Kıbrıs`ta, 16 Ağustos 1960`ta Rumların ve Türklerin ortaklığını esas alan "Kıbrıs Cumhuriyeti" fiilen kuruldu. Cumhuriyetin anayasası Kıbrıs Türklerinin siyasi haklarını garanti altına alıyordu ancak bu ortaklık fazla uzun sürmedi ve Rumlar, silah zoruyla Kıbrıs Türklerini yönetimden uzaklaştırdı.
- 1963 katliamı sırasında Rumlar tarafından tahrip edilen bir ev görülüyor.
Kıbrıs`ta 1960-1963 dönemi, Kıbrıs Cumhuriyeti`nin hukuken var olduğu dönem olmakla birlikte, Ada`da sorunlar devam etti. Rumlar başlangıçtan itibaren, Türk ve Rum ortaklığında kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti`ne inanmamışlar, kurulan düzeni Enosis (Kıbrıs`ın Yunanistan`a bağlanması) için bir sıçrama tahtası olarak görmüşlerdi.
- EOKA'cı militanlar ilk büyük katliamını, Lefkoşa'da bulunan Ayvasıl köyündeki Kıbrıs Türklerine karşı 23 Aralık 1963'te gerçekleştirdi. Bu köyde daha sonra toplu mezara ulaşıldı. (Arşiv)
Daha sonra Türkler, baskı ve silah zoruyla cumhuriyetten dışlandı. Rumlar, Ada`daki Türkleri, Enosis (Kıbrıs`ın Yunanistan`a bağlanması) hedeflerinin önündeki engel olarak görüyordu.
- EOKA'cı militanlar ilk büyük katliamını, Lefkoşa'da bulunan Ayvasıl köyündeki Kıbrıs Türklerine karşı 23 Aralık 1963'te gerçekleştirdi. Bu köyde daha sonra toplu mezara ulaşıldı. (Arşiv)
Bu hedefle 21 Aralık 1963`te Akritas adı verilen ve Türklerin Ada`dan yok edilmesini hedefleyen plan, Rum çeteler tarafından uygulanmaya başladı.
- Rumların katliamlarının ardından Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi Ada'ya Barış Gücü gönderme kararı aldı. Bugün Cumhurbaşkanlığı olarak kullanılan, dönemin Cumhurbaşkanlığı Muavinliği önünde BM askerleri görülüyor. (Arşiv)
Lefkoşa`nın Tahtakale semtinde 20 Aralık 1963 gecesi otomobillerine açılan ateş sonucu Kıbrıs Türkü Zeki Halil ve Cemaliye Emirali şehit edildi.
- 1963 yılında gerçekleşen katliamın ardından bir çok aile evlerini terk ederek, Kızılay tarafından kurulan çadırlarda veya okullarda yaşamlarını sürdürmek zorunda kaldı. (Arşiv)
Rum terör örgütü EOKA`cı militanlar ilk büyük katliamını, Lefkoşa`da bulunan Ayvasıl köyündeki Kıbrıs Türklerine karşı 23 Aralık 1963`te gerçekleştirdi. Bu köyde esir alınan 21 Kıbrıs Türkü, elleri bağlandıktan sonra katledildi ve toplu mezara gömüldü.
- Katliamlar sonucunda yüzlerce Kıbrıs Türk'ü evlerini, köylerini terk ederek göç etmek zorunda bırakıldı. (Arşiv)
Rum çeteleri, 24 Aralık 1963`te Lefkoşa`nın Kumsal bölgesindeki saldırılarına devam ederken, Kıbrıs`taki Türk Alayı`nda doktor olarak görev yapan Binbaşı Nihat İlhan`ın eşi ile 3 çocuğunu da vahşice katletti.
- Saldırılar sırasında Rumlar tarafından birçok ev, işyeri ve kamu binası tahrip edildi. (Arşiv)
Binbaşı İlhan`ın evinin banyo küvetinde eşi Mürüvet İlhan ve çocukları Murat, Kutsi ile Hakan, ölü olarak bulundu. Bu olay tarihe "Kumsal Katliamı" ya da "Banyo Katliamı" olarak geçerken, baskının yapıldığı ev daha sonra Barbarlık Müzesi adıyla ziyarete açıldı. Barbarlık Müzesi`nin restorasyonun çalışmaları şu anda TİKA tarafından yürütülüyor.
- 1963 yılındaki saldırıların ardından dönemin gazete kupürleri. (Arşiv)
KIBRIS DOSYASI SBZ SIYAH BEYAZ
Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi, Ada`ya Barış Gücü gönderme kararı aldı ve ilk BM Barış Gücü (BMBG) 14 Mart 1964 tarihinde Ada`ya geldi. Ancak BMBG`nin Ada`ya gelmesi de Rumların, Türklere yönelik saldırılarının önüne geçemedi. Rumlar 6 Ağustos 1964 tarihinde üniversite öğrencileri ile Erenköylü mücahitlerin savunduğu Erenköy`e EOKA lideri Yeoryos Grivas komutasındaki kuvvetlerle saldırıya geçti.
- Fotoğrafta Rum EOKA'cılar görülüyor. (Arşiv)
Rumların Erenköy çevresindeki kuşatmasını sona erdiren ise Türk Hava Kuvvetleri`nin gerçekleştirdiği uyarı uçuşları oldu. Bu muharebeler sırasında Yüzbaşı Cengiz Topel`in kullandığı F100F jeti, yerden isabet alarak düşürüldü.
- Rumlar tarafından gerçekleştirilen saldırılarda hayatını kaybedenler için cenaze töreni düzenlenmişti. (Arşiv)
Paraşütle atlamayı başaran Topel, indiği Rum köyü yakınlarında esir alındı. Rumlar tarafından işkenceyle öldürülen Yüzbaşı Topel, Cumhuriyet döneminin ilk hava harp şehidi oldu.
- 1963 yılında gerçekleşen katliamın ardından bir çok aile evlerini terk ederek, Kızılay tarafından kurulan çadırlarda veya okullarda yaşamlarını sürdürmek zorunda kaldı. (Arşiv)
Bu durum 15 Kasım 1967 tarihine kadar sürdü. 15 Kasım 1967 tarihinde Grivas komutasındaki Rum ve Yunan birlikleri Geçitkale`ye saldırarak katliam yaptı, 20`den fazla Türk öldürüldü.
- Rum çeteleri, 24 Aralık 1963'te Lefkoşa'nın Kumsal bölgesindeki saldırılarına devam ederken, Kıbrıs'taki Türk Alayı'nda doktor olarak görev yapan Binbaşı Nihat İlhan'ın eşi ile üç çocuğunu da vahşice katletti.
Bu olay tarihe "Kumsal Katliamı" ya da "Banyo Katliamı" olarak geçerken, baskının yapıldığı ev daha sonra Barbarlık Müzesi adıyla ziyarete açıldı. (Arşiv)
Türkleri silahla yok edemeyeceğini anlayan Makarios, 1967-1974 döneminde Türklere ekonomik ve sosyal baskılar uygulayarak Ada`dan göçe zorlama ve bu suretle asimile etme politikasını uygulamaya başladı.
Rum çeteleri, 24 Aralık 1963'te Lefkoşa'nın Kumsal bölgesindeki saldırılarına devam ederken, Kıbrıs'taki Türk Alayı'nda doktor olarak görev yapan Binbaşı Nihat İlhan'ın eşi ile üç çocuğunu da vahşice katletti.
- Bu olay tarihe "Kumsal Katliamı" ya da "Banyo Katliamı" olarak geçerken, baskının yapıldığı ev daha sonra Barbarlık Müzesi adıyla ziyarete açıldı. (Arşiv)
EOKA mensupları arasındaki görüş ayrılıkları, Türkiye`nin müdahalesinden endişe eden ve Kıbrıs Türklerini ekonomik yoldan bitirmeyi dileyen Rum lider Makarios ve daha hızlı sonuç alınmasını isteyen eski cuntacılardan oluşan EOKA-B mensuplarının karşı karşıya gelmesine sebep oldu.
- Katliamdan yıllar sonra Rum lider Makarios, EOKA'nın mücadelesini simgeleyen bir anıtın açılış törenine katılmıştı. (Arşiv)
Yunan Cuntası 1974`te Kıbrıs`ta darbe yaptı
- EOKA lideri Nikos Sampson, Yunan cuntasının desteğiyle 15 Temmuz 1974`te Kıbrıs`ı Yunanistan`a bağlamak amacıyla Makarios`a karşı darbe yaptı ve iktidarı ele geçirdi. Bu darbeyle Kıbrıs`ın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne kastedilmiş oldu. Türkiye, darbenin ardından 1960 Garanti Antlaşması gereği ilk aşamada diplomatik girişimleri önceledi. Bu noktada 17-18 Temmuz 1974`te Türkiye ile İngiltere arasında, darbenin ardından atılabilecek adımlara yönelik Londra`da görüşmeler de yapıldı. İstişarelere garantör devlet olarak Yunanistan da davet edildi ancak Yunanistan`daki cunta yönetimi görüşmelere katılmadı. Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit ile İngiltere Dışişleri Bakanı James Callaghan arasındaki görüşmelerde İngiltere`ye ortak müdahale teklifinde bulunuldu.
Saldırılarda yaşamını yitirenlerin yakınları büyük üzüntü yaşamıştı. (Arşiv)
20 Temmuz Barış Harekatı gerçekleşti
- Dönemin Başbakanı Ecevit ve Yardımcısı Necmettin Erbakan, İngiltere`nin olumsuz cevap vermesi üzerine, garantörlük hakkını kullanarak ve Ada`daki Türklerin güvenliğini de dikkate alarak 20 Temmuz 1974`te Kıbrıs Barış Harekatı`nın başlaması kararını aldı. Harekat, dünyaya Ecevit`in yaptığı tarihi, "Biz aslında savaş için değil, barış için ve yalnızca Türklere değil, Rumlara da barış getirmek için Ada`ya gidiyoruz." açıklamasıyla duyuruldu. Barış harekatıyla Kıbrıs`ın Yunanistan`a ilhakının önüne geçilirken Kıbrıs Türk halkının güvenliği ve varlığı güvence altına alındı.
Saldırılar sırasında Rumlar tarafından birçok ev, işyeri ve kamu binası tahrip edildi. (Arşiv)
Türkiye, 20 Temmuz 1974`te Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi`nin (BMGK) 353 sayılı kararı ile İngiltere ve Yunanistan`a "barışın yeniden tesisini sağlamak üzere müzakerelere başlama" çağrısında bulundu ve 22 Temmuz 1974`te harekatı durdurdu. Bunun üzerine garantör ülkeler, bir araya gelerek Kıbrıs meselesinin çözümü için görüşmelere başladı. 25 Temmuz 1974`te toplanan 1. Cenevre Konferansı, 30 Temmuz 1974`te imzalanan Cenevre Deklarasyonu ile son buldu.
- Saldırılar sırasında Rumlar tarafından birçok ev, işyeri ve kamu binası tahrip edildi. (Arşiv)
Deklarasyonda, Yunanistan ve Rumlar tarafından işgal edilen Türk bölgelerinin acilen boşaltılması ile Ada`da barışın ve anayasal düzenin yeniden tesisini teminen dışişleri bakanları arasında müzakerelere devam edilmesi öngörüldü. Öte yandan deklarasyonla Ada`da Kıbrıs Türk toplumu ile Kıbrıs Rum toplumu olmak üzere iki özerk yönetimin mevcudiyeti ilkesel olarak tanındı.
- Saldırılar sırasında Rumlar tarafından birçok ev, işyeri ve kamu binası tahrip edildi. (Arşiv)
İkinci harekat "Ayşe tatile çıksın" parolasıyla başladı
Konferansın 8 Ağustos`ta başlayan ikinci aşamasında, Yunanistan, Ada`da yeni anayasal düzenin kurulmasına yönelik tüm teklifleri reddetti ve anayasaya ilişkin varılacak bir uzlaşma için Türk birliklerinin geri çekilmesini ön koşul olarak ileri sürdü. Ayrıca ikinci toplantıya kadar Rum ve Yunan askerlerinin, Türklerin bulunduğu bölgeden çekilmeleri gerekiyordu ancak çekilmedikleri gibi saldırılar da sürdü. 2. Cenevre Konferansı görüşmelerinden de bir sonuç çıkmayınca 14 Ağustos`ta "Ayşe tatile çıksın" parolasıyla Kıbrıs Barış Harekatı`nın ikinci aşaması başladı ve 16 Ağustos`ta ateşkes ilan edildi.
- Saldırılar sırasında Rumlar tarafından birçok ev, işyeri ve kamu binası tahrip edildi. (Arşiv)
Türkiye`nin başlattığı harekat başarıyla sonuçlanırken Ada`da yaşayan Kıbrıs Türk halkının güvenliği de sağlandı ve Ada`ya barış hakim oldu. İkinci harekat sırasında geri çekilen Rum askerleri, geçtikleri Türk köylerini yakarak silahsız insanları katletti. Toplu katliamlar ve mezarlar, harekatın bitiminde ortaya çıkarıldı. Kıbrıs Barış Harekatı sırasında, Türk ordusu 498 şehit verirken Kıbrıs Türk tarafı ise 70`i mücahit, 270 kişiyi kaybetti. Kıbrıs Türkleri genel olarak ise 1672 şehit verdi.
- Saldırılar sırasında Rumlar tarafından birçok ev, işyeri ve kamu binası tahrip edildi. (Arşiv)
Harekatın ardından Kıbrıs Türkleri kendi yönetimlerini kurdu
- Kıbrıs`ta mevcut sınırların çizilmesine olanak sağlayan harekattan hemen sonra Kıbrıslı Türkler, 1 Ekim 1974`te Otonom Kıbrıs Türk Yönetimi`ni kurdu. Ardından Kıbrıs Türklerinin devlet yapısını kökleştirme, anayasa yapma ve çok partili sisteme geçme gibi tecrübeler yaşadığı Kıbrıs Türk Federe Devleti (KTFD) 13 Şubat 1975`te ilan edildi.
Saldırılar sırasında Rumlar tarafından birçok ev, işyeri ve kamu binası tahrip edildi. (Arşiv)
KKTC`nin ilanı, Kıbrıs Türk halkının Ada`daki siyasi yaşamını devlet olgusuyla dünyaya ilan ettiği önemli bir dönüm noktası olurken Kıbrıs Türk halkının kendi kaderini tayin etme hakkı da ilan edilmiş oldu. KKTC`de, 21-25 Aralık tarihlerinde Milli Mücadele ve Şehitler Haftası dolaysıyla, Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesinde hayatını kaybedenler, tören ve etkinliklerle anılıyor.
- EOKA'cı militanlar ilk büyük katliamını, Lefkoşa'da bulunan Ayvasıl köyündeki Kıbrıs Türklerine karşı 23 Aralık 1963'te gerçekleştirdi. Bu köyde daha sonra toplu mezara ulaşıldı. (Arşiv)