Tunç Çağı'nda 1600 yıl boyunca kesintisiz yerleşik hayat sürülen Küllüoba'da, 350 metre boyunda, 150 metre enindeki höyükte 1996'dan bu yana, tarihin gün ışığına çıkarılmasına yönelik çalışma yapılıyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünden alınan izinler doğrultusunda süren kazıda Tunç Çağı izlerini arayan ekip, bir mezarlık alanı tespit etti.
Anne karnındaki pozisyonda yerleştirilmişler
Kazı başkanı ve BŞEÜ Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Türkteki, AA muhabirine, 2021 yılı kazısına bu ay başladıklarını söyledi.
Çalışmalarının, 5 bin yıl öncesine ait mezarlık alanında sürdüğünü belirten Türkteki, şu bilgileri paylaştı:
"Gömü gelenekleri içinde çömlek mezarın yaygın olduğunu tespit ettik. Taş sanduka denilen mezar tiplerine de az olmakla birlikte rastladık. 30'un üzerinde mezar saptadık. Bunların 25'i çocuklara ait. Bu çömlek mezarların bazılarında 'ölü hediyesi' dediğimiz bulgulara rastladık. Bunlar arasında mühürler, saç halkaları ve çeşitli takıları sayabiliriz. Milattan önce 3 bin yıllarına ait çocuk mezarları, çoğunlukla çömlek içine anne karnındaki pozisyonda yerleştirilmiş. Bu alandaki çalışmalarımızı Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü ile ortak gerçekleştiriyoruz."
Türkteki, mezarlardaki kemiklerin Hacettepe Üniversitesi Antik DNA Laboratuvarı'nda inceleneceğini bildirdi.
O dönem çocuk ölümlerinin ve erken yaşta ölümlerin fazla olduğunu dile getiren Türkteki, "Milattan önce 3 binli yıllar, yaşam süresinin sınırlı olduğu bir dönem. 45 yaşındaki bir insan o döneme göre çok yaşlı sayılabilir. Beslenme ve hastalıklar insan yaşamında önemli rol oynuyor. Dönem için Anadolu'daki gömü tipini çömlek mezarlar oluşturuyor. Özellikle İç Anadolu ve İç Batı Anadolu'da daha yaygın bir gömü şekli. Taş sanduka mezar tipi de daha özeldir." diye konuştu.
Doç. Dr. Türkteki, desteklerinden dolayı Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türk Tarih Kurumu ve Eskişehir Büyükşehir Belediyesine teşekkür etti.