• $32,3665
  • 34,9806
  • 2325.27
  • 9079.97
14 Kasım 2020 Cumartesi 07:00 | Son Güncelleme:

'Organ nakli bekleyenler zor durumda'

'Organ nakli bekleyenler zor durumda'
- GÜLCAN TEZCAN / gulcantezcann@gmail.com

Pandemi, organ bağış oranının zaten düşük olduğu İstanbul bölgesinde organ bağışını durma noktasına getirdi. Genel Cerrahi Uzmanı Prof.Dr. Murat Dayangaç, bu durumun özellikle canlı vericisi olmayan ve hayatı ölmüş kişilerden yapılacak organ bağışlarına bağlı olan hastaları çok zor durumda bıraktığına dikkat çekiyor.

Covid 19 pandemisi herkesin hayatını derinden etkiledi kuşkusuz. Ancak bazıları için bu etkiler ‘hayatî’ noktalara ulaştı. Organ nakli bekleyenler yoğun bakım servislerinin neredeyse tamamının covidli hastalarla dolduğu, hastaneye gitmenin risk halini aldığı böyle bir ortamda pek çok soru ve sorunla karşı karşıya. Nakil yapan hekimler ve hastalar açısından pandemide organ naklinin zorluklarını Medipol Hastanesi Organ Nakli Merkezi Genel Cerrahi Uzmanı Prof.Dr. Murat Dayangaç’la konuştuk.

Pandemi süreci organ bağışını nasıl etkiledi?

Covid-19 pandemisi, tüm dünyada organ bağışı ve bu bağışlar ile gerçekleştirilen kadaverik organ nakillerini önemli ölçüde etkiledi. Bundaki en önemli etkenler, organ bağışı yapılan beyin ölümü gerçekleşmiş kişilerin izlendiği Yoğun Bakım Ünitelerinin aynı zamanda Covid’li hastaların da tedavisi için kullanılıyor olması, verici olacak kişilerin Covid taşımadığından emin olunması konusundaki zorluklar ve pandemi sürecinde organ çıkarım ekiplerinin güvenliğinin sağlanması konusundaki kaygılar.

Bu süreçte kadaverik nakillerin sık yapıldığı ve pandeminin ağır seyrettiği İtalya ve Amerika’dan gelen veriler, özellikle Mart ve Nisan aylarında nakil sayılarının yarı yarıya azaldığını, ancak sonrasında eski sayılara ulaşıldığını gösteriyor. Buna karşılık, Türkiye gibi zaten organ bağışının düşük olduğu ülkelerde sınırlı oranda gerçekleştirilen kadaverik nakiller durma noktasına geldi. Mesela organ bağış oranının zaten düşük olduğu İstanbul bölgesinde yer alan merkezimize, Ocak 2020’den sonra Ulusal veya Bölgesel Koordinasyon Merkezinden bir tek organ sunumu bile yapılmadı. Bu durum, özellikle canlı vericisi olmayan ve hayatı tamamen ölmüş kişilerden yapılacak organ bağışlarına bağlı olan hastaları çok zor durumda bırakıyor.

ORGAN NAKLİNDE YENİ KRİTER VE ÖNCELİKLER

Covid tedavisi görenlerin vücudunda bir takım hasarların oluştuğuna dair bulgular var. Bu durumda organ nakli yapılacağı zaman yeni bir takım kriterler aranacak mı?

Organ yetmezliği nedeniyle nakil olması gereken hastalarda Covid enfeksiyonunun normal bireylere göre daha ağır seyrettiğini biliyoruz. Covid enfeksiyonu sonrası sıkça görülen halsizlik, baş dönmesi, anksiyete, kas ve eklem ağrıları gibi durumlar nakil için engel değil. Ancak hastaların yaklaşık yüzde 10’unda kalıcı solunum ve kalp-damar hastalığı bulguları geliştiği bildiriliyor. Aslında organ nakli süreçleri açısından aktif Covid enfeksiyonu durumunun belirlenmesi daha önemli bir kriter. Semptomu bulunmayan Covid’li hastalarda herhangi bir cerrahi işlemden sonra bile hastalığın semptomlu hale geldiği ve hatta ağır enfeksiyon görülebildiği biliniyor. Organ nakli gibi hem büyük, hem de sonrasında bağışıklığı baskılayan tedavi verilen bir ameliyattan önce hastada Covid olmadığının çok iyi kontrol edilmesi gerekir. Bu durum, sadece hasta için değil, sağlıklı canlı vericisi için de geçerli.

Organ nakli gibi hassas süreçler pandemide nasıl yönetilecek?

Pandemi başladığında organ nakli ile uğraşan herkesin aklındaki en önemli soru buydu. Bir taraftan sağlık sistemimizin bu salgın ile başa çıkıp çıkamayacağı konusunda kaygı duyarken, diğer yandan organ nakli olan veya nakil hazırlığı yapılan hastaların tedavi ve takip süreçlerini düşünmemiz gerekti. Ayrıca gerek organ yetmezliği gerekse kanser nedeniyle nakil listesinde olan, hem de yakın takip gerektiren hastaların tedavi süreçlerinin aksayacağı ve bu nedenle pek çok hastanın hayatını kaybedeceği konusunda endişeler vardı. Üyesi olduğumuz ulusal ve uluslararası dernekler bu konuda aktif rol oynayıp sağlık çalışanlarına yol gösterebilmek amacıyla kılavuzlar çıkardı. Yine bu dernekler aracılığıyla uluslararası katılımlı video konferanslar düzenlendi. Bu dönemde yüksek Covid enfeksiyonu oranlarına sahip Wuhan, Kuzey İtalya, İspanya ve Güney Kore’de nakil programlarının durdurulmamış olduğunu biliyoruz. Ancak tüm dünyada organ nakli uygulamalarında, kadaverik vericilerden nakil alıcılarına ve sağlık çalışanlarına Covid bulaşının azaltılması, hastanelerde Covidsiz bir nakil ortamının sağlanması, nakil sonrası bağışıklığı baskılanmış hastaların takibi ve tedavisi için kısa sürede çok sayıda yeni kural uygulamaya kondu. Elbette her ülkenin, hatta her merkezin koşulları birbirinden farklı olduğu için, biz bu kılavuzları hastaların yararına olacak şekilde uygulamayı benimsedik. Her şeyden önce güvenli bir nakil süreci için yeterli sayıda ve korunmuş yoğun bakım yatağının ve korunmuş ünitelerin (Transplant servisi, Radyoloji ünitesi, girişimsel radyoloji ünitesi, Covid-19 ile ilişkili servislerde görev yapmayan sağlık çalışanı ve yardımcı personel bulunması gibi) bulunmasını öncelikli şart olarak değerlendirdik. 

Covid-19 pandemisi, tüm dünyada organ bağışı ve bu bağışlar ile gerçekleştirilen kadaverik organ nakillerini önemli ölçüde etkiledi.

NAKİL İÇİN COVİD’SİZ PATİKA OLUŞTURULMALI

Bu noktada sorulan ikinci bir soru da Covid ortamında nakil olmanın canlı vericiler için oluşturduğu risk konusu. Burada nakil yapılan kurumda “Covid’siz bir patika” oluşturulması konusu önem kazanıyor. Medipol Üniversitesi olarak bizim bu sürece iyi hazırlandığımızı düşünüyorum. Üç ana hastane binasından bir tanesi ve üç Yoğun Bakım ünitesinden bu bina ile doğrudan bağlantılı olan bir tanesi, Covid hastalarının bakımı için yeniden düzenlendi. Aynı zamanda Covid şüphesi taşıyan hastaların görüleceği poliklinikler de normal hastane düzeninden ayrıldı. Organ nakli hastalarının yattığı servis, ayaktan geldikleri poliklinik ve buralarda görevli sağlık çalışanları da Covid ile ilgili herhangi bir görevin dışında tutuldular. Tüm bunlara organ nakli ameliyatlarının yapıldığı ameliyathaneler ve bu ameliyatlarda yer alan sağlık çalışanlarının da korunması eklenince güvenli bir çalışma ortamına sahip olduk. Bir başka önemli soru da kadaverik nakil için bekleme listesinde olan hastaların organ bulma şansı konusunda geliyor. Elbette bu hastalar için umut çok daha azalmış durumda. Covid sürecinde Türkiye’de ölmüş kişilerden yapılan nakillerde görülen ciddi azalış, bekleme listesindeki tüm hastaları, en çok da tek nakil şansı kadaverik verici olan kalp ve akciğer nakli bekleyen hastaları etkileyecek.

Yeni organ nakli olanlar Covid’e yakalanmamak için nelere dikkat etmeli?

Aslında yeni organ nakli olanların Covid’e yakalanmamak için yapması gerekenler, toplumun geri kalan bireylerinden farklı değil. Nakil sonrası özellikle ilk 3 ay, her türlü enfeksiyon için yüksek riskli kabul edilir. Biz bu dönemde bütün hastalarımıza sosyal izolasyon, el hijyeni ve maske kullanımını rutin olarak önermekteydik. Şimdi bu öneriler süresiz hale gelmiş durumda.

Bu süreçte nakil olan hastaları taburculuk öncesi bilgilendirirken, hem kendilerini, hem de birlikte yaşayacakları aile bireylerini Covid’e yönelik daha dikkatli olmaları konusunda uyarmayı önemsiyoruz.

Ayrıca nakil sonrası poliklinik kontrollerinde de mümkün olduğunca uzaktan iletişim sağlamayı ve ancak gerçekten gerekli olduğunda hastanede yüz yüze görüşme yapmayı tercih ediyoruz. Mart 2020’den beri elde ettiğimiz deneyim, nakil sonrası ister erken dönemde, isterse geç dönemde olsun nakil olan hastalarda Covid enfeksiyonunun başlangıçta ön görüldüğü kadar ağır seyretmediğini gösteriyor. Geçtiğimiz 8 aylık süreçte karaciğer nakli sonrası Covid’e yakalanan 8 hastadan sadece aşırı kilolu ve hipertansiyonu olan bir tanesini kaybettik. Diğer hastaların hiç birinde önemli bir sağlık sorunu yaşanmadı.

Şu ana kadar Covid ve organ nakli konusunda dünyada yapılan çalışmalar, bulgular, yaşanan vakalar?

Organ nakli hastalarında Covid enfeksiyonu konusunda dünyada çok sayıda veri yayınlanmış durumda. Ancak salgının başlangıcında bu yana geçen sürenin kısa olması nedeniyle genellikle tek merkeze ait kısıtlı sayıda hasta verisinin yayınlandığını görüyoruz. Bu veriler, yayınlandıkları ülkenin durumuna göre de farklılık gösterebiliyor.

Bugüne dek elde edilen bilgiler, organ nakli hastalarının Covid’e yakalanma olasılığının genel topluma göre daha yüksek olduğu ve beklendiği şekilde hastalığın toplumdaki bireylere göre daha ağır seyrettiği yönünde. Nakil sonrası kısa veya uzun zaman geçmiş olması, sonuçları önemli şekilde etkilemiyor. Daha büyük çapta ve genelleştirilebilir bilgiler elde edilebilmesi için dünya genelinde 2000’e yakın hastanın kaydedildiği bir Uluslararası Organ Nakli Veri tabanı oluşturulmuş durumda. Ancak daha güvenilir analizler yapılabilmesi için henüz zamana ihtiyaç var.  

ZOR SORU: BEKLEMEK Mİ DOĞRU YOKSA PANDEMİYE RAĞMEN ORGAN NAKLİ Mİ?

Organ nakli bekleyen hastaların Covid-19 konusunda size en sık sorduğu sorular, endişeleri neler?

Yalnızca hastaların değil organ nakli hekimlerinin de en sık sorduğu sorulardan biri, organ yetmezliği olan hastaların Covid ortamında beklemesinin mi, yoksa nakil olmasının mı daha riskli olacağıydı. Böbrek nakli hastaları için bu sorunun yanıtı, başlangıçta diyalizde beklemenin daha doğru olacağı yönündeydi. Ancak sürekli diyaliz merkezlerine gitmek durumunda olan ve çoğunda eşlik eden diyabet, hipertansiyon gibi ek sağlık sorunları olan bu hastalarda Covid enfeksiyonuna bağlı ölümlerin çok daha yüksek olduğu görüldü. Ayrıca başlangıçta özellikle İtalya’dan gelen veriler, organ nakli olan hastalarda Covid enfeksiyonuna bağlı ölüm riskinde iki kata kadar artış görülürken, organ yetmezliği olanlarda bu oranın dört katın üzerinde olduğunu gösterdi. Bu durum, özellikle canlı böbrek vericisi olan hastalar için nakil seçeneğini daha ön plana almamıza neden oldu. Karaciğer naklinde ise durum farklı. Karaciğer yetmezliği ya da karaciğer kanseri olan hastalarda zaman kazandıracak bir ara tedavi seçeneği bulunmadığından nakil yapmadan beklemeyi önermek mümkün değil. 

Murat Kurum, BAYKAR'ı ziyaret etti: Türkiye'nin geleceğine olan inancım arttı
Murat Kurum, BAYKAR'ı ziyaret etti: Türkiye'nin geleceğine olan inancım arttı

Murat Kurum, BAYKAR'ı ziyaret etti: Türkiye'nin geleceğine olan inancım arttı

Diyarbakırlı Saliha Gündüz'ün Başkan Erdoğan sevgisi: O anları 24 TV'ye anlattı
Diyarbakırlı Saliha Gündüz'ün Başkan Erdoğan sevgisi: O anları 24 TV'ye anlattı

Diyarbakırlı Saliha Gündüz'ün Başkan Erdoğan sevgisi: O anları 24 TV'ye anlattı

Belçika'dan terör provokasyonlarına ilişkin açıklama: PKK Avrupa'da tanınmış bir terör örgütüdür
Belçika'dan terör provokasyonlarına ilişkin açıklama: PKK Avrupa'da tanınmış bir terör örgütüdür

Belçika'dan terör provokasyonlarına ilişkin açıklama: PKK Avrupa'da tanınmış bir terör örgütüdür