sosyal sorumluluk projeleriyle çocuklara kültürel miras bilincini aşılamaya devam ediyor. Bu çerçevede Troya Müzesi'nin ikinci eğitim projesi olan ve gezici bavul müze olma özelliğine sahip Sınıf Arkadaşım Homeros Projesi'yle okullarda öğrencilere Troya anlatılıyor.
Evinin bahçesinde Roma dönemine ait 2 bin yıllık sikke buldu, müzeye bağışladı
Çıplak köyünde yaşayan Onur Özcan Çimen, evinin bahçesinde bisikletiyle geçerken, yerde parıldayan bir cisim gördü. Eline aldığı cismin eski döneme ait para olduğunu tahmin etti. Ailesine bildirdi. Ardından okullarında Sınıf Arkadaşım Homeros Projesi'yle Troya'yı anlatan Troya Müzesinde görevli Arkeolog Hazal Fırat ile temasa geçti. 6 Mayıs günü Troya kentinde düzenlenen Hıdırellez şenliğine katılan Onur Özcan Çimen, evinin bahçesinde bulduğu Roma dönemine ait sikkeyi Müze Müdürü Rıdvan Gölcük'e göstererek, müzeye bağışlamak istediğini söyledi. Müze Müdürü Rıdvan Gölcük, Onur ve ailesini müzeye davet etti. Müzede yapılan incelemede paranın Roma dönemine ait 2 bin yıllık Alexandria Troas Antik Kenti şehir sikkesi olduğu tespit edildi.
Sikkenin ön yüzünde imparator Commudus büstü arka yüzünde ise kaide üzerinde Apollon Smintheus betimi yer alıyor. 10 yaşındaki Onur Özcan Çimen, bulduğu sikkeyi Arkeolog Hazal Fırat aracılığıyla, Troya Müze Müdürü Rıdvan Gölcük'e teslim ederek, müzeye bağışladı. Onur Özcan Çimen bağışladığı sikke ile Troya Müzesi'nin ve Türkiye'nin en küçük eser bağışçısı oldu. 90 yıl önce arazide bulduğu Roma dönemine ait mezar stelinin 1934 yılında Çanakkale Müzesi'ne bağışlayan 1923 doğumlu 11 yaşındaki Necdet ise ilk bağışçı oldu.
Müze Müdürü Rıdvan Gölcük, Arkeologlar Hazal Fırat ve Yunus Özdemir ile Onur ve ailesiyle Troya Müzesinde bir araya geldi. Müdür Rıdvan Gölcük, kültürel miras bilincine çok erken yaşta kavuşan ve evinin bahçesinde bulduğu sikkeyi Müze'ye bağışlayan Onur'a teşekkür etti.
Çıplak köyünde Roma dönemine ait sikkeyi bulan Onur Özcan Çimen, "Çıplak köyünde bahçede yerde bir parıltı gördüm. Elime aldığımda eski para olduğunu anladım. Tevfikiye köyünde düzenlenen Hıdırellez'e gidene kadar bekledim. Sonra müzede görevli olan Arkeolog Hazal Fırat'a teslim ettim. Beni Müze Müdürü Rıdvan Gölcük'e yönlendirdiler. Beni müzeye davet ettiler. En küçük eser bağışçısı olarak adımı tarihe yazdırdım"6 Mayıs günü kutlanan Hıdırellez de Onur'la tanıştığını belirten Troya Müze Müdürü Rıdvan Gölcük, "Onur yanımıza geldi. Avucunu yumruk yapmış. Eski bir para bulduğunu ve parayı kendilerine teslim etmesi gerektiğini söyledi. Bizimle bu konuyu paylaştı."
Roma dönemine ait bir sikkeyi teslim aldık. Onur'u daha sonra ailesiyle beraber müzeye davet ettik. Onur bulduğu Roma Dönemine ait sikkeyi, Troya Müzesine bağışladı. Onur 10 yaşında ve geçmişte Troya Müzesinde 1934 yılında müzeye eser bağışlayan Necdet'e ait küçük bir sergi yapmıştık. Necdet bu bağışı yaptığında 11 yaşındaydı. Yaklaşık 90 yıl sonra Çıplak köylü Onur 10 yaşında Türkiye'nin en küçük eser bağışçısı oldu."
"Bizleri çok mutlu etti. Onur'la sohbet ederken, eski bir para olduğunu nasıl anladın, müzeye getirmen gerektiğini nereden biliyorsun diye sordum. Müzenin yaptığı 'Homeros Sınıf Arkadaşım' projesinde Arkeologlar Hazal Fırat ve Yunus Özdemir'in Onur'un okuduğu okula, sınıfa gitmiş. Orada beraber eğitimler yapmışlar. Onur daha sonra müzede çocuklar müzeyi ele geçirdiği etkinliğe gelmiş ve kültürel miras bilincine çok erken yaşta kavuşmuş bir çocuk olarak bu harika keşfini bizimle paylaştı ve belki de Türkiye'nin en küçük eser bağışçısı oldu" diye konuştu.