• $32,3263
  • 35,09
  • 2282.05
  • 8991.78
10 Eylül 2021 Cuma 18:51 | Son Güncelleme:

“Kötülüğün kaynağı iyilerin kayıtsızlığıdır”

“Kötülüğün kaynağı iyilerin kayıtsızlığıdır”
- GÜLCAN TEZCAN / gulcantezcann@gmail.com

Demokrat Parti iktidarında Ulaştırma, Bayındırlık ve Milli Eğitim Bakanlığı görevinde bulunan, önemli projelere imza atan Tevfik İleri'nin 27 Mayıs darbesiyle Yassıada'ya sürgün edilişi ve ailesinin başından geçen olayların anlatıldığı TRT Ortak Yapımı "Elli Kelimelik Mektuplar" filmi darbelerle insanlara nasıl ağır bedeller ödetildiğini konu ediyor.

Başlangıçta dizi olarak gündeme gelen proje Sadık Yalsızuçanlar'ın "Vefa Apartmanı" kitabından uyarlanmış. Darbe günlerini Tevfik İleri ve ailesini merkeze alarak anlatan "Elli Kelimelik Mektuplar", 1960 İhtilalini gerçekleştiren cuntacıların darbe sonrası kurdukları düzmece mahkeme ve yargılama sürecini, yargılamanın devam ettiği 15 ay boyunca Demokrat Partili devlet adamlarına reva görülen işkenceleri de gözler önüne seriyor.

Bugün bazı muhalif ağızlardan yeniden duymaya başladığımız, sosyal medya kalemşörlerinin her fırsatta iktidara yönelik olarak tekrarladığı 'yargılanacaksınız' ifadesi filmde cuntaya destek veren Anayasa Profesörü Belkıs Türkkan karakteri ağzından darbeyi meşrulaştırmak üzere kuruluyor. 15 Temmuz darbe girişimi başarıya ulaşsaydı neler olurdu diye merak edenlerin bu filmi o gözle izlemelerinde fayda var. Üstelik film, slogan atmadan, bir insan hikâyesi üzerinden bir darbenin nasıl kurgulandığını, insanlara nasıl ağır bedeller ödetildiğini de hatırlatıyor.

Filmin yapımcısı İbrahim İbrahim Elma, filmin basın gösteriminin ardından "Olayın kendisi çok trajik. Konuşmalar, mektuplar her şeyi anlatıyor. Ortada Türkiye darbelerinin pusulası var. Bu darbe akabinde birçok darbeyi tetikledi. Ama biz seyirciyi bu hikâyenin siyasal boyutundan öte biraz daha insanî boyutuna çekmeye çalıştık. Bu da çok mühim. Çünkü bu darbe ile ilgili şöyle düşünülüyor '27 Mayıs oldu karar verildi idam edildi.' Ama on beş aylık bir manipülasyon süreci ve bu süreçte bir yıldırma politikası var. Bu 15 ayda yaşananlar çok önemliydi. Görünürde bir başbakan ve bakanlar idam edildi ama gerisinde de birçok insan öldü, sorguda öldürüldü. Bu çok uzun bir süreçti ve bu süreçte müthiş dramlar yaşandı. Bu gerçeklere olabildiğince yaklaşmaya çalıştık." diyerek darbe sürecine nereden yaklaştıklarını özetliyor.

SİNEMAMIZDA BİR İLK

Elli Kelimelik Mektuplar 1960 İhtilali'ni anlatan yanılmıyorsam ve ne acıdır ki ilk sinema filmi. Yakın tarihinde çok sayıda askeri darbeye maruz kalmış bir ülkeyiz. Milyonlarca insanın hayatında onulmaz yaralar açan, ağır travmalar yaşatan, demokrasiyi on yılda bir kesintiye uğratarak ekonomik açıdan zayıf, dışa bağımlı bir ülke haline gelmemize sebep olan darbelerin sinemamıza yansıması ise başlı başına bir tartışma konusu.

Bilhassa 12 Eylül darbesi üzerine çokça film üreten yönetmen ve yapımcılar söz konusu bir başbakan ve iki bakanın asılması ile neticelenen 1960 darbesi olduğunda aynı hevesle kamera arkasına geçmiyor, belki de geçemiyor. Star Açık Görüş'te yayınlanan 'Çok darbe yedik az film çektik' başlıklı bir yazımda "Bu coğrafyadaki en temel çatışma konularından biri olan darbelerin nedeni, niçini, oluş sürecini ele alan, toplumsal hayatta nasıl kırılmalara, gerilemelere, kopuşlara ve ayrışmalara yol açtığına dair esaslı filmlere ciddi ihtiyaç var. Zira darbelerin kimi durumlarda 'haklı' olduğunu düşünen sinemacıların yaptığı filmlerle ülkenin hakikatine ve demokratikleşme sürecine katkı sağlamak pek de mümkün görünmüyor." demiştim. Yeşilçam sineması ve 1990'lar sonrası ortaya çıkan Yeni Türk Sineması'nın 1960 ihtilalini görmezden gelmesine ilişkin olarak da "Elbette darbeyi takip eden yıllarda uygulanan ihtilali eleştirilenlere dönük gizli ve açık sansür bunda etkili olsa da kanımca en büyük etken sinemacıların çoğunun 27 Mayıs'ı destekliyor oluşuydu. Bugün hâlâ 27 Mayıs darbesini ve o dönemi ele alan, tartışan, hikâyesini darbe sürecinde bireysel ya da toplumsal anlamda yaşanan travmalar üzerine bina eden bir film çekilemeyişinin nedeni de çok farklı değil. 12 Eylül darbesinin solcuları hedef alan bir askeri dikta olduğu inancını taşıyarak bu bakış doğrultusunda onlarca filme imza atanlar mevzu ülkenin seçilmiş başbakanını idama götüren darbeye geldiğinde sıra sus pus olabiliyorlar. Uzun yıllardır bu döneme dair film çekmenin hayalini kuran Hülya Koçyiğit ve Tunç Başaran'ın projelerini hayata geçirememiş olmalarının ayıbı da Adnan Menderes'in siyasi mirasının takipçisi olduğunu söyleyen sağ ve muhafazakar iktidarlara ait." cümlelerini kurmuştum. Bu açıdan 50 Kelimelik Mektuplar'ın TRT yapımcılığında çekilen bir film olması umut ve memnuniyet verici.

BEYAZPERDE'DE CELALETTİN ÖKTEN SÜRPRİZİ

Filme dönersek, başrollerinde İlker Kızmaz, Tekin Temel, Gizem Karaca, Derya Alabora, İlhan Şeşen ve Zafer Kırşan'ın rol aldığı yapım oyunculuklar, atmosfer ve müzikleri ile izleyeni yormadan meselesini anlatıyor. Demokrat Partililerin yargılanma sahnelerinde flashbacklerle isnat edilen suçların neye tekabül ettiği de ortaya konuluyor. Vatana ihanet suçu ile idamla yargılanan kabine üyelerinden Tevfik İleri'ye yönelik en önemli ithamlardan biri de İmam Hatip Okulları'nın açılmasında etkin rol oynaması. Celalettin Ökten'in İmam Hatip Okulları projesi için Ankara'da Tevfik İleri ile görüşmesi ve sonrasında Adnan Menderes'in başkanlık ettiği komisyonda konunun tartışılması, projenin onaylanması filmde detaylı sahnelerle yer alıyor. Bu anlamda İmam Hatip Okulları ile ilgili 'ölü yıkayıcılar' yakıştırmasının kimlerin dilinden döküldüğü ve Demokrat Parti'nin bu okullara onay vererek nasıl bir zihniyete savaş açtığını da acı acı hatırlıyoruz filmi izlerken.

Tevfik İleri'nin avukatının söylediği "Kötülüğün kaynağı zalimlerin zulmünden çok iyilerin kayıtsızlığıdır." cümlesi ise filmin kilit noktalarından biri bana göre. Zira Demokrat Partililer düzmece haberler kaynak gösterilerek oluşturmuş iddianamelerle 15 ay boyunca yargılandı. Ancak halk cuntacılara karşı duracak gücü kendinde bulamadı. Bu korkunç kara lekenin demokrasi tarihimize sürülmesine bir anlamda göz yumdu. O yüzdendir ki 15 Temmuz'da sokağa çıkan vatandaşların pek çoğunun ağzından 'Adnan Menderes'e engel olamadık, bu kez izin vermeyiz' sözleri döküldü.

Hâsılı kelam, 1960 darbesine dair daha çekilecek çok film, yazılacak çok roman, hikaye ve şiir var. 50 Kelimelik Mektuplar anlamlı bir girizgâh olsun...

  • demokrat parti
  • tevfik ileri
  • ulaştırma bayındırlık ve milli eğitim bakanlığı
  • celalettin ökten
  • elli kelimelik mektuplar
Deprem uzmanlarından korkutan İstanbul uyarısı! Riskli ilçeleri açıkladılar
Deprem uzmanlarından korkutan İstanbul uyarısı! Riskli ilçeleri açıkladılar

Deprem uzmanlarından korkutan İstanbul uyarısı! Riskli ilçeleri açıkladılar

Çin, 'Türkiye rekor kırdı' diyerek duyurdu! 'NATO ülkelerinden Ortadoğu'ya kadar...'
Çin, 'Türkiye rekor kırdı' diyerek duyurdu! 'NATO ülkelerinden Ortadoğu'ya kadar...'

Çin, 'Türkiye rekor kırdı' diyerek duyurdu! 'NATO ülkelerinden Ortadoğu'ya kadar...'

Türkiye'den Gazze'ye yardım eli: Bugün yola çıkacak
Türkiye'den Gazze'ye yardım eli: Bugün yola çıkacak

Türkiye'den Gazze'ye yardım eli: Bugün yola çıkacak