Filistin ve Gazze'de İsrail'in yaptığı saldırılar ve soykırımı dünyaya duyurmak isteyen basın mensupları da işgalci İsrail'in hedefi oluyor. Tüm dünyanın gözleri önünde bir soykırıma imza atan İsrail'in katliamları küresel medya tarafından görmezden gelinirken yerel basın ve Türkiye gibi birçok ülkedeki medya kurumlarını temsilen bölgede görev yapanlar da can güvenliği olmaksızın Filistin'in sesini dünyaya duyurmaya çalışıyor. Türkiye'deki gazeteciler de Gazze'deki meslektaşları ile dayanışma göstermek üzere harekete geçti.
Bir grup duyarlı gazeteci tarafından oluşturulan Filistin için Gazeteci Dayanışması İnisiyatifi, yayınladığı basın bildirisi ile İsrail'in özgür basına yönelik saldırılarını kınadı ve "Dünyanın her yerinde milyonlarca basın mensubu Filistin'in sesini duyurmaya devam edecek." diyerek Filistin'deki meslektaşlarına destek kampanyası başlattı. Sosyal medyada Filistin İçin Gazeteci Dayanışması etiketi ile Türk ve dünya basınından isimlere çağrıda bulunan girişim Filistin'deki gazetecilerin can güvenliğinin sağlanmasını istedi.
Filistin için Gazeteci Dayanışması İnisiyatifi yayınladığı bildiride "Kadın, çocuk, genç, yaşlı demeden yüzlerce sivili katleden İsrail güçleri, bu zulümleri ve savaş suçlarını belgeleyerek dünyaya duyuran gazetecileri de hedef almaktan çekinmiyor.
Filistin Gazeteciler Sendikasının raporuna göre İsrail 2000-2020 yılları arasında 46'dan fazla gazeteciyi katletti. 2019 yılında Anadolu Ajansı'nın ofisine de saldırı düzenleyen işgalci yönetim, geçtiğimiz hafta da Associated Press ve Al Jazeera ile yerel basının ofislerinin bulunduğu 13 katlı binayı ve Al Jawal Telekomünikasyon sistemine bağlı 6 internet vericisinden 5'ini bombaladı." hatırlatmasında bulundu.
İSRAİL KATLİAMI PERDELİYOR
Bildiride "Dünya kamuoyunun haber alma özgürlüğünü engelleyen İsrail'in bu saldırısı, yıllardır süregelen zulümlerin son halkası oldu. Başta Kudüs ve Batı Şeria olmak üzere, bölgede İsrail'in Filistinlilere yönelik katliam ve baskılarını dünyaya duyuran bir avuç gazeteci oldukça güvensiz ve korunmasız şartlar altında canları pahasına gazetecilik destanı yazıyor.
Uluslararası sözleşmelere göre, silahlı çatışma bölgelerinde tehlikeli profesyonel görevlerde bulunan gazeteciler, çatışmalara doğrudan katılmadıkça sivil olarak kabul edilmiştir. İsrail, insani hak ve özgürlükler konusunda uluslararası hukukun bütün kurallarını ihlal ettiği gibi basın özgürlüğünü de hiçe saymaktadır. İsrail'in bu tutumunu şiddetle kınıyor, Gazze'deki katliamı dünyaya duyuran basın çalışanlarının can güvenliğinden endişe ettiğimizi ilan ediyoruz. Bizler burada imzası bulunan vicdan sahibi gazeteciler olarak işgalci İsrail güçlerine sesleniyoruz; 1948'den bu yana işgal ettiğiniz topraklarda gazetecilere karşı şiddet uygulayarak, onları yaralayıp öldürerek susturabilirsiniz, ama hakikatleri asla saklayamazsınız. Dünyanın her yerinde milyonlarca basın mensubu Filistin'in sesini duyurmaya devam edecek." denildi.