• $32,3154
  • 35,1094
  • 2292.4
  • 9054.79
23 Ekim 2021 Cumartesi 07:00 | Son Güncelleme:

Ebrunun şifasını Meshk ile hissedin

Ebrunun şifasını Meshk ile hissedin
- MERVE YILMAZ ORUÇ / merve.oruc@aksam.com.tr

Ebru sanatının özüne bağlı kalarak kumaşa aktaran ve giyilebilir bir koleksiyon çıkaran Hülya Guruhan Küçükali, "Ebruyu sadece süsleme sanatı olarak görenler yanılıyor. Bir projede dezavantajlı bireylerle çalışma fırsatım oldu. Bu kişiler, yaptıkları ebrular kuruduktan sonra onların üzerine yatıyordu. Anladım ki toprağın ve suyun ruhundan gelen şifa enerjisiydi bu. Peki; su ve topraktan yapılmış olanı üzerinize giyerseniz ne olur? Tam da bu düşünceden yola çıkarak Meshk'i oluşturduk..." dedi.

Uzun yıllardır ebru sanatı üzerine çalışmalar ve araştırmalar yapan Hülya Guruhan Küçükali ebru sanatını moda ile buluşturdu. Ustası olduğu ebru sanatını farklı bir yöntemle kumaşa aktaran ve bir ilke imza atan Küçükali, giyilebilir sanat markası olan Meshk'in ilk koleksiyonunu çıkardı. Büyük teknelerle sanatçı tarafından elle işlenen her bir ebru eserinden yalnızca bir ürün hazırlanıyor. Şifa kaynağı olarak gördüğü ebrunun moda ile buluşmasının yolculuğunu Küçükali'den dinledik...

Ebru sanatı ile ne zaman tanıştınız?

2013 yılından beri ebru sanatıyla ilgileniyorum. Hocalarım Yılmaz Eneş (Gül Baba) ve Firdevs Çalkanoğlu'ndan dersler aldım. Ebru sanatının manevi ve ruhsal boyutu üzerinden gelen şifa enerjisi üzerinde çalışmalar yapıyor ve bu ruhsal durumun insanlar üzerindeki davranışsal değişimlerini araştırıyorum. Yetişkinlere ebru dersi veriyorum. Zamanın ve teknolojinin içinde olduğu tasarımlar yapmaya çalışıyorum. 2018'de Geleceğin Ustaları isimli uluslararası düzenlenen bir yarışmada yaptığım tasarımla birincilik ödülüne layık görüldüm. Ebrunun, su-toprak enerjisini kumaşa aktarabilmek ve üzerinde taşıyanların bu enerjiyi hissedebilmesi için çalışmalar yapıyorum. Bu amaçla Meshk adıyla bir marka oluşturdum ve bir koleksiyon hazırladım.

Bu sanatla uğraşmak size ne kattı?

Ebru sanatının benim hayatımdaki yeri, 'iyi bir sanatçı olmak' ya da 'bu işle uğraşmak' gayesi taşımıyordu aslında. Ebru sanatının şifalandırma özelliğiyle ilgiliyim. Ebru sanatıyla ilgilenmemin ilk sebebi geçirdiğim omurilik ameliyatından sonra uzun süre yürüme problemi yaşadım ve kas sistemimde oluşan hasar sebebiyle de ellerimde ciddi bir titreme kalmıştı. Ellerimin titremesi dursun diye ebru dersleri almaya başladım. İnanılmaz ilerleme kaydettim. Su ve toprağın insan üzerinde güçlü ve iyileştirici bir etkisi var. Tekne başında çalışmak konsantre eksikliği problemini yok ediyor. Bir yandan değiştirilemez kurallara bağlı kalıp diğer yandan sanatınıza kendinizden bir yorum ekleme çabasıyla uğraşırken ebrunun ruhundan gelen ilahi bir şeyle yüzleşiyorsunuz. Uğraştınız şey su ve toprak yani aslında kendinizsiniz. Ebru sanatı insanın kendisiyle mücadelesinde belki de en önemli şeyi hatırlatıyor size. Teslim olmayı bilmek... Bunlar benim başıma şimdi niye geldi?' demek yerine sabır ve teslimiyet giriyor devreye. Ebruda da tıpkı hayat gibi her şey yolundaymış gibi görünse de umulmadık şeyler yaşıyorsunuz. Çalışmak gayret etmek gerekiyor ama inançla. Ebru sanatıyla uğraşmak bu durumda bana sabır, disiplin; kimi zaman endişe, başarabilme; çoğu zaman da inanmanın gücünü hatırlatıyor.

Belli kaideler olsa da kişisel dokunuşlar çok önemli. Nasıl bir ebru anlayışınız var bu anlamda?

Kimse bana geleneksel ya da modern ebrucu diyemez. Boya ayarlarında, kullandığım malzemelerde, yaptığım atışlarda geleneksel kurallara bağlı kalsam da teknenin üzerinde çiçek ya da başka bir desen çalışmaya başladığımda Hülya devreye giriyor. Bir çiçeği teknemin önünde bir oraya bir buraya yer değiştirip farklı açılardan defalarca yaparım. Özellikle çiçek çalışırken zeminlerin net ve parlak olmasına özen gösteriyorum. Tüm çiçeklerin boyalarını kendi yöntemlerimle karıştırarak bulurum. Hiçbir boyayı kavanozundaki haliyle kullanmadım. Bu durumda da çiçekleri tekne üstünde kendim tasarlıyorum. Bu bazen tüm detaylarıyla tek bir yaprak bazen de bazen de dev gibi teknede tamamen geleneksel çalışılmış Tarz-ı Kadim Battal Ebrusu.

Peki ebru modayla nasıl buluştu?

Ebru sanatının mucizevi enerjisi, teknenin başında bu sanatla hemhal olduğunuzda ya da yapılan eserlere dokunabildiğinizde hissedebileceğiniz bir duygu. Meshk tam da bu düşünceden doğdu aslında. Size bir gözlemimi anlatmak isterim. Dezavantajlı kişilerle yaptığım bir projede down sendromlu, otistik ve spastik bireylerle çalışma fırsatım oldu. Bu kişiler, yaptıkları ebrular kuruduktan sonra onları alıp üzerine yatıyorlardı. Başta bir anlam verememiştim. Anladım ki toprağın ve suyun ruhundan gelen şifa enerjisiydi bu. Bizler ebruyu evlerimizde bir çerçeveye koyup hapsediyoruz. Ebru kıymetli kitapların içinde ve el yazması Kur'an-ı Kerim'lerde kullanılmış. Sizce neden? Sadece süsleme sanatı olsun diye yapılmış diyenler oldukça yanılıyorlar. Kitabı okuyanların kapağı her açtıklarında dokundukları ilk sayfa ebru olmuş. Yazılanın ruhunu anlayabilmek ve içsel yolculuğunuza hazır olmanın en güzel yoludur belki de su ve toprağa dokunabilmek. Peki; su ve topraktan yapılmış olanı üzerinize giyerseniz ne olur? Tam da bu düşünceden yola çıkarak Meshk doğdu.

Neden MESHK?

Meshk, olmaz denilen bir düşünceye ismini verdi. Bu yapılan çalışma geleneksel ebru malzemeleriyle yapıldı. Kumaşın üzerinde böylesine net görüntüler alınması imkânsıza yakındı. Toprak boyalar suya girdiği anda kumaşın üzerinde kalmayacaktı. Daha önce böylesine bir çalışma yapılmadı. Hep benzerleriydi... Ebru deniyordu ama kumaş boyalarıyla boyanmıştı ya da toprak boyalarla denenmişti ama yıkandıkça kayboluyordu. Bunun için oldukça fazla çalıştık, sabrettik... Bu sebeple adı Meshk oldu.

Ebru sanatını kumaşların üzerine aktarırken ne hissediyorsunuz?

Kimi zaman bir rock konserinde kimi zaman da bir zikir ayinin içinde buluveriyorum kendimi. Teknenin inanılmaz büyüklüğü bu görüntüler içinde hareketlerimi kısıtlamıyor. Müziğin ritmiyle ebru hareketlerini birleştirerek çalışıyorum. Öğrencilerim, özellikle yaşları küçük olanlar beni seyrettiklerinde sihir yaptığımı söylüyorlar.

Ne tarz ürünler yapıyorsunuz?

Ebru sanatının tüm kural ve kaideleri çerçevesinde özüne bağlı kalarak tıpkı yüz yıllar öncesinden gelen yapısıyla kumaşa aktarıyorum. Ebru doğası gereği toprak boyalarla yapılıyor ve kumaş bu boyalarla ebrulandığında su ile temasında boya suda çözülüyor. Yaptığım ürünlerde kullandığım teknikle, ebru boyaları kumaş üzerinde tutunabiliyor. Kâğıda yapabildiğim eserleri, kumaşın üzerine ebru teknesinde aktarıp, kıyafetler tasarlıyorum.

Neden sadece gömlek ve elbise?

Sadece gömlek ve elbise düşünmedim aslında. Ceket ve etek modelleri de tasarladım. İlk koleksiyonumda tercih ettiğim bir durum bu. Erkek modasını da yakından takip ediyor bir koleksiyon çıkarmak için çalışıyorum.

TENİNİZE DOKUNAN O KUMAŞIN BİR EŞİ YOK

Ebru sanatının en bilinen özelliği tek olması. Bu yaptığınız kıyafetlere nasıl yansıyacak?

Alınan her ürünü imzalı ve sertifikalı gönderiyorum. Sergimden ya da benden aldığınız bir tabloyla, üzerinize giydiğiniz o gömleğin birbirinden farkı yok. Teninize dokunan o kumaşın bir eşi yok...

Tasarımlarınızda insanları neler bekliyor?

Tasarımlarım modayla buluşmaya devam edecek tabii ama desenler konusunda tam da bir şey söyleyebilmem zor. Gördüğüm bir çiçekten ya da duyduğum bir notadan etkilenip üzerine çalıştığımda ya da bir sohbetten sonra tekne başına geçtiğimde hiç tahmin etmediğim eserler çıkıyor.

Doğaya saygı, sürdürülebilirlik gibi vurgularınız var sanırım...

Bu ürünlerin size ulaşana kadar ki sürecinde hiç ağaç kesilmedi. Denizlere ya da toprağa hiç zehirli atık karışmadı. Havaya sağlıksız hiçbir gaz salınmadı. Kutuları da dâhil olmak üzere tamamen doğaya saygılı ve sürdürülebilirlik esaslarına bağlı kalarak hazırlanıyor.

Geleneksel bir sanatın modaya uyarlanması konusunda olumsuz yorumlar aldınız mı?

Şu ana kadar olumsuz hiçbir yorum almadım. Kumaş, ebrucular tarafından da tekstilciler tarafından da merak konusu oldu ve görebilenler inceledi. Amerika'dan incelemek için gelen bir tasarımcı haklarını almak istedi fakat Türk Sanatı olması sebebiyle dünyaya başka bir ülkeden çıkıp tanınmasına gönlüm razı olmadı.

Vatandaş, 'Bize neyin sözünü verebilirsiniz?' diye sordu... İstanbul'a yeni metro müjdesi!
Vatandaş, 'Bize neyin sözünü verebilirsiniz?' diye sordu... İstanbul'a yeni metro müjdesi!

Vatandaş, 'Bize neyin sözünü verebilirsiniz?' diye sordu... İstanbul'a yeni metro müjdesi!

Deprem uzmanlarından korkutan İstanbul uyarısı! Riskli ilçeleri açıkladılar
Deprem uzmanlarından korkutan İstanbul uyarısı! Riskli ilçeleri açıkladılar

Deprem uzmanlarından korkutan İstanbul uyarısı! Riskli ilçeleri açıkladılar

Çin, 'Türkiye rekor kırdı' diyerek duyurdu! 'NATO ülkelerinden Ortadoğu'ya kadar...'
Çin, 'Türkiye rekor kırdı' diyerek duyurdu! 'NATO ülkelerinden Ortadoğu'ya kadar...'

Çin, 'Türkiye rekor kırdı' diyerek duyurdu! 'NATO ülkelerinden Ortadoğu'ya kadar...'