Uludağ'ın güneyinden akan ve Bursa Ovası'nı tek başına besleyen Nilüfer Çayı çevreyi tehdit etmeye devam ediyor.
Bursa'da tarım alanlarının sulanmasıyla ilgili önemli su ihtiyacını karşılayan Nilüfer Çayı'nın rengi, sanayileşme nedeniyle adeta katrana döndü.
Kilometrelerce uzunluğuyla tarım alanlarının vazgeçilmez su kaynağı olan çayda bazı zamanlarda toplu balık ölümleri görülüyor.
Geçtiği güzergah boyunca çok sayıda fabrikanın kimyasal ve boya atıklarıyla kirlenen Nilüfer Çayı'nın suyu Bursa ve Karacabey Ovalarını suluyor. Simsiyah suyla tarımsal sulama yapılması milyonlarca insanın sağlığını tehlikeye atıyor.
30 sene öncesi dereden su içtiklerini belirten bölge halkı bir zamanlar 15-20 kiloluk yayın balığı yakaladıkları derede artık kurbağaların bile yaşamadığını aktarıyor.
Sulama yaparken dere suyu yerine artezyen kuyu suyu kullandığını belirten Karacabey'in Çeşnigir Mahallesi'nden çiftçi Behçet Yüncü, "Balığı geçtik zaten kaplumbağa, kurbağa bile kalmadı derede. Biz burada tuttuğumuz balığın büyük bir bölümünü çaya geri salardık. Aşırı bir koku ve kirlilik var artezyen kuyusu kullanamayanlar var onlar dere suyu ile sulama yapıyor o da ne oluyor pazar tezgahlarında satılan ürünlere ve dolayısıyla bizlere geçiyor. Hiç bir türlü akarsuyu kullanamıyoruz. Bölge çiftçileri olarak mağduruz." dedi.
LONGOZ ORMANLARI TEHLİKE ALTINDA
Aynı bölgede çiftçilik yapan İlhan Güven ise Nilüfer Çayı'nın ileriki tarihlerde longoz ormanlarının kurumasına neden olacağını iddia etti.
Ayrıca Bursa'dan fabrika atıkları ile birlikte kirlenerek simsiyah gelen Nilüfer Çayı'nın Susurluk Çayı ile birleştiği bölge ve aradaki renk farkı da gökyüzünden görüntülendi.
Geçtiğimiz gün Gemlik Körfezi ile Marmara Denizi'nin güney kıyılarında yer yer görülen müsilaj tabakaları fabrika atıklarıyla kirlenip denize dökülen akarsuların sebep olduğu çevre katliamlarını bir kez daha akıllara getirdi.