Daha da trajik olanı, bu ülkeler referandum adına 16 Nisan’a kadar oy kullanacak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını bilgilendirme toplantılarını kendi iç işlerine karışmak olarak çarpıtırken, aslında Türkiye’nin içişlerine müdahale etmiş oluyorlar. Cumhurbaşkanı ve bakanları engelleyerek oradaki seçmenler üzerinde baskı uygulamış oluyorlar.
Pentagon’un gizli ajandasında “ikinci İsrail” bulunmakta. PKK/PYD, bu yeni devletin temel çekirdeğini oluşturacak. Ankara’nın bu plana onay vermeyeceğini bildiklerinden havuç-sopa politikası uyguluyorlar. Türkiye’yi, güney sınırlarından kuşatarak, bölgede yalnızlaştırarak, içeride de terörü artırarak PYD’ye mecbur hale getirmeye çabalıyorlar.
Almanya'nın bu refleksi ve bunun gerekçeleri yeni bir durum değil. Ayrıca ilk de değil. Bir sürecin dışa vurumu. Güç mücadelesinin klasik davranışlarının tezahürü. Güç tahteravellisinde yaşanılan tedirginliğin akıldışılığı. Güç yarışındaki rahatsızlığın, demokratlığı kolayca unutturması.
Kısa vadede ise Hindistan’da şirketler borçlarını da azaltmak zorunda kalacaklardır. Uzun vadede ise bankacılıkta ciddi bir reform yapılması gerekmektedir. Her şeye rağmen de, 2050 yılında Hindistan en büyük, Çin ikinci büyük ve de ABD’nin üçüncü büyük ekonomi olması olasılığı, oldukça yüksek gözüküyor.