Covid-19 tedbirleri kapsamında 29 Nisan'da başlayan "tam kapanma" sürecinde su tüketim miktarında kayda değer bir değişiklik olmadı.
Barajlardaki doluluk oranının an itibarıyla yüzde 21 olduğunu ifade eden Öztürk şöyle devam etti:
"Bu da yaklaşık aktif kullanılabilir hacim olarak baktığımızda 334 milyon metreküp civarında bir rakama denk geliyor. Son 3 yıl bazında baktığımızda, yıl bazında Ankara'mıza verilen su miktarları 400 milyon metreküp ile 500 milyon metreküp arasında değişiyor. Geçen yıl ile bu yılı kıyasladığımızda bu yıl 525 milyon metreküp doluluk hacmi söz konusu iken geçen yıl bu rakam 601 milyon metreküp seviyelerindeydi. Yani 76 milyon metreküp geçen yıla göre bir eksi hacim söz konusu."
İçinde bulunulan tam kapanma döneminde su tüketiminde yaşanan değişime ilişkin bilgi veren Öztürk, "Tabii insanlarımız hijyen hassasiyetindeler. Birçok iş yerinin kapalı olması, vardiyalı sisteme geçilmesi nedeni ile konutlardaki su tüketiminde ciddi artışlar söz konusu oldu. Ama daha önce iş yerlerinde, otel, restoran ve kafe gibi yerlerde tüketilen su miktarları bu dönemde düştüğünden, konuttaki tüketim fazla olsa da genel anlamda bir denge söz konusudur" ifadesini kullandı.
"240 GÜN YETECEK MİKTARDA SU HACMİMİZ OLUŞTU"
Barajlardaki doluluk oranı hakkında bilgi veren Öztürk şöyle devam etti:
"Son zamanlardaki yağışlarla toprağın suya doyması ve karların erimesi sonrası yaklaşık 240 gün yetecek miktarda bir su hacmimiz oluştu. Yani son 1 ay içerisinde ciddi bir artış söz konusudur. Aktif olarak kullanacağımız 334 milyon metreküp suya baktığımızda bu da yaklaşık 240 günlük bir suya denk geliyor."
Ankara'ya günde yaklaşık 1 milyon 350 bin metreküp civarında su temin ettiklerini belirten Öztürk, "Önümüzde haziran, temmuz ve ağustos ayları var. Havalar ısınacak ve buharlaşma artacak. Dolayısıyla bu faktörler göz önüne alındığında yapılan hesaplamalarımızda 240 günlük bir rezervden bahsetmemiz doğru olacaktır. Toprağın doyması yer altı sularının yükselmesi, karların erimesi nedeniyle rezervlerimizdeki su miktarı bizi biraz mutlu edecek şekilde arttı" diye konuştu.
Tasarruflu su kullanımının önemine değinen Öztürk, yağışların azalması ve bilinçsiz su tüketiminin kaynakların her geçen gün azalmasına neden olduğunu öne sürdü.
Bilinçsiz su tüketiminin önüne geçmek için "Kademeli Su Tarifesi" uygulamasını hayata geçirmek istediklerini dile getiren Öztürk şunları kaydetti:
"30 büyükşehir belediyesinin 16'sında uygulanan 'Kademeli Su Tarifesi' uygulaması bir zorunluluk haline gelmiştir. Bu uygulama sayesinde, şehir şebekesine verilen suyun yüzde 52'sini tüketen yüzde 16'lık kesim, 10 metreküp üzerinde kademeli fatura sistemine dahil edilerek tasarrufa yönlendirilmiş olacaktır. Yani fazla kullanan, hor kullanan fazla ödeyecek."
Arıtma tesislerinde insani tüketim amacıyla arıtılarak hazırlanan içme sularının, tarımsal sulama amacıyla kesinlikle kullanılmaması gerektiğine dikkat çeken Öztürk, "Hobi bahçeleri ve tarım arazilerindeki su tüketim yoğunluğundan dolayı köy merkezlerinde çok ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır. Geçen yaz aylarında 100'ün üzerinde mahalleye tankerlerle içme suyu nakli gerçekleştirildi" dedi.
Su kaynaklarının doğru ve verimli kullanımının, su tasarrufu açısından büyük öneme sahip olduğunu ifade eden Öztürk, "Tarımda vahşi sulamadan kaçınmak zorundayız. Önceliğimizin halkın içme suyu olduğu bir süreçte, tarım ile ilgili sıkıntı yaşamamak adına gübreleme, ilaçlama ve aşırı sulamaya gerek duyulmayan susuz tarımın tercih edilmesi çok önemli" dedi.