Bakın bunu ben söylemiyorum. Örgütlerle ilgili itiraf kendilerine ait. Hem vallahi, hem de billahi. Örgütlerin peşine takıldıklarını, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bizzat yüzüme söylemişti. Hem de kalabalık bir grubun önünde.
CHP sözcüsü Bülent Tezcan da aklını kullanmış ve açıklamış; “AK Parti'de başka bir adayı telaffuz etme şansımız yok. Sistem tıkanmış... Oysa burada (CHP’de) öyle geniş ve zengin bir alan var ki. CHP'nin genel başkanının ‘Aday olacağım' ısrarı ve kompleksi yok… Bence bu onların dezavantajı ve bizim avantajımız…”
Batı’nın gözü hiçbir zaman Müslüman’ı görmez; Avrupa’nın göbeğinde, Bosna’da Müslümanlar katledildiğinde, soykırıma uğratıldığında da dünyadan ses çıkmamıştı. ABD öncülüğündeki koalisyon devletlerinin yanı başımıza kadar sokulmalarının sebebi de farklı değil; savaş makinesi sadece Müslümanları öğütüyor, başkasını değil. Türkiye, bu gerçeğin fazlasıyla farkında. Madalyonun bir de bu yüzüne bakalım. Kimin için ağladığın, kimin için üzüldüğün çok önemli.
İkinci Savaş sonrası Türkiye’si, Soğuk Savaş’ın adamlarının her yerde cirit attığı bir ülkedir. Önceki gün eski istihbaratçı Enver Altaylı’nın ( önce MİT’ten emekli denilip sonra CIA’nin Ortadoğu Merkezi şefi Ruzi Nazar’ın adamı olduğu söylendi!) gözaltına alınıp, sonra FETÖ kapsamında tutuklanmasıyla ilgili haberden başlayıp, bir dönemi ele alarak, Soğuk Savaş’ın adamları kimlerdir, sorusunu cevaplandırmak gerektiğini belirtmiştim.