Paris Anlaşması'nı onaylayarak iklim değişikliğiyle mücadeledeki adımlarını hızlandırmayı planlayan Türkiye'nin küresel emisyonlardaki payı geçen yıl yüzde 1 olarak hesaplandı, emisyonların yüzde 64'üne 10 "kirletici" ülke yol açtı.
BENZERİ GÖRÜLMEMİŞ ARTIŞ
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nin (IPCC) bu yıl 234 bilim insanının katkısıyla yayımladığı rapora göre, insan faaliyetleri kaynaklı emisyonlar nedeniyle küresel ısınma son 2 bin yılda benzeri görülmemiş şekilde arttı.
Mevcut durumda 1 derecenin üzerinde ısınan gezegen için en büyük tehdit olan emisyonların 2030'a kadar yarıya, 2050'ye kadar ise sıfır seviyesine indirilmesi gerekiyor. Küresel sıcaklık artışını Paris Anlaşması kapsamında 1,5 dereceyle sınırlandırmak için emisyonların azaltılmasına yönelik iddialı ve acil önlemlerin alınmasına ihtiyaç duyuluyor.
EMİSYONLARIN YÜZDE 26,8'İ ELEKTRİK SEKTÖRÜ KAYNAKLI
İklim ve Enerji Çözümleri Merkezi ve Climate Trace verilerinden derlediği bilgilere göre, insan faaliyeti kaynaklı küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 76'sı karbondioksit, yüzde 16'sı metan, kalan yüzde 8'i ise azot oksit ve diğerlerinden kaynaklanıyor.
Küresel emisyonlar son 70 yılda hızla artarken 1990'da 35 milyar ton karbondioksit eş değeri olan emisyon salımı 50 milyar ton seviyesine kadar çıktı.
Dünyada geçen yıl 50,6 milyar ton karbondioksit eş değeri emisyon salımı gerçekleşirken bu emisyonların yüzde 26,8'i elektrik, yüzde 19,2'si imalat, yüzde 13,5'i ulaşım, yüzde 12,7'si tarım, yüzde 10,8'i petrol ve gaz, yüzde 8,4'ü ise binalardan kaynaklandı.
Atık sektörü, emisyonların yüzde 6,5'ine ve denizcilik sektörü ise yüzde 2'sine yol açtı.
Özellikle elektrik üretim ve ulaşım sektöründe fosil yakıtların yoğun kullanılması küresel ısınmanın en önemli nedenleri arasında yer alırken kömür başta olmak üzere fosil yakıt kullanımının sonlandırılması, sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlandırmak için kritik önem arz ediyor.
KÜRESEL EMİSYONLARIN EN BÜYÜK SORUMLUSU ÇİN
Dünyanın en büyük kömür üreticisi ve tüketicisi konumunda bulunan Çin, küresel emisyonların yüzde 26,9'una (13,63 milyar ton karbondioksit eş değeri) neden oldu.
Çin'i yüzde 12,2 (6,18 milyar ton karbondioksit eş değeri) ile ABD ve yüzde 7,35 (3,72 milyar ton karbondioksit eş değeri) ile Hindistan izledi.
Küresel emisyonların yüzde 4,8'ine (2,43 milyar ton karbondioksit eş değeri) Rusya, yüzde 2,8'ine (1,42 milyar ton karbondioksit eş değeri) Endonezya neden oldu.
Bu ülkeleri yüzde 2,6 ile Japonya, yüzde 2,4 ile Brezilya, yüzde 1,65 ile Almanya, yüzde 1,63 ile İran ve yüzde 1,52 ile Kanada takip etti.
TÜRKİYE 16. SIRADA
Söz konusu 10 ülke küresel emisyonların yaklaşık yüzde 64'üne yol açtı.
Türkiye, geçen yıl 530 milyon ton karbondioksit eş değeri emisyon salımıyla küresel emisyonlarda yüzde 1 paya sahip oldu ve dünyada 16'ncı sırada yer aldı.
Türkiye'deki emisyonların yüzde 24,1'i elektrik sektöründen kaynaklandı, yüzde 21,2'sini imalat, yüzde 15,8'ini ulaşım, yüzde 13,8'ini binalar, yüzde 11,1'ini atık, yüzde 9,3'ünü tarım, kalan yüzde 4,7'lik kısmını ise denizcilik, petrol ve doğal gaz sektörleri oluşturdu.
Gelecek ay onaylayacağı Paris Anlaşması ile iklim değişikliğiyle mücadelede yeni bir döneme giren Türkiye, daha önce verdiği taahhüt kapsamında emisyonlardaki artışı yüzde 21 azaltmayı taahhüt ediyor. Türkiye'nin anlaşmayı onayladıktan sonra emisyon azaltımına yönelik yeni bir hedef belirlemesi bekleniyor.
Dünya'yı en çok kirleten ülkenin Çin olduğu açıklandı: Peki Türkiye'nin küresel emisyonlardaki payı ne kadar? - 12
Our World in Data verilerine göre, emisyonların ülkelere göre dağılımı 1800'lü yıllardan beri büyük çapta değişiklik gösterdi.
Mevcut durumda küresel emisyonların yüzde 0,9'undan sorumlu olan Birleşik Krallık, 1888'e kadar dünyada en fazla emisyon salımı yapan ülke olarak ilk sırada yer aldı. ABD, 1888 itibarıyla emisyon salımında İngiltere'nin önüne geçti.
Küresel emisyonların çoğunu oluşturan Asya ülkelerinde ise emisyon artışı 1950'den sonra hızlandı ve Çin, yıllık emisyon salımında ABD'yi geride bırakarak "en büyük kirletici" unvanını aldı.
Öte yandan 1751-2017 dönemindeki kümülatif emisyonların yüzde 25'ini ABD, yüzde 22'sini Avrupa Birliği ülkeleri ve yüzde 12,5'ini Çin oluşturdu.