• $32,3166
  • 35,1379
  • 2293.17
  • 9060.7
4 Nisan 2020 Cumartesi 08:01 | Son Güncelleme:

Karla'da kukla sanatı sinemayla buluştu

Karla'da kukla sanatı sinemayla buluştu
- ALİ DEMİRTAŞ / ali.demirtas@aksam.com.tr

Prof. Dr. Ceyhan Kandemir, ilk uzun metrajlı filmi Karla, kukla sanatı ile sinemayı bir araya getiriyor. Kukla sanatçısı bir babanın kızıyla olan yaşam hikayesine odaklanan filmle ilgili Prof. Kandemir, “Kukla sanatı ile tiyatrosunu bir sinema filmi içinde incelikli bir anlatım tarzıyla buluşturmaya çalıştık” diyor.

İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ceyhan Kandemir’in yönettiği, senaryosunu ise İranlı sanatçı Nafiseh Laleh’in kaleme aldığı Karla adlı uzun metrajlı bağımsız film; kızı Karla ile birlikte yaşayan kukla sanatçısı bir babanın yaşam hikâyesine ve kızıyla olan iletişimine odaklanıyor. Kukla tiyatrosu işleten ve aynı mekânda yaşamını sürdüren bu baba ve kız, filmin başından beri birlikte sahneleyecekleri tiyatro oyununa hazırlanmaktadır. 

Bu dönemi Karla’nın hayatını keşfetme süreci ile besleyen film, teknik olarak eksiklikler barındırsa da özgün bir hikâye olarak sinemaseverlerin karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Öte yandan filmde dikkat çeken detay ise İranlı besteci Mahdi Vojdani tarafından bestelenen orijinal müziği.

Filmiyle ilgili olarak konuştuğumuz Prof. Dr. Ceyhan Kandemir, Karla’nın yolculuğundan şöyle bahsediyor: “Karla filmi; kızımın ilgi duyduğu bir kukla tiyatrosundaki atölye çalışmalarına katılmamız ile başladı. Bu atölyeleri düzenleyen kukla sanatçısının çalışmalarını gözlemleyerek fikirler geliştirdim.

Kukla karakterlerinin üretim süreci, hikâye yazımı ve oyunlaştırılması bizi uzun metraj bir sinema filmine sürükledi. Filmimizi gerek ulusal gerekse de uluslararası film festivallerine yolladık ancak ‘mutlaka ödül almalıyız’ gibi bir yaklaşımla yola çıkmadık. Benim için hikâyesi ve anlatım dili güçlü, özel bir film Karla. Hiçbir ekonomik destek almadığımız bağımsız bir sanat filmi. Ticari hiçbir kaygı olmadan filmimizi mümkün olduğu kadar görünür kılmak ve ilgili izleyici kitlesiyle buluşturma çabamız var.”

KIZIMIN OYNAMASI BENİM İÇİN AYRICA BİR GURUR

Kandemir, kızının bu filmde oynaması hakkında şunları söylüyor: “Kızımın adı da Karla. Yapım ekibiyle yaptığımız toplantılarda filmin isminin de Karla olmasına karar verdik. Niye bu filmde oynadı? Biraz önce bahsettiğim kukla atölyelerine katılımı ve ilgisi ile küçük yaşlardan itibaren aldığı drama dersleri bu kararımıza etki etti. İlk prova çekimlerinde rahatlıkla bu rolü başarabileceğini gördük. Tabii bu durum beni ayrıca çok mutlu etti, kendi kızımla benim de ilk uzun metraj sinema filmimde çalışma gururu ve heyecanı bizler için bu projeyi özel kılan nedenlerden.” Kandemir, filmin vermek istediği mesajı ise şöyle ifade ediyor: “Yaşam yolculuğumuza her ne kadar ailelerimiz, yakın çevremiz ve dostlarımızla çıksak da aslında hep yalnızız. Mutluluğun peşinde iyiyi, güzeli ararız aslında ve çoğu zaman da yakalayamayız. Filmde küçük bir kızın içselleştirilmiş yalnızlığı üzerinden mutluluk arayışındaki çocuksu perspektifini izliyoruz.” Filmin senaristi aynı zamanda Kandemir’in doktora danışmanı olduğu bir öğrencisi. Kandemir, aralarındaki iletişimi şöyle özetliyor: “Senaryo yazımı öncesi yaptığımız toplantılarda kendi kişisel baba-kız ilişkimi kendisine aktardım. Kukla sanatçısı Çağlayan Sevinçer’in hikâyelerini dinledik, kendisinin yarattığı kukla karakterleri üzerinden senaryomuzu geliştirdik. Senaryo yazımı yaklaşık 7 ay sürdü.” 

KURAM İLE SEKTÖREL ÇALIŞMALAR DAHA DA YAKINLAŞMALI

Filmde dikkat çeken bir diğer şey kukla yapımının özenle gösterilmesi. Bunun en önemli nedeni filmin başrolünde olan Çağlayan Sevinçer’in bir kukla sanatçısı olması: “Film doğal bir mekânda yani gerçek bir kukla tiyatrosunda geçiyor. Filmde üretilmiş kuklalar, kukla sanatçısı Çağlayan Sevinçer’in üretimi. Kukla sanatı ile tiyatrosunu bir sinema filmi içinde incelikli bir anlatım tarzıyla buluşturmaya çabaladığımızı söyleyebilirim. Filmin sanat yönetmeni ise Cansu Özdenak.” Prof. Ceyhan Candemir bir akademisyen olarak kendi alanında sektöre yönelik bir üretimde bulunması hakkında ise şunları söylüyor: “Bu sektörel olarak yaptığım ilk çalışma değil. Geçmişte çok fazla sayıda video klip ve belgeseller çektim. Aslında ‘Radyo Televizyon Sinema Bölümü’ akademisyenlerinden çok sayıda nitelikli yapımların çıktığını biliyorum, böyle de olmalı zaten. Kuram ile uygulamalı çalışmaların gün geçtikçe artması sektörle akademik çevreyi daha da yakınlaştıracak ve daha nitelikli eserlerin ortaya çıkmasına katkı sağlayacaktır.” Prof. Kandemir Türk sinemasının şu anki durumunu ise şöyle özetliyor: “Türk sineması yaşanan ekonomik krizlere, sektörel sorunlara rağmen üretimini devam ettiriyor. Bu çok değerli ve sanıyorum ilerleyen yıllarda her türlü dijital kuşatmaya karşı izleyici sinemanın gerçek değerini sahiplenecek.”

Vatandaş, 'Bize neyin sözünü verebilirsiniz?' diye sordu... İstanbul'a yeni metro müjdesi!
Vatandaş, 'Bize neyin sözünü verebilirsiniz?' diye sordu... İstanbul'a yeni metro müjdesi!

Vatandaş, 'Bize neyin sözünü verebilirsiniz?' diye sordu... İstanbul'a yeni metro müjdesi!

Deprem uzmanlarından korkutan İstanbul uyarısı! Riskli ilçeleri açıkladılar
Deprem uzmanlarından korkutan İstanbul uyarısı! Riskli ilçeleri açıkladılar

Deprem uzmanlarından korkutan İstanbul uyarısı! Riskli ilçeleri açıkladılar

Çin, 'Türkiye rekor kırdı' diyerek duyurdu! 'NATO ülkelerinden Ortadoğu'ya kadar...'
Çin, 'Türkiye rekor kırdı' diyerek duyurdu! 'NATO ülkelerinden Ortadoğu'ya kadar...'

Çin, 'Türkiye rekor kırdı' diyerek duyurdu! 'NATO ülkelerinden Ortadoğu'ya kadar...'